Spoiler içeriyor
• Hayatımda okuduğum en mükemmel ve en dertli kitap. • Annesiz kalmış bir çocuğun ve babasının çaresizliğini, boşluk hissini, hüzünlerini betimleyerek çok iyi anlatmış. Duyguları ve her sayfa arasında ki hüznü çok rahat hissedebiliyor ve empati kurabiliyorsunuz. • Ve kitap…devamı• Hayatımda okuduğum en mükemmel ve en dertli kitap.
• Annesiz kalmış bir çocuğun ve babasının çaresizliğini, boşluk hissini, hüzünlerini betimleyerek çok iyi anlatmış. Duyguları ve her sayfa arasında ki hüznü çok rahat hissedebiliyor ve empati kurabiliyorsunuz.
• Ve kitap öyle yazılmış ki yaşanan iey çok ağır olmasına rağmen sakinliğinizi bozamıyorsunuz. Gözleriniz dolsa bile bir damla gözyaşı akıtamıyorsunuz. Kitap o kadar içine çekiyor ve kendini o kadar yavaş okutturuyor ki bi' tık bile hızlı okusanız, tek bir kelimeyi bile anlamadan geçseniz büyü bozulacak ve hiçbir anlam bırakmayacak gibi.
• Ağlatmadı ama güldürmedi de. Yalnızca bazı yerlerde çocuğun annesinin yokluğunu hissetmemeye çalışırken ki çabası tebessüm ettiriyor.
• Yaşanmış olması bir çocuğun annesiz kalmış bir adamın hayatının aşkını, ruh eşini gerçekten kaybetmiş olması hayatın kötü ve üzücü yöninü ortaya çıkartıyor. Böylesine bir kitap yaşanmadan yazılamazdı zaten, şaşmamalı yaşanmış olmasına.
• O kadar çok yerin altı çiziliki.. Dayanamadım her yeri çizdim, fosforlayıp post-itledim.
• Alıntılar;
- Hayalet avı başlayabilir.
- ... O gece ölüm, şehrin dört bir yanına yayılmış gibi.
- ...ölümün gişe memurları...
- .., yoldaki sessizliği özlüyorum.
- Bedenim artık bana ait değil.
- Bir bebeğin uykusu dünyanın dehşetlerinden etkilenmez.
- Bekleyiş, tanımlanamayan bir his. Masal okumayı bitirdiğimde ise onu tanımlayacak tüm isimleri taşıyor: acı, umut, üzüntü, rahatlama, sürpriz, keder.
- Küçük çocuklara özgü masum merakını çalan tarif edilemez bir çalkantı. Korkmadığı, bir yeri acımadığı, acıkmadığı halde hangi duygu bu, içinde ağlama isteği uyandıran? Annesini özlüyor; eve gelmeyeli iki gün oldu. Bir geceden fazla hiç yalnız bırakmamıştı annesi onu.
- " Anne ciddi bir kaza geçirdi, bu yüzden eve bir daha dönemeyecek, " demek, büyüklerin masalını yetişkinlerin kullandığı kelimelerle anlatmak anlamına gelir; bu da kelimelerin ötesini anlamasını engellemek ve Hélène'i ikinci kez öldürmek olur. Kelimeler kifayetsiz...
- Ama bu başka bir şeydi, ilk acısıydı bu, ilk defa gerçekten üzgündü.
- Ayrıca, suç ne kadar büyükse, suçlu da o kadar eşsiz, nefret de o kadar meşrudur.
- Suçlayacak kimsesi olmayanlar, acılarıyla baş başadırlar.
- Biz, çocukların iç içe geçirdiği küçük plastik oyuncak parçaları gibiydik, birbiri için yaratılmış.
- Sıradan bir hikâye. Şansımızın farkında olacak kadar akıllı, her şeyi şansa bırakacak kadar da deliydik. Bizim zenginliğimiz, sevgimizdi.
- Hélène, Ay'dı. Beyaz tenli, esmer kadın; gözleri ürkek bir baykuşunkiler gibi bakardı, gülüşünde tüm dünyayı barındırırdı.
- Ama hayatımızın en güzel anları fotoğraf albümünün içine koyduklarımız değil. Sadece birbirimizi sevmeye ayırdığımız zamanları hatırlıyorum. Yaşlı bir çift görüp onlara benzemeyi istediğimiz anları. Kahlahasını. Bazı sabahlar yatakta tembellik yaptığımız anları.
- Gösterilecek, anlatılacak bir şeyi olmayan önemsiz anlar asıl en değerli anlardır.
- " Nefretimi alamayacaksınız. "
- ...kelimelerim artık bana ait değil.
- Hélène her gün bizimle olacak ve sizin asla giremeyeceğiniz özgür ruhlar cennetinde buluşacağız onunla.
- Oğlumla birlikte iki kişiyiz ama dünyanın tüm ordularından daha güçlüyüz.
- Çünkü hayır, onun da nefretini alamayacaksınız.
- Eğer bir gün Ay ortadan kaybolursa, denizin, gözyaşlarını saklamak için geri çekileceğini, rüzgârların dans etmeyi keseceğini, Güneş'in artık doğmak istemeyeceğini düşünürdüm.
- Bu 13 Kasım, bir daha asla doğmayacak Ay'ın hikâyesi. O bunu henüz bilmiyor.
- " Görüşürüz " bir vaat, " Kendinize iyi bakın " bir davet, " Metin ol "sa bir mahkûmiyet.
- İkinci kez yaralanmış küçük bir kalp.
- Yalnızlık başımı döndürüyor.
- " Zarar gören siz olmanıza rağmen, bize cesaret veren yine sizsiniz. "
- Nereye sürüklendiğimi bilmediğimden, nasıl gideceğimi de bilmiyorum, bana çok güvenmemek gerek.
- Ay bizim gezegenimizdi. Gezegende sadece ikimiz vardık.
- Sevmeyi beraber öğrenmiştik.
- Birbirimizi sevebileceğimiz son anımız.
- Çünkü son zamanlarda babam ne zaman gülümserse sanki ağlıyor gibi.
- Kelimeler artık bana ait değil.
- Geçmiş yaşamımızın son anı.
- Bu, beni iyileştirmeyecek. Ölümden sonra iyileşemeyiz. Sadece ölümü evcilleştirmekle yetiniriz.
- Benim kaldıramadığım yükü kendi üstüne almaya çalışıyor. " Ama sen bunun için çok küçüksün canım. "
- ... Zaman bize ait.
- Onun masumluğu bizim kurtuluşumuz.
- Ay'ın olmadığı bir gece bu; mahzeninde hapsedilmiş Ay, bir daha asla çıkmayacak.
• Üşenmedim hepsini yazdım, niye bende bilmiyorum. Okuyup belki kitabı okuma kararı alırsınız. Şiddetle tavsiye ediyorum, iyi okumalar dilerim.
⛈