Raf Yorumu: ⚡⚡ (@golyat_

Gelmiş geçmiş hiçbir otorite kendisinin eleştiri konusu yapılmasına istekli görünmemiştir. Bu yönden 2. kullanılan araç ahlâk olmuştur çünkü öncelikli olarak kullanılan dinler, Dünya tarihinde giderek zayıflasa da ahlâk kavramının belli bir kitabı yoktur. Yaratıcı kadar kolay inkâr edemezsiniz. "Ahlâkın yardımına…devamıGelmiş geçmiş hiçbir otorite kendisinin eleştiri konusu yapılmasına istekli görünmemiştir. Bu yönden 2. kullanılan araç ahlâk olmuştur çünkü öncelikli olarak kullanılan dinler, Dünya tarihinde giderek zayıflasa da ahlâk kavramının belli bir kitabı yoktur. Yaratıcı kadar kolay inkâr edemezsiniz. "Ahlâkın yardımına başvurmayan hiçbir konuşmacı bulamazsınız çünkü o ikna etme sanatındaki bütün şeytanlıkları bilir" diyor Nietzsche önsözünde. "Umut son kötülüktür, işkenceyi uzatır" şeklinde bir cümlesi daha var. Bu ifadeyle aslında ölümden sonraki yaşamın var olduğuna dair umut besleyen insanların kendisine işkence yaptığını iddia ediyor bir bakıma. 575 maddeden oluşan kitapta birçok madde ahlâk ve din üzerinden sistem eleştirisi yapıyor zaten. Nietzsche, benim için Schopenhauer kadar okuması kolay olan bir felsefeci olmadı hiçbir zaman. Kaldı ki maddeler halinde yazdığı bulanık düşüncelerini anlamakta birçok okuyucu zorlanacaktır. Kitaptan bağımsız, kitabı okurken aklıma gelen bir şey daha: bir papaz oğlu olan ve ilahiyat okuyup bir din adamı olacakken 180 derece dönüp varoluşsal sancılar çeken bir filozoftan bahsediyoruz. Bu filozof bir istisna değil. Nietzsche gibi Avrupa'nın ama özellikle Almanya'nın yetiştirdiği birçok düşünür var. Ve bu insanlar bu sorgulamalarını 1700 lü yıllarda yapabiliyor. O zaman biz bırakın hayatı sorgulamayı okuma yazma bilen insanlarımız dahi ecnebi kökenli bir avuç insandan oluşuyordu. Ulusumuz, Mehdi bekler gibi kurtarıcının yönetici sınıfından geleceğini düşünüyor asırlardır.. Galiba bu konuda yanılıyor olabiliriz. Çünkü bir taraftan sorgulayan bir taraftan fikir üreten insanları takip eden milletler arayı açmaya devam ediyorlar. "Eğer kendini yalnızlıkta büyük ve üretken hissedersen, o zaman topluluk içindeki bir yaşam seni küçültüp tahrip edecektir: ve tersi. Güç dolu yumuşaklık, bir babada olduğu gibi... Bu havaya nerede girersen, evini orada kur, ister karmaşıklığın ister sessizliğin içinde olsun."