Adam Philips İyileşmek adlı kitabında, haz mefhumunu ele alırken Freud’un bile hazzın ne menem şey olduğunu bilmediğini aktarır. Hazzın buz üzerinde paten sürmek gibi bir oynaklığının olmasının her ne kadar gerçeklik payı varsa da tabi ki salt insani temel ihtiyaçlara…devamıAdam Philips İyileşmek adlı kitabında, haz mefhumunu ele alırken Freud’un bile hazzın ne menem şey olduğunu bilmediğini aktarır. Hazzın buz üzerinde paten sürmek gibi bir oynaklığının olmasının her ne kadar gerçeklik payı varsa da tabi ki salt insani temel ihtiyaçlara da indirgenemez. Nihayetinde haz, içerisinde acıyı da barındıran bir güdünün de ifadesi olabilir. Temel ihtiyaçlar konusunda haz, bir tatminlik duygusuyla beraber gitmek isteyen ve doyurulmayı isteyen şeydir. Temelinde bir eksikliğin mefhumu taşıması da rastlantı değildir.
Bununla beraber haz kavramı hazzın pratik gerçekliğinde ele alınabilir bir şeydir de; hatta belki de tastamam hazzın tanımı hazzın tanımında değil, hazzın kendi pratik gerçekliğinde yatıyordur. Hazza eşlik eden birçok içgüdüsel davranış mevcut olsa da hazzın içerisine uygarlığa ait “sapkınlıklar” da mevcuttur. Demek ki oluşla süregiden haz, akışkan olduğu gibi, oluşun nehrinde de rengini değiştirir. Öz olarak acı ile olan ilişkisi kesintiye pek uğramaz. Lacan’ın jouissance kavramı küreğin boşa sallanması değildir. Tam da hazzın akrabalığını yakalayan bir noktada kendi rengini birlik olarak sunandır.
Bütünleşik bir yapıyla süregiden haz kavramının acı ile ilişkili olması bir yana; hazzın doyurulma süreci onun tatmin edilmesi… hazdan kurtulma istemi… tüm bunlar hazzın karmaşık yapısıyla da paralel gider ya da tersi yönde hareket eder.
Benim görüşüme göre ise Adam Philips de Freud da bir detayı kaçırmaktadır; haz, tıpkı enerjinin kendisini açığa çıkarıp atomun doğal korunumunu sağlaması gibi bir “dışa aktarım” ile birlikte hareket eder. Tıpkı bir sağaltım halinde olduğu gibi enerji de fazla enerjiyi ışık olarak dışa aktarır. Haz da ona musallat olan veya onda eksiklik hissettiren biçimiyle fazlalığı dışarıya atmanın tatminkarlığıyla hareket eden şeydir. Sürekli dönen bir topun hareket ettikçe enerji kaybetmesi ve tekrar enerjiye ihtiyaç duyması kadar doğal bir haldir söz konusu olan.
Hazzın başka biçimlerinin mevcut olabileceğini bilmekle beraber, hazzın tanımının hazzın gerçeğini yakalamamız için yeterli olduğunu düşünmemekteyim. Çünkü şeyin tanımı ile şeyin kendisi arasında bir fark episte sorunu mevcuttur. Bu mevcudiyet hali, yaşamın oluş anında kavramı hem içeren hem de kavramı aşan bir pozisyonda sabitlenmek bir tarafa elektron gibi bir o yerde bir bu yerde akışın bulutunu diğer şeyler üzerinde bir örtü gibi salınım haline denk getirmektedir.