Spoiler içeriyor
Yıl 2030. Cliff tıpkı kızı Clara gibi bir biliminsanıdır. Küresel ısınma Batagaika Krateri’nde buzulların hızla erimesine yol açar ve araştırma için Clara ile birkaç biliminsanı ailelerini geride bırakıp Batagaika Krateri’ne gider. Araştırma yaparken Clara bir kraterdeki geniş açıklıktan düşer ve…devamıYıl 2030.
Cliff tıpkı kızı Clara gibi bir biliminsanıdır. Küresel ısınma Batagaika Krateri’nde buzulların hızla erimesine yol açar ve araştırma için Clara ile birkaç biliminsanı ailelerini geride bırakıp Batagaika Krateri’ne gider. Araştırma yaparken Clara bir kraterdeki geniş açıklıktan düşer ve hayatını yitirir. Cliff,kızının başladığı işi bitirmek için Kuzey Kutup Dairesi’ne gider ve burada aslında araştırma ekibinin bir karantina altında olduğunu fark eder. Clara ile farklı farklı ülkelerden gelen birkaç araştırmacı eriyen buzullarda aslında bir mumya bulmuşlardır. Annie adını verdikleri ve 7-8 yaşlarındaki bir kız çocuğuna ait olduğunu düşünülen mumyanın DNA’sını hücrelerini hızla iyileştirebilen denizyıldızı ve ahtapota benzetmişlerdir. Ve Annie henüz anlayamadıkları bir virüs taşımaktadır. Cliff son zamanlarında oldukça sessizleşen ve ketumlaşan Clara’nın günlüklerinden onun duygularını anlamaya çalışırken bir yandan da virüsü incelemeye devam ederler. Fakat bir anda araştırmacılar bir bir hastalanmaya başlar.
Bu anlattıklarım sadece 1. bölüm. 2.bölüm ve sonrası farklı karakterlerin şaşırtıcı ve ilgi çekici hikayeleriyle bu Kuzey Vebası dedikleri hastalığın başlamasından sonrasını anlatıyor.
2.bölümde komedyen Skip’in hikayesine geçiyoruz. Virüsten ilk etkilenen çocuklar oluyor. Skip artık yaşamak için hiçbir şansı olmayan çocukların aileleriyle birlikte son günlerini ve anlarını geçirmek için Kahkaha Kent isminde adı verilen lunapark gibi görünen bir tesiste çalışan bir genç. Çocuklar gün boyu istedikleri gibi eğleniyor ve çoğu kendilerini neyin beklediğini bilmeden son adıma ulaşıyor. Bir hız trenine. Trende ilk ters dönmede 10G kuvvetinde yerçekimine maruz kalıyorlar. Sonraki ters dönmede beyin işlevleri duruyor. Ve finalde de kalpleri kan pompalamayı durduruyor.
3.bölüm çocuklardan hastalık kapan yetişkin Jun’a ve 4.bölüm de bedeninde insan kalbi yetiştirilen ve komplikasyonlar sonucu konuşabilen bir domuza ait. 5.bölüm ise kaybettiği yakınlarının mumyalanmış bedenleriyle son bir tatil yapanlar için Matem Oteli isminde bir yerde çalışan Dennis’i anlatıyor. Şuan çok ayrıntıya girdim zannediyorsunuz belki ama bu daha hiçbir şey.
Fakat yine de bir uyarı vereyim; YAZIM ÇOK UZUN OLACAK.
Birbirinden ilginç ve özgün hikayeler var. Ve aslında birçoğu ana hikaye olma potansiyeli taşıyor. Bu kitaptan 3 kitap çıkabilirdi gibi bir iddiam da var.
Hikayeleri kalbim küt küt atarak korkup panik olarak ya da gözlerim dolarak okudum. Her hikayede zaman biraz daha geçiyor. 1 yıl,2 yıl,5 yıl ve çok çok daha fazlası. Ve bazı hikayelerde karakterlerin tesadüfi şekilde birbirlerine denk gelmelerine şahit oluyoruz.
Kitaba başladığımda ilk birkaç sayfayı anlamakta zorlandım. Terimlerden olsa gerek.
Ve her yeni hikayede biraz afalladım diyebilirim. Ama hemen içine de alıyor insanı. Birkaç farklı açıdan,zamandan ve kişilerden anlatılan hikayeler başkalarına karışık gelebilir ama büyük resme bakınca hepsi bir bütün. İnsana evrende küçücük bir varlık olduğunu tekrar anımsatıyor.
İlginç bir kitaptı. Hele son bölümü,büyük bir tokat attı. Bu kitabı kolay kolay unutacağım sanmıyorum. Bayağı beğendim ve çok etkilendim.
Ve gelelim spolu yere***
Son bölümü okuyana dek aklımda hep şu vardı;Clara,Theresa ve Bayan Takahashi’de aynı kristal kolyeler var. Bu bir tesadüf mü? Yoksa aralarında bir bağ mı var.
Şimdi cevabını veriyorum.
Son bölüm aslında bizi başa götürüyor.
Çünkü mumya Annie’nin soyunu anlatıyor. Annie’nin annesi Qweli başka bir gezegenden. Bir Dünya Kuran. Evet,dünya tohumları ekiyor ve onları büyütüyor. Her bir tohuma ihtimaller enjekte ediyorlar. Ve kadının gitmesi gerektiğinde diğer Dünya Kuranları terk ediyor. Tıpkı Annie’ye verecek olduğu gibi ahtapot ve denizyıldızlarındaki genlere benzer genler taşıyor. Aynı zamanda şekil değiştiren bir varlık. Yolculuğu en sonunda Dünya’da bitiyor ve burada Annie’nin babasıyla tanışıyor. Kuzey Vebasına sebep olan şey “kristal kolyeli” Qweli’nin kendini ilk insan formuna sokarken küçük bir hata yapması.
Annie’yi kaybettikten sonra ise şekil değiştirerek her medeniyetin bir parçası olup onlara bir şey öğretiyor. Sümerler’in Tiamat’ı oluyor,medeniyet dağıtıyor. Galileo’nun aşığı oluyor. Isaac Newton ile oda arkadaşı oluyor. Her dönemde başka bir kimlikle yaşamaya devam ediyor.
Ve sonra Clara oluyor. Sebep olduğu virüse çare bulmak için kızının bedenine geri dönüyor. Ardından Theresa oluyor. İnsanlığı kurtarmak için Bryan’a yardım ediyor. Muhtemelen Bayan Takahashi de o.
Yazımı toparlamaya çalışayım. İnsanlığın bir kısmı 2037’de uzaya gidiyor. 50 yıl sonra Dünya’da vebaya tedavi bulunsa da gemideki yolcular yolculuklarını 6000 yıl sürüyor. Bu kadar yıl geçmiş olsa da insanlar hala anılarına ve sevdiklerine tutunuyor. Son satırlarda mürettabat 6000 ışık yılı uzaklığından Dünya’ya sesleniyor...
“Bizi unuttunuz mu?”