Raf Yorumu: cherryfly (@cherryfly)

Jannabi’nin solisti sevgili Jung Hoon’un önerisiyle listemdeydi, yıl bitmeden izlemek istedim. Önerdiği filmler ve kitaplar hep güzel oluyor bu filmi de çok beğendim. Keşke lisedeyken izleseydim dediğim filmlerden. Bazen böyle bir yapım izliyorum ve keşke o zamanlar izleseydim diyorum. Bu…devamıJannabi’nin solisti sevgili Jung Hoon’un önerisiyle listemdeydi, yıl bitmeden izlemek istedim. Önerdiği filmler ve kitaplar hep güzel oluyor bu filmi de çok beğendim. Keşke lisedeyken izleseydim dediğim filmlerden. Bazen böyle bir yapım izliyorum ve keşke o zamanlar izleseydim diyorum. Bu anlayacak bir olgunlukta olmaktan değil de düşünce tarzıma katacaklarıyla ilgili aslında. Lisedeyken kendimi yalnız hissederdim ve içimi güzel şeylerle doldurmak için daha çok fırsatım vardı. Belli şeylerle besledim kendimi ama sınırları aşmaktan hep korktum. Üniversitedeyken de bu pek mümkün değildi sadece hayatta kalmaya çalışıyordum o zamanlar. Fazla mı paylaşımcı oldu? Bilmiyorum…. Filmde çalan şarkılardan birini dinleyerek yazıyorum bunu “Simon & Garfunkel - America”. Fazla korumacı bir annenin çocuğuna bu kadar güvenmesi hoşuma gitti. Çocuk ülkeyi bir rock grubuyla gezdi ve hiç kötü bir şeye bulaşmadı harikaydı. Eski filmler işte. Şimdi çekilse çocuk özgür olmalı diye farklı çekilirdi kesin. Sahnelerin ve diyalogların bir ağırlığı vardı bu hoşuma gitti. Senaryoyu sevdim, grubu da sevdim aslında. Hatta grubun solisti (sadece dış görünüş olarak) Barış Akarsu’ya çok benziyordu. Hele de ilk sahnelerinde. Böyle bir duygulandım açıkcası. Grubun kendi içindeki problemleri, Penny ve Will de aralarına karışınca daha görünür hale geldi. Bence Stillwater bir rock grubu olmanın onlar için yeterli olacağını düşünen gençlerden oluşuyordu. Hiçbiri olgun değildi yetişkin gibi düşünmüyordu. Ünlü olma istekleri ve onlara sunulanlar gözlerini bulanıklaştırıyordu. Kör etmiyordu belki ama uzun ömürlü bir grup olmalarını engelleyecek kadar güçlüydü. Russel bu ikilemleri görebilecek duygusallığa sahipse de olgunluğu yoktu onun da. Sanırım o yüzden Penny’den hoşlandı. Çünkü o ikisine de sahipti ama aynı zamanda da gençti. Will içinde yaşlı biri taşıyordu sanki ondan da bakış açısı hiçbirine uymadı. Bu yüzden hepsinden farklıydı, hiç yenilmedi. Sevdiğim bir karakter oldu. Gençlik filmi denince aklıma gelecek ilk filmlerden artık. Müzikler ayrı güzeldi, karakterler ayrı, senaryo ayrı… Ablasının Will’e bıraktığı hediye muazzamdı ve çok değerliydi. Onun sayesinde hayatı değişti. Hayatımıza böyle özgürlükler, böyle değerli şeyler bırakacak insanlara…