⏳️"Andy'yi oynamış olmasaydın, şu anda hayatında aynı yerde olur muydun sence?" "Hayır. Kelebek etkisi yani. Bambaşka bir yerde olabilirdim. Ancak kararların seni tanımlıyor. Özgür iradeye de pek inanmıyorum, yani susadığım için çayı alıyorum. Bu özgür irade midir yoksa susadığım için…devamı⏳️"Andy'yi oynamış olmasaydın, şu anda hayatında aynı yerde olur muydun sence?"
"Hayır. Kelebek etkisi yani. Bambaşka bir yerde olabilirdim. Ancak kararların seni tanımlıyor. Özgür iradeye de pek inanmıyorum, yani susadığım için çayı alıyorum. Bu özgür irade midir yoksa susadığım için mi? Bana çayı aldıran ne?"
⏳️"O adamı tanıyorum. Tanıyabileceğim kadar. Ancak gerçek anlamda kimi tanıyabilirsin ki? Tam önünde olsalar bile."
⏳️"Bu şeyleri çok somut buluyorum. Niye Amerikalıyım? Niye Kanadalıyım? Ne ki bu, anlamı ne? Birisi bir çizgi çekmiş "Burası budur." demiş ama biz çok daha fazlasıyız. Doğduğumuzda ailemiz oluyor, soyadımız belli yani. Sonra ebeveynlerimiz bir isim seçiyor ve diyor ki "Adın Joel olsun, anlamı Yahweh'nin muhteşemliği" falan. "Ve ona yaraşır bir hayatın olmalı, bizi kötü göstermeyeceğin hususunda sana güveniyoruz. Harvard'a gideceksin ve doktor olacaksın. Bu arada Katoliksin ya da Yahudisin veya her neysen osun." Sanki her şey önünüze konan soyut yapılardan oluşuyor ve sizi bir şekilde bir arada tutmaları gerekiyor. Bıraktım ben onları, bir arada tutulmasam da olur."
⌛️"Ruhani bir yolculuğun içindeyiz, o kadar. Ve hepimiz aynı yere gideceğiz, tabii öyle bir yer varsa. Belki de yoktur. Bu kadarızdır, sonra bitiyordur. Ben ve çay fincanı, o kadarızdır. Biz. Evren biziz. Bu güzel, sorun değil."
Jim Carrey, şöyle oturup bir çay kahve eşliğinde sohbet etmek istediğim birkaç ünlüden biri olabilir. Kariyerine komedyenlikle başlamış, ona sırf bu yüzden bile saygı duyabilirim çünkü bence insanları güldürmek epey zor bir iş.
Sonrasında ise sadece komedi değil duygulu, düşündüren yapımlarıyla da bence kendini tüm dünyaya kanıtladı. Truman Show, bence bir başyapıt. Eternal Sunshine of the Spotless Mind, hiç güldürme odaklı olmayan bir yapım. Hatta onun çekimlerine az bir zaman kaldığı sıralarda, Carrey ruhsal olarak sıkıntılı bir dönemdeymiş. Yönetmenle konuşurlarken adam sakın iyileşme demiş :D Filmdeki ayrılık acısı çeken karakteri daha iyi canlandırması için. Üzgün anlarımda arkadaşlarımın max desteği gibi olsa da, aslında gerçekten Carrey için üzüldüm yani. Herkes kendi derdinde.
Neyse yapım, Jim Carrey'nin Andy Kaufman'ı canlandırmasını ve bu süreçte yaşadıklarını konu alıyor. Daha önce hiç gerçek hayatta yaşamış birini canlandırmamış. Hep kurgusal karakterleri oynamış yani. Andy Kaufman'ı canlandırırken set aralarında da onun gibi davranıyormuş. Bu da metot oyunculuğu yapacağım derken karakterden çıkamaması gibi bir duruma sebebiyet vermiş diyebiliriz. Bununla alakalı kısımlar çok sarmıyordu bence. Ancak ben Jim Carrey'nin aralardaki muhabbeti için izlemiştim. O nedenle yapım bana istediğimi gayet güzel bir şekilde vermiş oldu.
Hayranı değilseniz, bence izlemenize çok da gerek yok ama film endüstrisinde olanlara ve sevenlerine tavsiye ederim.