Spoiler içeriyor
Dostoyevski'nin Yeraltından Notlar kitabının karakterinin örtük narsist olduğuna dair bir yorum gördüm Hepimiz Narsistiz kitabında, ben de kitaptan esinlenilerek kurgulanmış olan bu filmi izledim. "Akıllı bir adam kendine karşı acımasız değilse gururlu da olamaz. Bense sınırsız gururum yüzünden kendime hiç…devamıDostoyevski'nin Yeraltından Notlar kitabının karakterinin örtük narsist olduğuna dair bir yorum gördüm Hepimiz Narsistiz kitabında, ben de kitaptan esinlenilerek kurgulanmış olan bu filmi izledim.
"Akıllı bir adam kendine karşı acımasız değilse gururlu da olamaz. Bense sınırsız gururum yüzünden kendime hiç acımıyor nefret edercesine küçümsüyor herkesin de bana aynı gözle baktığını düşünüyordum."
Filmin başında oyun oynayıp eğlenen insanlardan birinin başında dikilip onu izliyor daha sonra sırtını dönüyor karşıya doğru yürüyüp başka bir adamın arkasında durarak oyunda eğlenmesini izliyor ve hoşnut olmayan küçümseyici bir bakışla ona da sırtını dönerek tekrar diğer adamı izlemeye gidiyor. İnsanların eğlenmesinden rahatsızlık duyuyor halbuki kendisi de oynayabilir. Oyundan keyif almaya çalışabilir. O ise küçümsemeyi seçiyor. Keyif alamıyor bunu bildiği için başkasını küçümseyerek kendini yüceltiyor. "Ben sıradan şeylerden zevk almam."
Kızıl elma isimli yere giderken sahne merdivenlerin demirleri parmaklık gibi görünecek sekilde çekilmiş. Zaten arkadaşlarından haz etmemesine ragmen aralarına girmeye çalışıyor. Her seferinde dislansa da asagilanmis hissetse de. Cevat'ın kutlamasına Muharremi çağırmıyorlar ve kendini davet ettirmeye çalışıyor. "Yüzsüzce"
(Gözleri kırmızı kuşakla bağlı kız resmini anlayamadım maalesef. Daha önce gördüğümüz hatırlıyorum ama nerede bilmiyorum.)
(Terini kokladığı sahnede kapıya yansıyan kolu havaya kaldırılmış yumruk gibi duruyordu sanki.)
Mahallede kimsenin gürültüye bir şey dememesine kızıyor ama kendisi cama yumurta atacağı zaman evinin ışıklarını kapatıyor camı kırınca da hemen içeri kaçıyor kendisi olduğu anlaşılamasın diye. Yapıyor ama yaptığının sorumluluğunu alacak cesarete sahip değil.
Aslında daha sonra gündelikçiye dün gece yıkıldı ortalık dediginde kadin bir sey duymadığını söyledi. Belki de sahneden biraz sonra "Her şeyle aramda kavga başladı ama bunu umursayacak biri değildim." demesi de gürültünün o kadar da fazla olmamasından ama onu rahatsız etmesindendir. Ya da insanların duymayacak kadar umursamaz olmasına sinirlidir.
Bir fahişe ile cinsel iliskisi ve mastürbasyon sonrası çirkin ve utanç verici olan her şeye istek duymaya başladığını söylüyor daha sonra ise bir anda her şeyden pişmanlık duyup ilaçlarla ağlayarak köşesine çekildiğini.
Spora gidiyor, sporda kadına bakarken
"Nedametler kuruyor güzel düşler kuruyorum. Çamura batmanın bile bir anlamı olmalıydı." diyor. Güzel şeylere sahip olmanın, filmin devamında da söylemek istediklerinin hayalini kuruyor ancak bunun için bir şey yapmak için pasif kalıyor.
"Sonra da başımda krallığımın tacı yeraltına dönüyordum."
Kendisinden kıl herif diye bahsetmesi nedeniyle gündelikçi kadının zaten arasında problem olan adamı öldürmeye ikna ediyor.
Belgesel izlerken de aslanın zebrayı yakalamasını gözlerinde sanki hırsla karışık heyecan ile izliyor. Uyuyakalıyor ve rüyasında da eleştirdiği yazar ve kızıl elmadaki üç kişiyi kendisine yargılayıcı ve küçümseyici bakışı ile uyanıyor. İçlerinde olmak istediği insanlar tarafından küçümsenmenin rüyası. Sabah ise cinayet isleyecekmiş gibi bir ağırlıkla uyandığını söylüyor. Giderek kendine olan güvenini kaybediyor. Aynada kendi kendine kendisini zorla davet ettirdiği kutlamaya gitmeyeceğini dair tamam mı diye söz veriyor. Yine de o yemege geç kalmamak icin koşa koşa tam onlara söz verdiği saatte gidiyor. Aslında yemek zaten bir saat sonrasina ertelenmiş ancak kendisine haber verilmemiş. Yine bir aşağılanma. Ancak arkadaşlarına ise geldiklerinde kurtarıcı gözüyle bakıyor. Tek başına içmekten, kendiyle kalmaktan kurtarılma belki. Gücenmesi gerektiğini dahi unutuyor kendisine haber verilmesinin unutulması kadar önemsiz görülmesine rağmen.
Yazar olan Cevat'ın çalarak ün kazanmasını kıskanıyor. Kendisi de yazıyor zaten ancak memur. O adamın çalarak kazanması ve diğerlerinin o kişiye yalakalık yapması sinirini bozuyor. Haykırmak istediğini hayal ediyor sadece söyleyemiyor ancak hayalinde bile alaya alınıyor.
Masada yumruk kaldırarak Bella Ciao söylemeleri ile başta dediğim kapıdaki kolunun gölgesinin yumruğa benzemesi arasında bir ilişki var mı ya da ben mi fazla ayrıntı çabasındayım bilemedim.
"Arkadaşlık incelik isteyen bir iştir. Öyle kabalığa, özensizliğe, alaycılığa gelmez."
Yine hayal kuruyor söylemek istediklerini söyleyeceğine dair ama uyandığında yine masada yalnız bırakıldığını görüyor, onlar arkasında eğleniyor. Tekrar aşağılandı. Pişman oldu.
(Sonra kuduruyor hırlıyor fahişenin yanında çok anlam veremedim oraya.)
"Değerli olanın farkına vardıkça bataklığına daha çok gömülüyordum."
Fahişenin önce gururunu okşar. İntikam almak için ise geri gelecek kapı bırakır. Geldiğinde ise onu fahişe olduğu için aşağılar. Çünkü belli ki kendinden aşağı bir tek o var. Kendisi zayıf ancak fırsat bulduğunda en aşağı görülen kesimi aşağılıyor.
Temizlikçi kadın da başta öldürmek istediği adamı seçince hüsran çıkar onun için ama fahişe başını okşayan kişi olur. Kucağında ağlarken öfkeyle bakışı bana Alexandra Cabanel'in Düşmüş Melek tablosunu hatırlattı o an. (Cennetten kovulan şeytanın öfke ve intikam dolu gözlerinden yaşlarının aktığı tablo. Diğer melekler gökyüzünde uçarken o çıplak bir şekilde yerdedir.) Ya da sadece öfkesini göstermek istemiştir bilemiyorum.
(Sex sonrası ter kokusu için koltuk altını yıkayıp gövdesine boynuna da sürmesi iğrendirdi. Banyo bile almadı. Bu da fahişe ile konuşmalarında bir kızın ölümünden bahsediyorlar. Muharrem kefeninin kızınki gibi soğuk ve ıslak olmasını istemeyeceğini söylediğinde kadın ölüsün hissetmiyorsan ne fark eder ki demişti. Hâlbuki önceki diş fırçalama sahnesinde dişini daha özenle fırçalıyor gibiydi şimdi ise banyo bile almıyor. Kokmasa yeter.)
Filmin sonunda ise değişmek istemediğini fark eder.