IŞİD havasında gezen bir çapulcunun nasıl insanları etkileyip, güdüleyip, bir yerlere geldiği ve kutsal olduğu hakkında bir yapım. Aslında bu duygulara özel olduğuna kendi de kapılıyor. İşin asıl kısmına gelecek olursak, kapital dünyada hepimiz değerli ve biriciğiz. Bu dünya bizi…devamıIŞİD havasında gezen bir çapulcunun nasıl insanları etkileyip, güdüleyip, bir yerlere geldiği ve kutsal olduğu hakkında bir yapım. Aslında bu duygulara özel olduğuna kendi de kapılıyor. İşin asıl kısmına gelecek olursak, kapital dünyada hepimiz değerli ve biriciğiz. Bu dünya bizi böyle düşünmemizi istiyor, çünkü bu şekilde bencil bir hale gelebilir ve her istediğimiz şeyi sınırsız ve fütursuz bir şekilde tuketebiliriz. Kapital dünyanın tuketmemizi istediği bu netflix dizisinde ise, IŞİD benzeri bir abimiz insanlara bilmediklerini bildiriyor, ve olağan üstü güçler gösteriyor. Ve kendinin nasıl özel bir kişi 'mesih' olduğunu gösteriyor ve hatta buna kendi de inanıyor. İşin iki kısmı var filmi çekimi kurgusu oyunculuğu ve gizemi işlenişi üzerinden değil konusu üzerinden değerlendireceğiz.
Birinci konu şu ki: insanlar güdülmeye ve bir şeylere inanmaya meyilliler. Fakat bununla birlikte bu oldukça maliyetli ve güç gerektiren bir unsur. Tüm şehrin ışıklarını kontrol etmek veya pek çok bilgiye anında ulaşabilmek gibi.. günümüz Mesihleri ve kötü örnekleri de bu şekilde meydana çıkıyor ve aldatıyor gibi bir hipotez sunuyor yapım. Fakat şöyle bir durum unutmamalı ki, insanlara olağan üstü güçler göstermektense kendi haklarını vermek ve onlara aslında kendilerinin yaşadıkları yaşamlar üzerinden bir değerlendirme de bulunup yardımcı olmaya çalışmak insanları ikna etmek konusunda olağan üstü güçlerden daha etkili. Bu da benim iddiam ve yapıma karşı anti hipotezim. Çünkü şöyleki, insanlara olağan üstü güçler göstermekten ziyade, kadın ise hakları yoksayılıyor ise ona özgürlüklerine kavuşturmak( kadınlara seçme seçilme hakkı gibi), veya ırksal ayrıma maruz kalıyor ise Bilal habeşi gibi. Bunun gibi şeyler insanların üzerinde daha etkili. Ve büyük alimlerin dediği gibi, Allah'a yakın olmanın göstergesi havada durmak veya suda yürümek değil. Kuş ve balık o zaman Allah'a en yakın olurdu. Bunlar duyumsal ve algısal bir takım göstergeler. Duyum ve algı her zaman şaşabilir. Esas olması gereken paradigma istikamettir. İstikamet için:
https://islamansiklopedisi.org.tr/istikamet
Peygamber efendimiz bu adamın sahip olduğu imkanlardan hiç birine sahip değildi. Fakat onun gittiği yol ve istikamet insanlar verdiği huzur ve mutluluk bugün onun yolunu hala milyarlarca insannın takip etmesine sebep oluyor. IŞİD ve benzeri örgütler ise insanların hayatlarındaki yoksunlukları ve egemen güçlerin haklarını nasıl ihlal ettikleri savunuyor ve bu şekilde insanların mağduriyetlerinden besleniyor.
Diğer ikinci konu ise yapay zeka robotlar ve teknolojinin gelişmesi ile belki bu şekilde değil fakat insanların Arzu istek, bağımlılık ve içgüdüsel hayvani yönlerini kullanarak insanları yönetebilecek imkana sahip olabilecek bir potansiyele sahip olması. Esas soru ise, ilk olarak bu imkana sahip olabilecek çalışmaları kimler gerçekleştiriyorlar, ellerine bu imkan geçer ise kullanırlar mi yoksa, insanları kontrol etmenin ne önemi var diyip kenara mi bırakırlar? Bu türlü bir yönetim planının karşında yine bir teknoloji ile durmak nasıl mümkün olur? Bizlerin bir an önce bu soruları sorup buna yönelik bir çalışma gerçekleştirmemiz lazım. Çünkü başta da dediğim gibi bu kadar çok biricik ve yani bencil olarak inşa ettikleri insan artık kendi zevk ve sefası için bir takım şeylerden vaz geçebilecek mi?
Grandyoz duygulara sahip kendini yüksek seçilmiş kişi sanan bir sizofreni olsa idi gizemi yapılmış bir konu olurdu fakat insanlar daha mı çok beğenirdi bilemiyorum. Aslında gördükleri şehrin ışıklarının sönmesi filan hep zihinsel olabilirdi belki...