Gerçekten kalbimi paramparça etti…💔 Kitapçıda gördüğümde arka kapak yazısını bile okurken gözlerim dolmuştu. Günümüz koşullarından sanırım…! Hemen alıp eve gelir gelmez okudum. Zaten kitabı komple okuyup bitirmek yarım saat sürmüyor. Buna rağmen o duygu yoğunluğunu tüm kalbinizle hissediyorsunuz. Kitabın konusu…devamıGerçekten kalbimi paramparça etti…💔 Kitapçıda gördüğümde arka kapak yazısını bile okurken gözlerim dolmuştu. Günümüz koşullarından sanırım…! Hemen alıp eve gelir gelmez okudum. Zaten kitabı komple okuyup bitirmek yarım saat sürmüyor. Buna rağmen o duygu yoğunluğunu tüm kalbinizle hissediyorsunuz.
Kitabın konusu gerçek bir hikayeye dayanıyor. Amerika Birleşik Devletleri İkinci Dünya Savaşını bitirmek için Japonya’ya atom bombası atıyor. Bu bombayla birlikte birçok insan ölüyor ya da sakat kalıyor. Fakat bombanın asıl etkisi on yıl sonra ortaya çıkmaya başlıyor. On yıl sonra etkisini gösteren radyasyon bir çok insanın zehirlenmesine, hastalanmasına, kansere yakalanmasına sebep oluyor. Sadako’da onlardan biri. Lösemi hastası…
Hayat dolu, sevecen ve başarılı bir kız olan Sadako aynı zamanda okulun atletizm takımında. Belli bir süre sonra baş gösteren ağrılarıyla birlikte hastaneye yatıyor ve kendisine lösemi teşhisi konuyor. Bir Japon inanışına göre kağıttan bin turna kuşu yapan herkesin dileği kabul oluyormuş. Sadako’da kağıttan turna kuşları yapmaya başlıyor. Hatta abisi de yaptığı her turna kuşunu odasının tavanına asıyor. Dileği belli iyileşmek ve okuluna, atletizm takımına geri dönmek. Ama Sadako bin turna kuşunu tamamlamayı hiçbir zaman başaramıyor. 644’üncü turna kuşundan sonra vefat ediyor.
Çok kısa süren bu küçük kızın hayatı aslında onun adının sonsuza kadar tüm dünyada yaşamasına vesile oluyor. Sonrasında yaşanan gelişmeleri kitaptan alıntılayarak aktarmak istiyorum.
“Sadako Sasaki 25 Ekim 1955 tarihinde hayata gözlerini yumdu.
1000 adet turnasıyla beraber gömülebilmesi için, kalan 356 turna da sınıf arkadaşları tarafından katlandı.
Cenazenin ardından, ilkokul arkadaşları Sadako’nun mektuplarını ve günlüğünü derleyip, kitap olarak bastırdılar. Kitaba da -Sadako hastanede yatarken ona hediye ettikleri oyuncak bebeğe ithafen- Kokeşi adını verdiler. Kitap Japonya’nın her yerine yollandı ve çok geçmeden, “Sadako ve Kağıttan Bin Turna Kuşu” hikayesini duymayan kalmadı.
Arkadaşları Sadako ve atom bombası yüzünden hayatını kaybeden tüm çocuklar için bir anıt dikmeyi hayal ediyorlardı. Gençlerin çabası sayesinde ülkenin dört bir yanından toplanan parayla bu hayalleri gerçekleşti. Heykel, 1958 yılında Hiroşima Barış Parkı’nda açıldı. Sadako, granitten yapılmış bir cennet dağının tepesinde duruyor ve öne doğru uzattığı avucunda altın bir turna kuşu bulunuyordu.
Sadako’nun anısına ayrıca, Katlanmış Turna Kulübü kuruldu. Bu kulübün üyeleri, her yıl 6 Ağustos’ta kutlanan Barış Günü’nde, Sadako’nun heykelinin altına binlerce kağıttan turna kuşu bırakırlar. Bir de dilek tutarlar. Bu dilek, heykelin kaidesine de kazınmıştır:
Bu bizim haykırışımız,
Bu bizim duamız;
Hâkim olsun dünyaya barış!”