Raf Yorumu: A.C.A (@filmrehberi)

Film büro olarak Lincoln marka arabasının arka koltuğunu kullanan bir avukatın büyük hesaplaşmasını konu ediniyor. Bir ofis tutacak parası olmadığından, şoförlü Lincoln arabasının arka koltuğunda hareket halindeyken işlerini yapan Mick’in kariyeri, önemsiz suçlar işlemiş suçluları savunmakla geçmiştir. Müvekkillerinin arasında asi…devamıFilm büro olarak Lincoln marka arabasının arka koltuğunu kullanan bir avukatın büyük hesaplaşmasını konu ediniyor. Bir ofis tutacak parası olmadığından, şoförlü Lincoln arabasının arka koltuğunda hareket halindeyken işlerini yapan Mick’in kariyeri, önemsiz suçlar işlemiş suçluları savunmakla geçmiştir. Müvekkillerinin arasında asi motosikletçilerden tutun da sahtekârlara, ayyaş şoförlere ve uyuşturucu tacirlerine dek her türlü insan vardı. Ona göre yasalar, suçluluk ya da suçsuzluk konularıyla ilgilenmezdi… Yasalar, manipülasyon ve pazarlık demekti. Tabi, bazen de adalet. Bir gün, Barda tanıştığı bir kadının taciz edildiği iddiasıyla tutuklanan Beverly Hills’li zengin emlak imparatoriçesi Mary Windsor’ın playboy oğlunu savunması için işe alınır. Aralarında “Kaymaklı” dava olarak adlandırdıkları bu durum, her ceza avukatının düşlerini süsleyecek kadar önemlidir. Haller bu işin meslek hayatındaki en kolay dava olacağına inanır. Bir hayat kadınını darp etmekten suçlu bulunan Roulet, suçsuz olduğunu iddia etse de yavaş yavaş gün yüzüne çıkan ipuçları ve gerçeklerle beraber Haller, bu davanın geçmiş bir başka vaka ile örtüştüğünü görür ve Haller suçsuzluğunu kanıtlamaya çalıştığı müvekkilinin ateş kadar yakıcı biri olduğunu fark eder. Matthew Mcconaughey gerçekten karizma bir rolde. Zaten film başlar başlamaz bize bu karizmayı ve bilmişliği hissettiriyorlar. Parasını söke söke kazanan, türlü çakallıklarla ve yalanlarla serserilerin oyununu oynayarak paraya para demeyen bir adam var karşımızda. Yani suçluları içeri atmak yerine dışarı çıkartan, onları savunarak geçimini sağlayan bir avukat. Savcı olan eski karısı ile sırf bu yüzden tartışmalar yaşamış boşanmış, en çok korktuğu şey masum birini içeri atmak olmuş. Öyle ki daha filmin başında babasının ona masum müvekkillerle ilgili söylediği söz bize olayın nereye doğru gittiği hakkında ipucu veriyor. ve tabii ki korkulan başa geliyor ve bu basit davanın arkasından komplike, ucu eski ve diğer davalara dayanan, aslında bir tuzak olan dava çıkıyor.ve bundan sonra da zeki, türlü oyunlar oynayan avukatımızın çakallıklarına, hamlelerine şahit oluyoruz.