Tanıdık gelen bir hikaye.Çok çocuklu yoksul ailelerin hikayeleri birbirine benzer. Baba ,babalık görevi gereği beklenilen yeme ve barınma ihtiyacını karşılamak dışında içten bir babalık motivasyonu hissetmeden aynı evde evdekilere temas etmeden yaşıyor.Kendi gayesine ihtiyaçlarına odaklı bir ömür yaşıyor.Tek gayesi var…devamıTanıdık gelen bir hikaye.Çok çocuklu yoksul ailelerin hikayeleri birbirine benzer.
Baba ,babalık görevi gereği beklenilen yeme ve barınma ihtiyacını karşılamak dışında içten bir babalık motivasyonu hissetmeden aynı evde evdekilere temas etmeden yaşıyor.Kendi gayesine ihtiyaçlarına odaklı bir ömür yaşıyor.Tek gayesi var aslında mensubu olduğu aşirette itibar görmek.Bu uğurda çocuklarını kullanmaktan hatta onların hayatının yok olmasına razı olmaktan çekinmiyor.Acınası biri .Bir noktada ayıkması lazımdı.En büyük itibar kendi ailesini önemsemekten geçiyordu.El iyisi denilen adamlardan.Onaylanma ihtiyacı daha zor mecralarda anlam kazanıyordu belki de.Sevildiğini ve her ne olursa olsun affedileceğini bildiği bir yerde savaşacağı bir sebep yoktu.
Anne silik biri.Kadınsal kıskançlığı olan yine baba gibi görev bilinci ile sınırlı bir ebeveynlik üstlenmiş.Eşini çocuklarından daha çok önemsiyor.Dolayısıyla pek de umrunda değiller.Oysa anne evde en güçlü figür olması gerekirken bu rolü evin tek kızı Leyla'ya yıkmış.
Leyla,her ailede olan ,aileyi mutlu etmeye çalışan kişi.Kız çocukları küçük yaşlarda aileye hizmet etmek üzere yetiştirliyor.Duygusal prangalarla bağlanıyorlar .Kadın doğasından gelen birleştirici üretken yapısı da bunun için biçilmiş kaftan. Kaybedilmiş bir gençliğin hüznü ile isyankarlaşan sesi,ailesine duyduğu acımalarla kırgınlığa evriliyor.Neden sürekli ağlıyor ki dedim bazen.Hassas kalbi ile savaşçı ruhunu savaşıyordu ve tüm bu duygusal yükler gözlerinden taşıyor.Bir kız kardeş ve bir abla dilemesi bu yüzden.Böylece ailesini gözü arkada kalmadan emanet edebilir ve kendi hayatını kurabilirdi.Tek çaresi kalmıştı ailesini yoksulluktan kurtarmak.Sürekli sorgulamış Leyla.Alirıza geldiğinde tüm cevapları hazırdı.
Ailenin bilgesi olan Alirıza korkak bir tip.Korkusunu modernlik maskesi ile gizleyerek karizmayı kurtarma niyetinde.Saygı da görüyor aslında.Babası ve annesine karşı eve nadiren gelmesinin verdiği bir suçlulukla yaklaşıp şefkatli davranıyor.
Diğer 3 erkek evlat standartların dışına çıkmamış çarklara dahil olmuşlar.Kolayca zengin olmak için yasadışı işler yapmaktan çekinmeyen ailenin kurnazı Manouchehr,
Ilk erkek çocuk olan babasına rağmen evliliğini sürdürmeyi başaran,babasından görmediği babalığı evlatlarına yapan,ılımlı vicdanlı Parviz ve en küçük çocuk olan Farhad kendine odaklı dürtüsel hareket eden biri.Alirıza ve Leyla arasındaki tartışmalarda kah orda kah burda saf tutuyorlar.
Filmin açıklamasında ataerkil toplumda direnç gösteren bir kadın hikayesi olduğu söyleniyor.Ancak sadece bundan ibaret değil .Düşünülecek çok şey çıkıyor ortaya.
*Mesela baba farklı olsaydı çocuklar yine aynı karakterde mi olurdu.Karakterler saf ruhun parçasına göre mi kendini gösterir yoksa her şey çevresel faktörlerden mi kaynaklanıyor?Yani zengin modern bir ailede doğsaydı Leyla nasıl biri olurdu?
*"sana nasıl düşüneceğin değil ne düşüneceğin öğretildi." Sanırım bu sözü ömrümün ilk gençlik zamanlarında duysaydım daha farklı bir insana dönüşürdüm.Okullarda ve en başta ailede topluma uyumlu bireyler olmak uğruna salt hazır bilgi ile donatıldığımızı,"örnek insan" olmak adı altında koyunlaştırıldığımızı daha erken farketmiş olurdum.
* öğretilmiş aile sevgisi samimi mi?
Hangisi daha değerli? Koşulsuz seven evlatlar mı yoksa özgür iradeli dengeli düşünme yetisi gelişmiş , birey olabilmiş evlatlar mı?
*Son olarak ,Herkes çocuk sahibi olmak zorunda bırakılmasaydı dünya nasıl bir yer olurdu?