İNANILMAZ EĞLENDİM. BU DİZİ NEYDİ ÖYLE YAA... İzleyecek dizi arıyorken listemdeki dizilerin yorumuna bakıyordum ve bu diziyi çoğu kişi sevmiş gibi görünüyordu ben de başladım. Ve iyi ki başlamışım. Her açıdan sevdim diziyi. Ve hatta eleştirenler de vardı bazı yönlerini…devamıİNANILMAZ EĞLENDİM. BU DİZİ NEYDİ ÖYLE YAA...
İzleyecek dizi arıyorken listemdeki dizilerin yorumuna bakıyordum ve bu diziyi çoğu kişi sevmiş gibi görünüyordu ben de başladım. Ve iyi ki başlamışım. Her açıdan sevdim diziyi. Ve hatta eleştirenler de vardı bazı yönlerini ama ben eleştiremem bile doğru düzgün. Belki çok ufak noktalar vardır o kadar yani bayıldım çünkü. Gram sıkılmadan sürekli diğer bölüm ne olacak beklentisiyle izledim. Dizilerdeki karakter ilişkilerini özellikle sevdim. Aynı zamanda ilham verici de bir diziydi. Yavaş yavaş yükselen bu süreçte zorluklarla da yüzleşen karakterler gördük ve hepsinin kendine özgü karakteri vardı. Özellikle Samsan teknolojinin ana üçlüsü sonradan eklenenleriyle beşlisi inanılmaz iyiydi. Beni hep güldürdüler. Kimi zaman aptallıklarıyla kimi zaman salak şakalarıyla ama hep güldüm. Çok kendilerine özgü karakterlerdi. Sonrasında iki kardeşin ilişkisi de çok özeldi. Rakip iki kardeş demek daha doğru olur tabi. İkisi de birbirine seçimlerinin doğru seçim olduğunu kanıtlama derdindeydi. Ve izlerken şöyle düşündüm. Bu gerçek bir abla kardeş ilişkisi. Onların yaşadıklarını yaşayan bir abla kardeş tam da böyle olurdu bence.
Kimi zaman klişelerle doluydu ama ben klişelerini bile sevdim. Hikaye hem hızlı hem yavaş akıyor gibiydi. Hem hiçbir şey ilerlemiyor hem de her bölümde çok şey oluyor gibi geldi izlerken. Sahne geçişleri ve müzikleri de çok güzeldi. Ara ara sıkılanları anlıyorum ama ben hiç yaşamadım ve hep sonraki bölümü merak ederek sabırsızlıkla izledim.
Dizide bir de bir aşk üçgeni vardı ki ikinci erkek sendromu yaşatır adama. Ben de yaşadım tabi ki. Bir de erkeklerin ikisi de bir içim su olunca dedim neden bu ikili yaa fjfkldşdşid. O ikisinin çekişmesi de çok hoştu tabi. Han jipyeong her ne kadar sert davransa da söyledikleri hep doğru şeylerdi. Bazen sert eleştiri gerekiyormuş diye düşündüm. Nam dosan da diğerleri de ona kızsalar da sonunda gidip akıl danıştıkları gerçek bir mentor karakterdi.
Ve her şeyin başlangıcı olan mektuplar... En çok ilham verici daha doğrusu umut verici sözlerle dolu olan şeyler mektuplardı. Herkesin konuşucak birine ihtiyaç duyduğu bir dönem vardır illaki. Dizideki bu mektup arkadaşları da en zor dönemlerini birbirlerinin mektuplarıyla atlatıyorlardı ve bence dizideki en duygusal şey bu mektuplardı. Ben de bunlardan bir alıntıyla kapatıyorum yorumumu.
"Sonra aniden şunu farkettim. Arada bir amaçsızca gezinmek güzelmiş. Zaman zaman harita olmadan yol almak harika olabilir."