Uzun zamandır araştırdığım bir konu hakkınds biraz uzun bir yazı. Uygulamayı silmeden önce hepsini atmak istedim. Okursunuz ya da okumazsınız, iyi günler. 𖤐𖤐𖤐 Çoğumuzun bildiği, karşılaştığı ve yaşadığı hatta belki de fark etmeden olsa yaptığı bir şey olan cinsiyetçilik hakkında…devamıUzun zamandır araştırdığım bir konu hakkınds biraz uzun bir yazı.
Uygulamayı silmeden önce hepsini atmak istedim.
Okursunuz ya da okumazsınız, iyi günler.
𖤐𖤐𖤐
Çoğumuzun bildiği, karşılaştığı ve yaşadığı hatta belki de fark etmeden olsa yaptığı bir şey olan cinsiyetçilik hakkında konuşmak istiyorum.
Öncelikle yazımın içeriği hakkında bilgi vereyim.
➭ Cinsiyetçilik nedir? -
➭ Cinsiyetçiliğin türleri nelerdir? -
➭ Cinsiyetçiliğin tarihsel süreci. -
➭ Cinsiyetçiliğin etimolojisi. -
➭ Cinsiyetçilik ne değildir? -
➭ Cinsiyetçiliğe örnekler. -
➭ Cinsiyetçilik piramidi. -
➭ Cinsiyetçi filozoflar. -
➭ Şahsi düşüncem. -
➭ Kaynakça. -
➥ Cinsiyetçilik nedir?
╺ Cinsiyetçiliğin kabul edilen en genel tanımı; kişinin cinsiyetine veya toplumsal cinsiyetine dayalı önyargı ve ayrımcılıktır. Bir cinsiyetin diğerinden üstün olduğu inancına dayalı bir ideoloji, iki cinsiyetinde hem karşı cinse hem de hemcinslerine duydukları nefret ve yaptıkları ayrımcılık olarakta tanımlanabilir.
╺ Şunda hem fikiriz ki cinsiyetçilik toplumun refahını bozan, gruplaşmalara, tartışmalara ve anlaşmazlıklara sebep olan, bir cinsiyeti kısıtlayan ve her iki cinsiyetinde sahip olduğu hakları bir cinsiyet için yok sayan bir sorundur.
╺ Sokakta, işyerlerinde, hastanelerde, yönetim kurumlarda, AVM'lerde, cafelerde, aile içerisinde ve insanlar tarafından kullanılan daha birçok alanda fark edilsin ya da edilmesin cinsiyetçilik yapılır. Mesela iş yerlerinde yalnızca kadın asistanlar bulunmasını ya da kadınların muhtar, belediye başkanı adaylıklarının engellenmeye çalışılması ve küçümsenmelerini rahatlıkla örnek verebiliriz.
➥ Cinsiyetçilik türleri nelerdir?
╺ Cinsiyetçilik 4 başlığa ayrılır.
1. Düşmanca Cinsiyetçilik;
╺ Bu tür cinsiyetçilik, insanların cinsiyetlerine karşı açıkça düşmanlık etmeyi ve bu kapsamda ki tüm söz ve davranışlardır. Cinsiyetçi dil ve hakaretlerle, yok saymakla, küçük görmekle, izinsiz dokunarak çeşitli eylemlerde bulunmakla belli olur. Düşmanca cinsiyetçi olan kişiler kendilerini saklama gereği duymazlar ve yapacakları eylemleri saklamakta çekinmeyip cinsiyetçi davrandığı kişinin duygularını da umursamazlar.
2. Şefkatli Cinsiyetçilik;
╺ Kadınlara ve kadınlığa bazı olumlu özellikler yüklese de bir cinsiyeti diğerinden daha zayıf olarak çerçeveler. Kadının değerini anne, eş ve kız kardeş olarak vurgulayıp çalışmasını ve özgürleşmesini zorlayan politikaları destekler. Kadınları koruduğunu söyler ama davranışlarından onları hep ikinci planda tuttuğu görülür. Kadınların görünüşlerine göre çıkarımda bulunurlar.
╺ Bu tür iki cinsiyetten çok yalnızca kadınlara yapılan bir cinsiyetçilik türüdür. Kadınları zayıf, eksik ve korunmaya muhtaç varlıklar konumuna getirirler. Genellikle, " Sen kadınsın, yapamazsın. " derler. Acınası olan tarafı bunu yalnızca erkeklerin değil kadınların da kadınlara yapıyor olmasıdır. Kadınların korunması gerektiğini ve güçsüz olduğunu kabul eden kadınlar da vardır ve genellike yaşlı kesimden oluşurlar. Bence bu cinsiyetçilik türü perdeli cinsiyetçilik olarakta isimlendirilebilir çünkü aslında kötü olan bir şeyi kadınları koruyoruz diyerek normalleştirmeye çalışır, " Kadınları korumak. " eylemini perde olarak kullanır ve kötü bir şey yapmadığına inandırmaya çalışır.
3. İkircikli Cinsiyetçilik;
╺ Düşmanca ve şefkatli cinsiyetçiliğin birleşimidir. Kadınlar duruma göre masum, duruma göre manipülatif ve aldatıcı olarak tanımlanır. Kadınsı davranışlar sergilemeyen kadınları şeytanlaştırmak, birini sadece kadın olduğu için işe almaktır.
╺ Kısaca kadınları çıkarları için kullanmaktır. Olayları evirip çevirip kendi aleyhine işler hâle getirir. Örneğin bir kadın şiddete uğradığında, " O kadar açık giyinmeseymiş. " ya da, " Arsızlık yapmıştır. " denilir. Haklı olmasalar bile suçu yine kadının üstüne atarak işin içinden çıkmaya çalışırlar. Burda da kadınların ne dediği umursanmaz ve suçlu ya da masum olarak başka kişiler tarafından hüküm verilir.
4. Kurumsal Cinsiyetçilik;
╺ Dünyada çok yaygın görülen, hukuk sistemi, eğitim sistemi, medya, işyerleri ve finansal kurumlarda yerleşik olan cinsiyetçilik türüdür. Cinsiyetler arası ücretler, iş saatleri ve yoğunlukları farklılık gösterir. Siyasi liderler ve şirket yöneticileri arasında cinsiyet çeşitliliğinin olmaması olsa bile kadının ikinci planda olmasıdır.
╺ Kadınları siyasi işlerden ve yönetimden uzak tutmuyoruz deyip onları ikinci plana atmak, daha az ücret ödemek ya da eve geç gitmesini sağlayıp üstüne bir de yetiştiremeyeceği kadar iş vermekte cinsiyetçiliktir hatta alâsıdır. Bir kadının bakması gereken çocukları olabileceğini ve eve geç gitmesinin onun için ne kadar tehlikeli olabileceğinin düşünülmesi gerekir. " Kadın ve erkek eşittir diyordunuz. Alın size eşitlik. " dendiğinde de haklı olunmuyor. Nasıl bir topluma sahip olduğumuz apaçık ortada. Her şey ortadayken sırf üstte olmak için çocukları annesiz bırakmanın ya da cinsiyetini geçtim bir insanın tehlikede olması nasıl göze alınabilir anlamıyorum doğrusu.
➥ Cinsiyetçiliğin tarihsel süreci;
╺ Bildiğimiz üzere insanlar ilk çağda avcı-toplayıcı olarak yaşamlarını sürdürüyorlardı. Yalnızca karınlarını doyurmak ve geceyi geçirecek bir yer bulmaktı amaçları. O zamanda her hangi bir cinsiyete ayrımcılık yapılması söz konusu değildi çünkü ne kadın-erkek tanımları vardı ne de bunu düşünen bir insan vardı. Kadınlarda erkekler kadar doğayla savaşıyor, avlanıyor ve yiyecek topluyordu. Zaman ilerledikçe besin üretimi sorunu çözüldü ve ilk yerleşim yerlerinin kurulmasıyla " Neolitik Çağ " başladı. Kadınlar besin üretiminin yalnızca avlanmakla olmadığını ve bir şeyler ekebileceklerini buldular. Kadınlar hem besin için buldukları fikirlerden dolayı hem de sağlık koşullarından dolayı verilen değer ve duyulan saygı arttı. Sağlık açısından pek bir şey bilinmiyordu ve sağlık koşulları doğumlara elverişli olmadığından doğum yapan kadınların ve bebeklerin ölüm riski fazlaydı. Kadın sayısı azdı ve olan kadınlara da çok değer verilip saygı gösteriliyordu. Yine zamanla insanlar tahta arabalar, kağnılar gibi fiziksel güç gerektiren araçları icat edip doğayı keşfettiler. Öküzlerden, yağmurdan, rüzgardan yararlanabileceklerini buldular ve bu da fiziksel olarak kadınlardan daha güçlü olan erkekleri ön plana çıkarttı. Kadınlar artık eksik görülüyor ve toplumdan uzaklaştırılıyorlardı. Yalnızca çocuklara bakan, ev işlerinden sorumlu, erkeğin eve getirdiği besinleri birleştirerek yemek yapmakla yükümlü korunmaya muhtaç zayıf varlıklar konumuna geldiler. Sosyal faaliyetlerden ve yönetimden uzak tutuldular. Namus meselesi de kadınların işlerini daha da zorlaştırıyordu. Durum çok vahimdi. Erkeklerin kadınlardan üstün olduğu düşüncesiyle kadınların her türlü faaliyetten engellenmesi yetmiyormuş gibi bir de erkeklere ekonomik üstünlük verildi. Mirasta söz sahibi oldular ve bu da bir kadının evlenmeden hiçbir maddi kazançta söz hakkı olamayacağı anlamına geliyordu. Soylar erkekler tarafından belirlenmeye ve artık toplumu yönetmeye başladılar. Bir yerleşke de koyulan kurallar erkeklerin yaşam standartlarına ve onların istedikleri şekilde koyuluyordu. Artan ataerkil toplum ve erkek üstünlüğü kadınları yapabildikleri kadar kısıtlamasının yanında adetlerimizi, inançlarımızı, toplumsal kültürümüzü ve tarihi kendi etrafında şekillendirdi.
➥ Cinsiyetçiliğin etimolojisi;
╺ Cinsiyetçilik, Fred R. Shapiro'ya göre 18 kasım 1965'te Pauline M. Leet tarafından Franklin ve Marshall kolejindeki " Öğrenci-fakülte forumu " sırasında ortaya atıldı. Cinsiyetçilik kelimesi ise yine Leet tarafından " Kadınlar ve Lisans " adlı forum katkısında geçmektedir.
╺ Ayrıca 15 kasım 1968'de Caroline Bird tarafından " Günün Hayati Konuşmaları " seminerinde yer alan " Kadın doğmak üzerine " konuşmasında yer aldı. Bu konuşmada kısmen şunları söyledi, " Birçok yönden cinsiyetçi bir ülke olduğumuz yurtdışında da kabul görüyor. Cinsiyetçilik, cinsiyet önemli değilken insanları cinsiyetlerine göre yargılamaktır. Cinsiyetçiliğin ırkçılıkla kafiyeli olması amaçlanmıştır. "
╺ Birçok alan, kişi ve kurum tarafından cinsiyetçilik üzerine tanımlar ve konuşmalar yapıldı. Psikologlar, sosyologlar cinsiyetçilik hakkında bir sürü tanım ortaya attı. Ne kadar çok hakkında konuşulsa da engellenemedi ve en çok kadını etkiledi. Taciz tecavüz olayları, kadın cinayetleri ve kadına şiddet arttı. Yaşam hakları ve özgürlüğü engellendi. Kadın yıllarca sokağa çıkma, oy kullanma, meslek edinme, istediğini giyme, düşüncelerini ifade etme, anlaşılma ve özgür olma haklarından mahrum kaldı. Acınası olan bir diğer şey ise 21.yüzyılda olmamıza rağmen bu konuda hâlen daha sorunlar yaşayıp bir ilerleme kaydedememiş olmamız.
2012'de o zamanlar insan hakları yüksek komiseri olan Navi Pillay şunları söyledi;
" Kadınlara sıklıkla eşya muamelesi yapılıyor, evliliğe, insan ticaretine, cinsel köleliğe satılıyorlar. Kadına yönelik şiddet sıklıkla cinsel şiddet biçimini almaktadır. Bu tür şiddetin kurbanları genellikle rastgele cinsel ilişkide bulunmakla suçlanır ve kaderlerinden sorumlu tutulurken, kısır kadınlar ise kocaları, aileleri ve toplulukları tarafından reddedilir. Pek çok ülkede, evli kadınlar kocalarıyla cinsel ilişkiye girmeyi reddedemeyebilirler ve genellikle doğum kontrol yöntemi kullanıp kullanmadıkları konusunda söz hakları yoktur... Kadınların bedenleri üzerinde tam özerkliğe sahip olmalarını sağlamak, kadın ve erkek arasında esaslı bir eşitliğin sağlanmasına yönelik ilk önemli adımdır. Ne zaman, nasıl ve kiminle seks yapmayı seçtikleri ve ne zaman, nasıl ve kiminle çocuk sahibi olmayı seçtikleri gibi kişisel meseleler, onurlu bir hayat yaşamanın merkezinde yer alır. "
𖤐𖤐𖤐
Raf'ın karakter sınırı olduğundan kalan başlıkları başka bir gönderi de açıklayacağım.
• Ranuştiya, ⛈