“Bir şeyi derinlemesine anlamaktan korkmayın; her şey anlaşılabilir ve bu anlayış, daha fazla korkuyu azaltır.” Filmleri neden severiz? Kimisi sadece vakit geçirmek için izler. Kimisi senaryolarını çok sevdiği için izler. Kimisi de güzel şeyler görmek için izler. Benim içinse bunların…devamı“Bir şeyi derinlemesine anlamaktan korkmayın; her şey anlaşılabilir ve bu anlayış, daha fazla korkuyu azaltır.”
Filmleri neden severiz? Kimisi sadece vakit geçirmek için izler. Kimisi senaryolarını çok sevdiği için izler. Kimisi de güzel şeyler görmek için izler. Benim içinse bunların hepsini kapsıyor. Filmler diğer sanat dallarının çoğuna dair izler taşıyor. Edebiyat istiyorsanız çok iyi senaryolu filmler izleyebilirsiniz. Öyle iyi ressamlık yapabilen yönetmenler vardır ki size tablo gibi filmler yapar. Bir müzisyen film için öyle bir beste yapar ki en ilgisiz insan bile mırıldanır. İşte ben filmleri bu yüzden seviyorum. Çok kapsamlı olduğu için.
Peki ya felsefe? Çok iyi felsefi temeli olan filmler var. Örneğin Matrix size hayatı sorgulatır. The Dark Knight’ta en iyinin bile iyi kalıp kalamayacağını sorgulatır. Buraya ise kocaman bir “ama” bırakmak istiyorum. Felsefeye hiçbir zaman büyük bir düşkünlüğüm olmadı. Uzak durduğumu söyleyemem hatta ufak bir kısmıyla (mantıkçı pozitivistlerle) çok uyuştuğum da oluyor. Ama günümüzde insanların meşguliyetinin geçmişe göre çok arttığını düşünüyorum o yüzden eskisi kadar düşünmeye vakit ayırmıyoruz. Ya da en azından ben pek ayırmadığım için çok düşünen biri değilim. Tabi bu takdir etmediğim anlamına da gelmez.
Peki gelgelelim filme. Film içerisinde yoğun bir felsefe barındırıyor. İnsanın Tanrı arayışına, anlam arayışına, ölümle yüzleşmesine, cehaletle yüzleşmesine çok güzel değiniyor. Ama ama ama… işte bunlar benim ilgimi çok fazla çekmiyor maalesef. Beğenmiyor değilim ama bayılmıyorum. Fakat bu felsefi derinlik, senaryoya asla yük olmayıp iyi bir noktaya gelmesine de yardımcı oluyor bence.
Bu film eski olduğu için haliyle siyah-beyaz. Fakat izlerken hiç yadırgamadım. Sinematografik olarak çok başarılı bence. Kamera açılarından tutun, manzaraların güzelliğine kadar gayet başarılı.
Ingmar Bergman aynı zamanda bir tiyatro yazarı. Bundan dolayı mıdır bilmiyorum filmde daha çok tiyatral oyunculuklar var. Ben daha günümüz doğal oyunculuklarına yakın bir insan olarak bunu biraz ortalama bulabiliyorum. Tabi bu bir tercihtir kimisi bayılabilir, dönemi için çok iyi de olabilir.
Toparlamam gerekirse filmi beğendim. Çok iyi yaşlanan yerleri var, kötü yaşlanan yerleri var. Beklentimin farklı olduğu, daha fazla görmek istediğim kısımlar oldu filmde ama görememek üzdü. Benim ilgi alanıma fazla girmeyen şeylere odaklandığı için filme mükemmel diyemeyeceğim maalesef. Fakat çok takdir edilesi bir eser.
7/10