Spoiler içeriyor
• Gönderi öncesi önemli uyarılar; - Bu gönderi ağır spoiler içerir. - Hakaret, argo ve nefret söylemleri bulundurur. - Kadın hakları üzerine uzun ve ağır konuşacağım. Sıkılabilir ya da hassasanız etkilenebileceğiniz şeyler bulabilirsiniz. - Uyarıları göz önünde bulundurarak okumaya devam…devamı• Gönderi öncesi önemli uyarılar;
- Bu gönderi ağır spoiler içerir.
- Hakaret, argo ve nefret söylemleri bulundurur.
- Kadın hakları üzerine uzun ve ağır konuşacağım. Sıkılabilir ya da hassasanız etkilenebileceğiniz şeyler bulabilirsiniz.
- Uyarıları göz önünde bulundurarak okumaya devam ederseniz sevinirim.
Kitabı önerip önermediğim hakkında kısa bir sonuç istiyorsanız kesinlikle öneriyorum. Size çok farklı bakış açıları kazandıracak ve delirtecek bir kitap.
Başlayalım.
⛈⛈⛈
• Kitapta geçen hiçbir karakter isminden ve olaydan bahsetmeyeceğim. Yalnızca genelleme yaparak bir şeyleri açıklayacak ve ana fikri sizlere aktaracağım.
• Öncelikle kitapta ki birkaç unsur hakkında açıklama yapacağım.
𖤐Stepford kasabası; Genellikle erkeklerin sözünün geçtiği, kadınların dışlandığı ama dışardan bakıldığında medeni bir yer gibi gözüken, cinsiyetçi bir kasabadır. İnsanlar buraya sakinliği, medeniliği ve doğal güzellikleri sebebiyle taşınma kararı alırlar.
𖤐Stepford erkekleri; Çoğu takım elbiselidir. Pek ortalıkta görülmezler. Kitapta da erkeklerin kişilikleri hakkında pek bahsedilmemiş ama bahsedilen yerlerde tek meraklarının cinsellik olduğu vurgulanmış.
𖤐Stepford kadınları; Evin ve çocukların bütün yükünü üstlerine almışlardır. Akıllarında olan tek şey iş yapmaktır. Dışarıya gezmek için asla çıkmazlar. Yalnızca alışveriş için markete giderler. Erkekler tarafından cinsel olarak zevk veren objeler olarak görülürler ve kadınlar bundan asla yakınmazlar. Yönetim de hiçbir hakları yoktur.
Kadınlara " Kadın hakları. " konusunun konuşulacağı bir toplantı düzenlendi ama kadınlarla bu konu hakkında konuşulduğunda istisnasız hepsi aynı cevabı verirler.
𖤐Kadınlar;
" Beni ilgilendireceğini hiç sanmam. "
" Hiç boş zamanım yok, özür dilerim.
" Çok iyi fikir ama son günlerde öyle işim var ki. Beni düşündüğün için eksik olma. "
" Toplantıya katılacak zamanım yok. "
" Bu hiç beni ilgilendirecek bir işe benzemiyor. Yine de düşündüğün için sağol. "
𖤐Erkekler kulübü; Evet bu kasaba da bir erkekler kulübü var. Pek tabii kadınların girmesi yasak. Öyle ki etrafında kocaman duvarlar ve demir parmaklıkların olduğu yüksekçe bir yere inşa edilmiş saray gibi bir bina da toplanıyorlar. Orada içip kafayı buluyorlar ve porno izliyorlar. Kasabayı erkekler yönettiğinden tüm toplantılar o bina da yapılıyor ama konuşulan herşeyi yalnızca erkekler biliyor. Yani bu kulüp kasabanın gizli saklısı. Kimse içerde ne yapıldığını ve ne olduğunu bilmiyor ama ne iştir ki hiçbir kadından kocasının orada saatlerce ne yaptığını sorgulamıyor.
• Ben kadınların erkekler tarafından manipüle edildiğini ve bu yüzden böyle olduklarını düşünmüştüm. Yoksa akıl mantık işi değil bir kadının gıkını çıkartmadan sabahtan akşama kadar iş yapıp çocuklara bakması. Neden böyle olduğu sorulduğunda da dikkat ederseniz hepsinin söylediği şey, " Zamanım yok, işin var. " oluyor. Sizce de bu çok tuhaf değil mi? Sanki programlanmış gibi hepsinin aynı şeyi söylemesi. Taşlar yerine zamanla oturacak.
• Bir zamanlar Stepford'da bir Kadınlar birliği varmış. İlk başlarda katılım fazlaymış ve kadın hakları üzerine toplantılar yapılıyor, çeşitli etkinlikler düzenleniyormuş. Kadınlar Birliği'nin başkanı erkekler kulübü başkanının eşiymiş. Çok değil birkaç yıl sonra kadınlar birliğine katılım azalmış, istifalar olmuş ve birlik kapanmış. Kasabanın belediyesiyle erkekler kulübünü birleştirmişler ve orayı yöneten tek yer erkekler kulübü olarak kalmış.
• Kasabanın sakinliğinden dolayı taşınan ailelerin kadınları tam 4 ayda bir şekilde değişiyor ve diğer kadınlara benziyorlar. Stepford kadınlarıyla konuşulduğunda hiçbir şekilde bir konu hakkınds düşüncelerini beyân etmiyorlar. Güzel düşünmeseler de güzel gözükmeye başarabiliyorlar. Kadınların hepsi iri memeli, koca popolu, saçları canlı ve her zaman yüzlerinde makyaj var.
• Bahsetmeyeyim ama kadınların böyle gözükmesi hakkında asıl karakterler olan bir erkek ve bir kadın arasında bir tartışma yaşandı. Bende orada bir durup şu soruyu sordum;
Bir kadının kocasını etkilemek için vücudunda oynamalar ve makyaj yapması normal birşey mi?
- Bunun hakkında biraz konuşayım. Bir erkek ve bir kadın birbirlerine âşık oldukları için evleniyorlarsa birbirlerini her halde çekici de buluyorlardır. Yani bana göre bir erkeğin karısının her halinden etkilenmesi ve ona ayna bakması gerektiğini söylememesi gerekiyor. Boşanma sebebi bile olur. Bir erkek karısından etkilenmeyi bırakıp ondan kendisini etkilemesi için bir şeyler yapmasını istiyorsa eğer ortada aşk falan yoktur. Bir süre sonra yaptıkları şey kadının kocasına vücudunun en iyi halini sergilemesi olur o kadar. Sırf cinsel ilişki için evli kalmış olurlar ve bence aklı başında bir kadın bunu asla kabul etmez.
• Evet devam edelim. Gelelim fabrikalara. Erkekler kulübündekiler o kadar düşünceliler ki yetimhane ve hastanelerde ki çocuklara noel armağanı olarak oyuncak üretmeye karar vermişler. Amaçlarının bu olduğunu söyleyerek fabrikaları çalıştırıyorlar.
• Kasabay taşınan aileler de dördüncü aylarında erkekler kulübüne dahil olan koca karısına bir hafta sonunu birlikte geçirip ikinci balayıyı yaşamak isteğini söyleyip kendisini ve karısını eve hapsediyor.
Hafta sonu bitiyor artık pazartesi bir bakıyorsun ikinci balayıdan önce ev işini ve kocasına çekici görünmeyi umursamayan kadının evi hergün cilalı ve artık iri memelere, ince hatlara, büyük kalçaya ve makyaja sahip.
• Tamam, asıl olayı açıklıyorum. Bir daha uyarayım burayı okuduktan sonra kitabın her şeyini öğrenmiş olacaksınız. Okumadıysanız ve okumayı düşünüyorsanız rica ediyorum atlayın çünkü böyle bir kitabı spoiler alıpta okuyamazsınız. Benim de yapacağım eleştiri için olayı anlatmam gerekiyor. Çok saçma bir çelişki.
• Kasabaya taşınan kadınlar dört ayda robot gibi oluyor ve ev işlerinden, kocasını etkilemekten başka bir şeyi düşünmeyen varlıklara dönüşüyorlar. Erkekler ise bu durumdan çok memnunlar. Gerizekalıların işine geliyor tabii gıkını çıkarmayan bir seks oyuncağına sahip olmak.
İkinci balayı da ne oluyorsa oluyor ve kadınlar artık iri memeli olup daha çekici görünüyorlar.
Olan şey şu; öldürülüyorlar.
İkinci balayı bahanesiyle kadınlar evlere kapatılıyor ve orada kocaları tarafından öldürülüp yerine erkekler kulübünde noel de çocuklara vermek için oyuncak üretimi bahanesiyle çalıştırılan fabrikalar sayesinde yapılan iri memeli, koca popolu, ev işi düşkünü sexy robotlarla değiştiriliyorlar.
Cesetler ya bi' fırında yakılıyor ya da göle atılıyor.
• Kitabın başlarında asla böyle bir şey düşünmüyordum. Manipüle ediliyorlardır falan diyordum ama yapılan şeyi ana kadın karakterle şahit olduktan sonra yemin ediyorum bi' süre kendime gelemedim. Okurken kurtulsun diye devam edemedim bi türlü. Kadınların sadece ev işi düşkünü olmalarına aşırı kızmıştım. Benim annemde her gün en az 3-4 kez " Öyle çok işim var ki. " diyip duruyor. O yüzden de fazlasıyla sinirlendim. Anneme de kızıyorum arada hep işin var diye.
Öldürülmelerini falan hiç beklemiyordum. Son olaylar malum zaten. Erkekler akıl almaz varlıklar ve kim olursa olsun dünyanın en edepli insanı bile o işe düşkündür. Bu niye erkeklerde böyle kadınlarda neden böyle arzu tetiklenmesi falan yok merak ediyorum doğrusu.
• Kitapta sonsöz kısmı var ve orada herşey açıklığa kavuşturuluyor. Orayı ağzım açık okudum. Kitabın tam tamına özetinin yapıldığı bir paragraf var. Sizlerle de paylaşmak isterim.
" Yüksek teknolojiye erişimi olan bir grup azgın banliyö erkeği karılarını bal dök yala mutfaklar ve ayna gibi camlara adanmış uysal seks robotlarına çevirmek için komplo kuruyor. "
• Aynen böyle yazıyor ve kitabı tam anlamıyla da açıklıyor. Yapılan şey bu ve ana karakterimiz bunu çözmeye çalışırken ölüyor. Bu kadar.
• Şimdi, kadınlar sadece ev işi ve sekste işe yarayan kurulu bebekler değildir. Düşünceleri, hakları ve özgürlükleri vardır. Bu kadar ev işini kim çıkarttı hiç bilmiyorum ama kadınlar tüm bu yükü tek başlarına üstlerine almak zorunda değiller. Evli olan her erkeğin yaptığı tek şey eve para getirmek olmamalı.
Tamam eve para getirmekte kolay değil ama kimse erkeğe eve para getirme işini tek başına üstlenmesi gerektiğini söylemedi. Ev işinde olduğu gibi para getirme işi de bir insanın tek başına altından kalkabileceği bir şey değildir. İki işte de eşitlik sağlanmalı. Kadında çalışsın erkekte ev işi yapsın.
Hem ben anlamıyorum ki geçmişte bile ev işini kadınlara, para getirmeyi erkeklere özgü kılan şey ne? Fiziksel özelliklerse eğer kadın ve erkeğin fiziksel güç olarak birbirlerine eşit olmadıklarının farkındayız ama iş yapabilme hakkına sahipken hangi kadın gidipte inşaatta çimento taşır ki?
Burada ki hanzolar gibi bir topluluk umarım yoktur toplumumuzda. Kadınladı yalnıza ev işi yapması gereken cinsel obje olarak gören kim varsa toplumdan soyutlanmalı.
Kitabı okurken baya sinirliydim baya laf saydım. Anlatamıyorum ama olan olaylarda az değil doğrusu.
• Buraya kadar gelen ve okumayan varsa büyük spoiler yedin. Okusan da artık herşeyi biliyorsun, geçmiş olsun. Pek zannetmem ama vakit ayırıp okuyan varsa teşekkürlerimi sunarım.
⛈