Spoiler içeriyor
the fall (2006): 10/10 (izleyin bunu nolur saklı cevher) öncelikle filme ilk başta 8 puan verdiğimi söylemek istiyorum. fakat ardından okuduğum incelemeler, referanslar üzerine tam puan hak ettiğini düşündüm. film 1920lerin los angeles'ında geçiyor. kolu kırıldığı için los angeles hastanesinde…devamıthe fall (2006): 10/10
(izleyin bunu nolur saklı cevher)
öncelikle filme ilk başta 8 puan verdiğimi söylemek istiyorum. fakat ardından okuduğum incelemeler, referanslar üzerine tam puan hak ettiğini düşündüm.
film 1920lerin los angeles'ında geçiyor. kolu kırıldığı için los angeles hastanesinde yatmakta olan küçük kız çocuğu alexandria ve bir çekim sırasında kaza geçirip felç olan dublör roy arasında oluşan bir masalı anlatıyor.
roy, alexandria'ya amaçları vali odious denen adamı öldürmek olan altı adamın epik hikâyesini anlatmaya başlıyor. fakat geçirdiği kaza yüzünden karamsarlığa ve umutsuzluğa kapılan roy'un hikâyesi de kasvetli, karanlık bir hâl alıyor. bir süre sonra roy, kendi hayatını sonlandırmasına yardım etmesi için alexandria'yı manipüle etmeye ve kullanmaya başlıyor.
puanım ve konu ortada, gidin koşun izleyin (izledikten sonra linkini bıraktığım şeylere bakın [daha fazla araştırma yapıp birkaç link daha ekleyeceğim, mümkün olan en kısa sürede!!]) demek düşüyor bana sadece. gerisi size kalmış.
SPOILERLI KISIM:
offf. elli kez durdurarak izledim, bu film nereye gidiyor dedim. izleyip bitirdim, aşırı beğendim. dedim ki bir 8 puanı hak ediyor. sonrasında çok detaylı olduğunu düşündüğüm ve tüm referansları içeren bir inceleme buldum (linkini bırakacağım) ve dedim ki, 8 az. tam puanı hak ediyor.
konunun ilginçliği mi desem, sinematografi mi desem... aslında bir link bırakacağım için bu tarz şeylere çok fazla değinmek istemiyorum çünkü bahsettiğim inceleme gerçekten her detaya değinmiş. sadece duygularımı dökmek istiyorum.
referanslara ve filmde bunlara yer verilme şekline baktığımda çok incelikle yapıldığını rahatlıkla söyleyebilirim. yönetmen o kadar iyi işlemiş ki bunları. ve yönetmenin o büyüleyici sahneleri elde edebilmek için dört yıl boyunca mekân mekân gezmiş olduğunu öğrenmek beni ayrı bir şoka uğrattı. oldukça takdire şayan. (imdb, bu filme nasıl 7.8 verdin?!)
olaylara bakacak olursak... roy'un hissettiği çaresizlik ve kendi hayatını sonlandırmak için küçük bir çocuğu manipüle etmesi umutsuzluğunu o kadar iyi aktarıyor ki. alexandria'nın minik kalbi paramparça olsa bile devam ediyor çünkü onun için artık umut yok, sevdiği kadın onu terk etmiş. sakat kalmış. hayatına böyle devam edemez.
alexandria'nın roy'u kaybetmeyi istememesi, o hayatta kalsın, mutlu olsun diye "sana daha fazla ilaç getirebilirim." demesi... roy'u düştüğü derin umutsuzluktan kendi saf kalbiyle kurtarmaya çalışması... roy'un hikâyesindeki, hikâyelerindeki karakterleri tek tek acımasızca öldürürken ikisinin de gözyaşlarına boğulması beni elli yerimden bıçakladı. roy sonunda o çaresizliğe teslim olacak sandım, ama olmadı. çünkü bu sadece roy'un hikâyesi değil, roy ve alexandria'nın hikâyesi.
dostlukları sanıyorum ki rastgele bir şekilde, alexandria'nın hastaneden ayrılmasıyla bitiyor. anlatımından anlıyoruz ki, roy da iyileşmiş ve işine geri dönmüş. alexandria artık hareketli filmleri seviyor ve tüm dublörleri o renkli zihninde roy olarak hayal ediyor.
filmi izlerken özellikle bir sahne çok dikkatimi çekmişti. alexandria roy'u ziyaret ederken eucharist (kiliselerde verilen ekmek) yiyor ve roy ne olduğunu sorunca "yemek" deyip ona da veriyor. o sırada roy, "are you trying to save my soul?"/"ruhumu kurtarmaya mı çalışıyorsun?" diye soruyor. alexandria ne olduğunu anlamayınca roy eucharist'in ne olduğunu açıklıyor ve ruhu kurtardığını söylüyor.
altı kahramanın hikâyesinin sonunu, roy'un aldığı kararı ve o soruyu düşünüyorum. gerçekten de alexandria roy'un ruhunu kurtardı, değil mi?
LİNKLER:
bu linkler, the fall filmi üzerine yazılmış analiz, inceleme ve yorumları içeriyor. filmdeki sembolizm ve atıflara değinilmiş -ki bu inanılmaz hoşuma gitti, araştıran ve paylaşanların emeğine sağlık-. darwin ve wallace, hintli ve karısı, otto benga vesaire, bunlarla ilgili bulabildiğim ve bilgilendirici olduğunu düşündüğüm linkleri de bıraktım (bırakacağım). şimdiden iyi okumalar.
- sucmahalli.blogspot.com/2013/12/the-fal...
- sinetopya.com/post/masalsi-am...
- bagimsizsinema.com/cocuklar-kadar-...
- otekisinema.com/the-fall-2006
- hindistan-i.blogspot.com/2018/01/rani-pa...