+Bak, şimdi beni iyi dinle. Mehmet Ali.. -Bana da mı isim koydun ? +Yok dur sayıyorum. Mehmet Ali, İbrahim, Şencan, Nuray, ben ve Ali Namık. Altı arkadaştık biz. Senin gibi portakal da vitamin değil, ekşi, yeşil bir elmada liftik biz.…devamı+Bak, şimdi beni iyi dinle. Mehmet Ali..
-Bana da mı isim koydun ?
+Yok dur sayıyorum. Mehmet Ali, İbrahim, Şencan, Nuray, ben ve Ali Namık. Altı arkadaştık biz. Senin gibi portakal da vitamin değil, ekşi, yeşil bir elmada liftik biz. Nemli ama sıkı bit ortamdı. Baskı altındaydık. Biz de sımsıkı kenetlendik birbirimize. Lifli beslenmelerin faydaları malum.
-Sayısız
+Bu kalleş sistem sömürüyor bizi kardeş. Eşek gibi çalışan biz. Bir gün yüzü göremeden, bir oturup soluklanamadan, ilk sindirilip, sıcılıp giden biz. Ama bir davaya inanmışız biz. Bak bu kadın o elmayı tuttu ağzına götürdü. Ben gidiyorum. Gidiyorum ağıza doğru. Tam dişe değeceğim, döndüm arkama baktım. Dava arkadaşlarımın beşinin de yumruğu havada. Ne elleri titriyordu ne de gözlerinde bir damla yaş vardı. Sonra bir ısırık, felaket bir baş dönmesi... Karanlık bir yerlerden geçiyorum böyle, açamıyorum gözlerimi filan. İnce bir koridor derken... Buldum kendimi burda. Daha anamın karnında. Mapushane damında.
- Bu dava olaylarında dava şart, değil mi? Yani toplu bir duygu patlaması şart yani? Bir dram var mutlaka.
+ Dalganı mı geçiyorsun kardeş? Geç bakalım. O kendini çok önemseyen dallama şahsiyetlerden mi olacaksın sen de? Ol bakalım. Hayattır yani. Yaşayacağız, göreceğiz. Neyse odur. Kendini bu kadar ciddiye almaya başladıysan sen şurada bile, senin işin zor. Ama benim bir mücadelem olacak. Bir amacım olacak. Sense tekerlekli bir boy aynası gibi gezeceksin sokaklarda. Bir kafe köşesinde, uzun ve fazla kişisel bir roman yazacaksın. Belki ben o kafenin önünden geçeceğim. Seni göreceğim. Ve tanıyacağım. İlk arkadaşım demek geçecek içimden senin için. Ama içimden bile demeyeceğim.
- Ben seni tanıyacak mıyım?
+ Sen beni tanımayacaksın kardeş. Sen hep üstten bakacaksın. Travmalarını kimlik edineceksin hepimizi sikeceksin. Sen herkesi düzeltmeye çalışacaksın. Kimin konuşmasını beğenmeyeceksin, kiminin fikirlerin. Kiminin, misal söylüyorum, botuna diyeceksin, " O çorabın üstüne o bot olmuş mu?" Ama mutsuz olacaksın. Çünkü seçtin bunu daha burada. Gel sen beni dinle. Sadece karakteri oturmamış insanların hayranlık duyduğu ukala bir dallama olma. Bir amaç bul, bir mücadele bul kendine. Siyasi olur tarım olur, hukuk olur, basket, din, maket uçak, sanat sepet, neyse artık. Olayını bul kardeş. Dışarıda bize iş olma.
- Öyle mi diyorsun?
+ Bak bugün seçim günü kardeş.Gel, sen beni dinle. Her şerde bir hayır var. Bak, karşılaştık bugün burada. Sen de bir seçim yap. Benim mücadelemi beğenmiyorsan başka bir şeyler bul, bir hikaye yarat kendine. Bir dünya yarat. Bul bir mücadele. Savaş bir ömür. Geber git! Sonra yine elma, yine portakal, merak etme sen. Bir gün gelir, paran terapiye yetmez kardeş. Köprüden atlarken görmeyeyim bak seni haberlerde. Gözünü seveyim kapatma trafiği. Valla, ne olur ha? İşi gücü var insanların.