"Fısıltıların sesi de çığlıklar kadar yüksektir" Ayy uzun zamandır fantastik kitap okumuyordum. Okumayalı 2 ay filan olmuştur. Şimdi ben seriyi yine bütün postlarda gördüm ama kitap o kadar konuşulmadı gibi. Okundu ve bitti. Normalde bookstagramların okumayı bitirdikten sonra kitap için…devamı"Fısıltıların sesi de çığlıklar kadar yüksektir"
Ayy uzun zamandır fantastik kitap okumuyordum. Okumayalı 2 ay filan olmuştur. Şimdi ben seriyi yine bütün postlarda gördüm ama kitap o kadar konuşulmadı gibi. Okundu ve bitti. Normalde bookstagramların okumayı bitirdikten sonra kitap için hâlâ daha övgü dolu sözlerini görmem gerekiyordu fakat görmedim. Bu yüzden hiçbir beklentim olmadan kitaba başladım.
Kitabı aşırı sevdim hatta bu yorumumu yazdıktan sonra serinin ikinci kitabı olan Yanan Denizin Dansı'na da başlayacağım. Neyse çok uzatmadan konusuna girip, kitapta en sevdiğim özellikler ne ona anlatayım.
Larkyra Bassette, Bassette ailesinin en küçük kızı. Ablalarıyla birlikte lütuf ile ödüllendirilen Larkyra, aldığı eğitimler boyunca kendini kanıtlamak için ilk görevini heyecanla bekliyordu. İlk görevi ise izinsiz bir şekilde uyuşturucu kaçıran Lachlan Dükü'nün müstakbel gelini gibi davranıp, onu durdurmak. Ama asıl vâris olan Mekennalı Lord Darius ile üvey babası Lachlan Dükü'n arasındaki garip ilişkiyi fark ettiğinde Larkyra, Lord Darius ile iş birliği yapar. Lord Darius'ın istediği şey ise halkını üvey babasının zulmünden korumak.
Şimdi benim kitapta en sevdiğim kısım Larkyra ile Darius'un ilk tanışmaları oldu. O kadar alışmışım ki ilk gördüğünde birbirini tersleyen karakterlere, Larkyra ile Darius'un tanışmasını görünce hayran kaldım. Ya da böyle ilk tanıştıklarında birbirlerinden aşırı etkilenmediler. Sonunda klişeler kilit vuran bir ilk tanışma demek isterdim ama hafif de olsa bir klişe vardı. Larkyra, Darius'u kurtararak ona yardım etti. Evet sonunda bir kız karakteri, erkek karakterini kurtardı. Kitapta diğer sevdiğim kısım ise bu oldu. Hep bir erkek karakterin kız karakterinden fiziksel, ruhsal, finansal, statü olarak üstün olmasından bıkmıştım. Güç olarak bakacak olursak sonunda bir kadın karakter erkek karakterinden üstündü ama üstün kelimesini kullanmam da yanlış olur. Bu durumda ikisine de eşit diyeyim. Bir diğer değinmek istediğim nokta evreni. Evrenini aşırı sevdim çünkü baya üzerine düşünüldüğünü hissettiren bir evren ama merak etmeyin sizi yoran bir evren kesinlikle değil.
Şimdi serinin diğer kitaplarına gelecek olursak Sonsuz Yağmurlar Şarkısı'nda serinin diğer iki kitabınında hem kadın hem erkek karakteriyle tanışmış oluyoruz. Bu yüzden ben 3. kitabını almaktan kararsızım çünkü 3. kitapta Larkyra'nın en büyük ablası Arabessa ile yıllarca Bassette ailesinde yaşayan Zimri okuyacağız ve bana nedense kitap sıkıcı olacak gibi oluyor. Zaten bir yorumda birisi, serinin en son sevdiği kitabın, 3. kitap olan Ölümcül Tahtın Senfonisi sevdiğini söylemişti bu kitabı okumam için benim tereddütlerime tereddüt ekledi.
2. Kitabını okumak içinde aşırı sabırsızım çünkü erkek karakter bir korsan :) beklentimi yüksek tutmamaya çalışıyorum ama erkek karakterinin korsan olması bile beni aşırı heyecanlandırıyor.