🏚️🔪🦷👮🏻 Jong-woo ile kafayı yemelik bir apartmana taşınmaya hazır mısınız? Jong-woo Busan’dan Seul’a iş için taşınmıştır. Durumu iyi olmadığı için kirası düşük bir oda arar. Sonunda aradığı gibi ucuz bir yer bulur fakat burası pek iyi değildir. Üstelik komşuları da…devamı🏚️🔪🦷👮🏻
Jong-woo ile kafayı yemelik bir apartmana taşınmaya hazır mısınız?
Jong-woo Busan’dan Seul’a iş için taşınmıştır. Durumu iyi olmadığı için kirası düşük bir oda arar. Sonunda aradığı gibi ucuz bir yer bulur fakat burası pek iyi değildir. Üstelik komşuları da gariptir ve zamanla onlardan korkmaya başlar.
İzlerken gerilimi ve korkuyu hissettiğim bir diziydi. Uzun zamandır korku türünde bir şey izlemediğim için midir bilemem baya korktum hatta. Gece izleyip uyuduğumda sabah dudağımda uçukla uyandım, bazı sahnelerde odada tek başıma olmamak için ablamı çağırdım falan. Belki de ben abartıyorum bilmiyorum ama cidden korkutucuydu.
Jong-woo’nun bu korkutucu hikayesinde biz de ona eşlik ettik ve onla birlikte çözümler aradık, onla birlikte derdimizi anlatmaya çalıştık ve onla birlikte apartmandan kaçmayı denedik. Üstelik onun kişiliğinin değişimine de tanıklık ettik.
Jong-woo rolündeki Im Si-wan gayet başarılıydı. Diş hekimi Moon-jo rolündeki Lee Dong-wook da aşırı yakışıklıydı maşallah. Ben ikisi arasından bir bl çıkmasını bekledim ama olmadı maalesef.
Diziye dair de öğrendiğim iki şey oldu:
1- Kimseye güven olmaz.
2- Kore çok tuhaf bir yer, orda yaşanmaz. Özellikle de Jong-woo’nun kaldığı yer gibi olanlarda.
Benim için iki günde bitirdiğim keyifli bir dizi oldu. Sadece finalinde kafam çok karıştı. Hiç beklediğim gibi değildi ama olsun.
.
“İnsandan korkacaksın başkasından değil.”
⚠️SPOILER
Burda dizi hakkında birkaç şeyden bahsetmek istiyorum.
Öncelikle apartmandan başlayayım. Kardeşim akıl var mantık var. Öyle bir yerde kalınır mı? Küçücük oda, minnacık penceresi var, duvarları resmen kağıttan, tuvalet banyo ortak, koridor karanlık ve her yer pislik içinde. Hadi paran yok hepsine tamam dedin. İnsan orda kalanları görünce zaten fikrini değiştirip kaçar.
Jong-woo’nun sevgilisi Ji-eun’a gelecek olursak, kızı bana verseler iki tokat çarpıp kendine getirmeye çalışırdım. Ablacım sevgilin sana kaldığı yerin durumundan bahsediyor, korktuğunu söylüyor sen de onun yanında olmak yerine alışmadığını, yorgun olduğunu söylüyorsun. Jong-woo’nun sevgisini asla hak etmiyordun haberin olsun.
Aynı şekilde Jong-woo’nun patronu da aşırı gıcık bir tipti. Sürekli üstten bakan, havalı ve Jong-woo’nun sevgilisini çalmaya çalışan biriydi. Öldüğüne gram üzülmedim. Hatta keşke Ji-eun’un patronu da ölseydi.
Beni en çok üzen ise Seok-yoon’un ölümü oldu. Çünkü genç ve tatlıydı. Apartmana da yeni gelmişti. Zaten iki bölüm falan gördük. Sonra merakına kurban oldu. Ciddi ciddi kurban oldu bu arada, öldürdüler çocuğu.
Polis ablamız Jung-hwa’yı da dizinin sonunda başkomiser falan olarak görmeyi bekledim. Dizinin başından beri olayı çözmeye çalışıyordu ve diğerleri ona inanmadığı için de hep tek başınaydı. Ama baştan sona haklıydı. Ben izlerken gurur duydum resmen.
Son olarak da mide bulandırıcı bir şeyden bahsetmek istiyorum ki bu da tabii ki yedikleri et. Dizide kesin olarak bahsedilmiş mi fark etmedim ama ben ve yorumlarda gördüğüm birkaç kişi bunun insan eti olduğunu düşünüyoruz. Resmen çiğ çiğ insan eti yiyorlar. İğrenç! İzlerken kusacaktım, o derece.
Bu arada bu yedikleri et yüzünden yamyamlaşıp daha fazla insan öldürmek istediklerini düşünüyorum.