"Piyanoda yanlış nota diye bir şey olmadığına dair müzisyenlerin söyleyip durduğu eski bir klişe laf vardı. Ama Nora'nın hayatı anlamsız bir kakafoniden ibaretti. Muhteşem yönlere doğru gidebilecek bir parça, artık hiçbir yere gitmiyordu." S:21 "Kitabın sonundaki en uzun bölümde, 34…devamı"Piyanoda yanlış nota diye bir şey olmadığına dair müzisyenlerin söyleyip durduğu eski bir klişe laf vardı. Ama Nora'nın hayatı anlamsız bir kakafoniden ibaretti. Muhteşem yönlere doğru gidebilecek bir parça, artık hiçbir yere gitmiyordu." S:21
"Kitabın sonundaki en uzun bölümde, 34 yaş sonrasında, Dan'le ilgili çok fazla pişmanlık vardı. Bunlar gayet güçlü ve belirgin kafasının içinde bir Haydn konçertosunun hiç bitmeyen fortissimo nüansı gibi çalıp duran şeylerdi."s:35
"Müzik durduğunda karşınıza çıkan ilk kişiyi tuttuğunuz bir oyun oynar gibi."s:36
"Mutluluk veren bu saatin mutlu bir hayatı müjdelediğini umdu." S:70
"Öğrenmenin tek yolu yaşamaktır." S:82
"Geçenlerde biri bana esas sorunun sahne korkusu olmadığını söyledi. Esas sorunum hayattan korkmakmış. Ve biliyor musunuz? Gayet haklıydı. Çünkü hayat korkulacak bir şey; korkutucu olmasının bir nedeni var ve o neden de şu: hangi dalın gittiği yolu seçersek seçelim, yine o çürümüş ağacız. Ben hayatta çok şey olmak istedim. İstemediğim şey yoktu. Ama hayatınız çürümüşse, siz ne yaparsanız yapın, yine çürümüş kalacak. Rutubet her şeyi baştan sona çürütür." S:111
"Chopin'in karanlıkta çalmayı neden o kadar çok sevdiğini anlıyordu. Böylesi çok daha kolaydı.s:160
"Hayatta kalıplar var.. ritimler. Bir hayatta kendimizi köşeye kısılmış hissettiğimizde, hüznün, trajedinin, başarısızlığın ya da korkunun, tek bir varoluşun ürünü olduğunu düşünmek çok kolay. Yalnızca yaşamanın değil, belli bir şekilde yaşamanın sonucu olduğunu düşünmek. Demek istediğim, acıya karşı bağışıklık kazanmamızı sağlayacak bir yaşam tarzı olmadığını anlasak, her şey çok daha kolay olurdu. Mutluluğun doğasında acının da olduğun. Biri olmadan öbürünün de olmayacağını. Tabii ki farklı düzeylerde ve miktarlarda. Ama hiçbir hayatta sonsuza kadar saf bir mutluluk içinde olamayız. Öyle bir hayat olabileceğini düşünmek ancak yaşadığımız hayattaki mutsuzluğumuzu büyütmeye yarar."s:178
"Nora'ya göre ilişkilerde üç çeşit sessizlik vardı. Tabii ki pasif agresif sessizlik, artık konuşacak bir şeyimiz kalmadı sessizliği ve bir de Eduardo'yla ikisinin ulaştığı türden bir sessizlik. Konuşmak zorunda olmamanın sessizliği. Yalnızca birlikte olmanın, birlikteliğin. İnsanı yalnızken sessiz kalmaktan rahatsız olmaması gibi."s:207
"İnsan en iyi lokantalarda yemek yiyebilirdi, bütün hazlardan payına düşeni fazla fazla alabilirdi, sao paulo'da sahneye çıkıp 20.000 kişiye şarkı söyleyebilirdi, gelmiş geçmiş en büyük alkış sağnağına tutulabilirdi, dünyanın öteki ucuna gidebilirdi, internette milyonlarca takipçiye sahip olabilirdi, olimpiyat madalyası kazanabilirdi ama sevgi olmadan hiçbirinin anlamı yoktu."
"Hayatım bazen bize tuzak gibi gelmesi aslında zihinin oynadığı bir oyundu. Mutlu olmak için üzüm yetiştirip şarap üretmesi ya da gün batımını california'da izlemesi gerekmiyordu. Büyük bir evinin ve mükemmel bir ailesinin olması da gerekmiyordu. Yalnızca potansiyele ihtiyacı vardı ve potansiyelden bol bir şeyi yoktu bunun neden daha önce görememişti ki?"S:263
"Hayat umutsuzluğun öte yanında başlar."