Raf Yorumu: 𓄂𓆃 (@

Görmek nedir? Sözcük anlamı olarak; bir şeyin varlığını algılamak, seçmek, anlamak, kavramak, sezmek gibi anlamlara gelir. Aynı zamanda görmek kelimesinin anlamı görme eyleminin neden önemli olduğuna da açıklık getirir. Peki her şeyi kavradığımız ya da algıladığımız kadarıyla mı görürüz? Bu…devamıGörmek nedir? Sözcük anlamı olarak; bir şeyin varlığını algılamak, seçmek, anlamak, kavramak, sezmek gibi anlamlara gelir. Aynı zamanda görmek kelimesinin anlamı görme eyleminin neden önemli olduğuna da açıklık getirir. Peki her şeyi kavradığımız ya da algıladığımız kadarıyla mı görürüz? Bu durumda gördüklerimizin ne kadarı gerçektir? O zaman üzerine düşünmemiz gereken diğer bir kavram ise gerçek ya da gerçekliktir. Gerçek ya da gerçeklik nedir? Algıdan bağımsız mıdır? Körü körüne inandığımız doğrulardan mı ibarettir? Kitapta her ne kadar biyolojik olarak kör bir toplum ele alınmış olsa da alt metinde düşünceleri ve ideolojileri kör olan toplumlara değinir. 📚 "Körler ülkesinde tek gözü olan kraldır!" Düşünsenize herkesin kör olduğu ve yalnızca sizin gördüğünüz bir toplumda fazladan iki uzvunuzla kendinizi üstün görmez misiniz? Bu durumu lehinize çevirip yönetimi ele almak istemez misiniz? Ama fark edeceksiniz ki, farklı olmak oraya ait olmamak demektir. Bu da başlı başına bir kusurdur. 📚 "Körler ülkesinde görmek kusurdur." Peki çoğunluğa uymak, dışlanmamak, ötekileştirilmemek için iki uzvunuzdan vazgeçip kör olmayı kabul eder miydiniz? Toplumun belirlediği sınırlarda yaşar mıydınız? Yazar bu kitapta, kendi gerçekliğini tek doğru kabul edip hayatı yalnızca kendi yaşamından ibaret zanneden toplumları eleştirir. Algıların toplum tarafından belirlendiğini dile getirir. Toplumun belirlediği sınırlarda yaşayamayan bireylerin ötekileştirilmeye ve dışlanmaya mahkum olduğunu anlatır. Büyük bir keyifle okudum bu şahane eseri. Kitabın sembolik dilini çözdükten sonra tadına doyamayacağınız bir eser. Özellikle yazarın bu kadar kısa bir metinde ifade etmek istediği her şeyi söyleyebilmiş olması takdire şayan. Elena Ferrándiz'in çizimleri ise harikaydı. Kitabın ruhuna özgü bir işe imza atmış. 📚 "Aydınlıktan yarı karanlığa öyle yavaş geçmişlerdi ki ne kaybettiklerinin hemen hemen hiç farkında değillerdi."