Spoiler içeriyor
Eveeet, herkese selaminko henüz bitti ve buradayım. Ahhh Mila, ah be kadın varımı yoğumu üstüne yaparım imanıma.. O koca yeşil gözler, o kaşlar, o dodahlar.. O hokka burun, o mimikler omg. İzlemekten öyle keyif alıyorum ki.. Adeta seyir origamisi.. Bu…devamıEveeet, herkese selaminko henüz bitti ve buradayım.
Ahhh Mila, ah be kadın varımı yoğumu üstüne yaparım imanıma.. O koca yeşil gözler, o kaşlar, o dodahlar.. O hokka burun, o mimikler omg.
İzlemekten öyle keyif alıyorum ki.. Adeta seyir origamisi.. Bu denli bir haz.
Evet, öncelikle sinematografik nitelik gütmeden çekilmiş bir film, bu kötü bir şey mi? Hayır ama öyle bir beklentiniz olmasın diye söylüyorum.(Mila, Black Swan'den sonra benim için bambaşka bir yerde)
Ancak çekim anlamında fark yaratacak düzeyde olmasa da yönetmenin, tekniği ana karakterin yaşadığı travmatik olayın öcünü, zaman zaman hayatındaki erkekten alması şeklindeki enstantaneler halinde kullanması hoşuma gitti, bunu Ani'nin geçmiş yaşamı ile bağlantı kurarken de kullanmış. Nice..
Geçmiş ile günümüz hayat iç içe birbiri ile bağlantılı şekilde anımsamalar halinde ilerliyor.. Bu da güzeldi.
Her ne kadar geçmişte yaşanmış bir mağduriyet, sindirilmişlik, toplumsal tepki cekinceleri ile bastırılmış bir karakter olsa da aslında günümüzde ana karakterin bunun benzerini aşk hayatında yaşadığını düşünüyorum.
Aynı tepkisizlik, kendini herkese kabul ettirme çabası, fedakarlık ve kendinden ödün.
Yine gördük ki, tabiri caiz ise; "Mühür kimdeyse Süleyman odur"
Gücü elinde bulunduran herkes rahatlıkla, aklanmak gibi adalet tecellisi gerektiren bir konuda dahi çabasız bir biçimde başarılı oluyor.
Bu iki yüzlülük her zaman ve her yerde yaşanmaya maalesef ki devam edecek.
Yani eğer varlıklıysanız "tecavüzcü" olsanız dahi kötürüm kalmanız acımsanarak karşılanabiliyor.
Yine gördük ki sadece sevmek yetmez, koşulsuz şartsız tüm hücrelerinle yanında olmak, empati yapmak, anlamaya çalışmak ve olduğu gibi kabul etmek gerekir, olmasını istediğimiz gibi görmek değil.
Finn yani Luke dünya senin etrafında dönmüyor aslanım ikile.. Ama yağ gibisin o başka mevzu. Evet, TifAni'nin bu bencil, iğrenç Amerikan kekosuna sonlarda yol vermesi ve dümeni tam anlamıyla eline alması çok hoştu.
Bunu bu hayvan oğlu hayvanın olay dallanıp budaklanıp, medyaya yansımadan tecavüz olayının faili ile konuşup bir mutabakata varılmasını söylediği sırada yapması... Slay..
Neden? Beyimiz haza hazreti elit barzo çünkü, ailesine bok sürdürmez..
Ama kızımız artık dayanamadı ve Bamm tüm o sakil adaptasyonu, beğenilme ve layık olma çabasını elinin tersiyle bu varlıklı kıronun ağzına tıktı. Ve onu bir sifonu bozuk klozet gibi geride bıraktı.
Mila, Finn ve Chiara'nın oyunculukları çok iyiydi.
Ani'nin annesi çok sinirimi bozdu, öğrendiğinde kızı resmen kaderine terk etti.
Olay bütünlüğü sürüncemede kalmıştı tam duyguya gark olacakken hemen başka mevzulara atlanmış, sahneler biraz daha iyi işlensin ve uzatılsın isterdim. Falan filan işte..
Veee.. Sonunda ayakları üzerinde tüm zarafetiyle ilik gibi süzülen ve tırnaklarıyla sıfırdan elde ettiği başarının ve hayatın keyfini çıkarmaya alışmaya çalışan hükümet gibi bir kadın.
Artık hiçbir şeyden çekince duymayan, gelişine yapıştıran, kendini suçlu, mağdur ve ayıplı psikolojisinden arındırmış, kadınlara paylaşma ve konuşabilme gücü veren siyah bir kuğu..
Yumruklar birleşerek göğe kalktığında tüm bulutların üstündeki kasveti kırarak güneşe yol açacak..
İyi seyirler..