Raf Yorumu: Miss Rainbow (@missrainbow)

Spoiler içeriyor Nehir Tuna bizi Yurt filmiyle 90’lara götürüyor. 14 yaşındaki Ahmet kendini kısa süre önce İslam’a adayan babasının zorlamaları üzerine dini bir erkek yurdunda kalmaya başlar. Kendini asla ait hissetmediği ve hatta okul arkadaşlarından sakladığı yurt hayatında tek sığınağı yurdun kıdemlisi…devamıNehir Tuna bizi Yurt filmiyle 90’lara götürüyor. 14 yaşındaki Ahmet kendini kısa süre önce İslam’a adayan babasının zorlamaları üzerine dini bir erkek yurdunda kalmaya başlar. Kendini asla ait hissetmediği ve hatta okul arkadaşlarından sakladığı yurt hayatında tek sığınağı yurdun kıdemlisi Hakan olur. Ahmet babasından sevgi görmek için onun istediği gibi bir çocuk olmaya çalışırken bir yandan da cinselliğini keşfetmeye başlar. 2 saat boyunca gözlerimi kırpmadan izledim. Beni çok fena içine aldı. Başroller müthiş oynamış. Şimdi burada spoya giriyorum*** Ahmet’in çaresizliğini iliklerime dek hissettim. Ahmet ailesini ne kadar çok seviyordu. Hatta ailesine olan sevgisinde biraz obsesiflik bile görebiliriz. O ışıkları üç kez yakıp kapama hareketi üzerinden. Ama babasının zoruyla kendini aşırı yabancı hissettiği o tuhaf yurtta buluyor kendini. Sıcak evinden uzakta, babasından sevgi görmek ve yurtta kabul görmek için kalpten inanmadığı şeyler için boşa bir uğraş veriyor. Eşyaları çalınıyor,zorbalığa uğruyor,dinin bazı yanlarından korkuyor ve kabuslar görüyor. Dahası birbirinden aşırı farklı olan okul hayatı ve yurt hayatının arasında kalıyor. Bir noktadan sonra hayatına Hakan giriyor. Hakan yurtta sevilen bir öğrenci. Hocaların gözdesi gibi bir şey. Sadece Hakan’ın yanında kendi olabiliyor. Ve sonra Ahmet cinselliğini keşfetmeye başlıyor. Karşı cins üzerinden. Okula Sevinç isimli güzel bir kız geliyor. Fakat bir yerde,tatilde Hakan ile yurtta tek kaldıklarında sanırım aralarında bir şey yaşanıyor. Buraları bize açıkça göstermiyorlar ama aralarında başka bir çekim görmeye başlıyoruz. (Ya da belki de Hakan bir şeyler hissetmeye başlıyor ?) Ve hatta bu tatil döneminde anlıyoruz ki Hakan aslında yurtta istismara uğramış... Ve gelelim son kısımlara. Ahmet’in baskılara karşı koyup kurallara karşı geldikten sonra Hakan ile çıktığı yolculuğa. Bu sahnelerde neredeyse bir buçuk saattir siyah beyaz olan filme renkler geri dönüyor. Trakya’da yaşayan iki çocuk felekten bir gün geçiriyorlar. Ama sonra olanlar oluyor... Ahmet tacize uğruyor. Hakan tarafından...Ahmet en yakın arkadaşı sandığı -ve hatta belki de başka özel duygular da beslediği(?)- kişiyi kaybediyor ve yurt hayatına,istemediği baskılı hayata geri dönüyor. İçime oturdu...mutlu bir sonu olsun çok isterdim. Bir de bazı noktaları daha açık olsun isterdim. Bir şeyleri ima etmektense göstermelerini.