Spoiler içeriyor
Filmin açılış sahnesi bir cinayet haberi ile başlıyor.Ve sonrasında film boyunca bu cinayetin çözülme sürecini izliyoruz.Ana karakterimiz Harlan iyi bir yazar ve büyük bir servetin sahibi.Her şeyi ailesini bir arada tutmak için yapmış ama maalesef bunu becerememiş.Karısını aldatan bir damadı…devamıFilmin açılış sahnesi bir cinayet haberi ile başlıyor.Ve sonrasında film boyunca bu cinayetin çözülme sürecini izliyoruz.Ana karakterimiz Harlan iyi bir yazar ve büyük bir servetin sahibi.Her şeyi ailesini bir arada tutmak için yapmış ama maalesef bunu becerememiş.Karısını aldatan bir damadı , torununun eğitimi için verdiği parayı çalan bir kızı , ve eskiden beri aralarında süregelen anlaşmazlıktan dolayı dedesine öfkeli ve tek derdi miras olan bir torunu, yazarlık hayalini babasının çalışmaları üzerinden gerçekleştirmek isteyen bir oğlu var.Ha bir de bunlar arasında Harlan'ı seven evin hizmetçisi ve Harlan'ın hem tedavisine yardımcı hem de onunla arkadaş olan Marta adında hemşire var.Olaylar Harlan'ın doğum günü partisinden sonra intihar ettiği haberi üzerine ailenin bir araya gelişi ile başlıyor.Sorgu sırasında gizemli bir dedektifin sorguya katılması ilk başta aile üyelerinin dikkatini çekmese de Olay irdelendikçe aile üyeleri tedirgin olmaya başlıyor.
İlk başta dedektifin bu davaya neden ve nasıl dahil olduğu bilinmiyor ki dedektif de bunu açıklamıyor.Sorgulama sırasında aile üyeleri gerçeği söylemek yerine yalanlar uyduruyor.Hepsinin sakladıkları sırlar var ve açığa çıkmasını istemiyorlar.Sıra Marta'nın sorgusuna gelince gerçeğin kaçınılmaz olacağını düşündüm ilk başta.Çünkü Martanın yalan söyleyince kusma gibi istemsiz bir fiziksel davranışı var.Ama Marta bu durumu iyi yönetip (en azından dedektif karşısında) o gece olanları anlatıyor.Bu sırada geri dönüş sahnesi ile Marta'nın aslında yalan söylediğini görüyoruz.Marta'nın Harlan'ın doğum günü partisinden sonra ona verdiği yanlış ilaç yüzünden öldüğü ve ölmeden önce de Marta'nın bu olaydan kurtulmasını sağlayacak bir plan anlattığını görüyoruz.Sahnenin sonunda ise Harlan gerçekten intihar ediyor ve Marta'nın olaydan sıyrılmasına yardım ediyor.(Burda Marta'nın katil olduğunu düşünenler olmuştur belki ama ben hiçbir şekilde şüphelenmedim.İlacı birinin değiştirdiğini düşündüm ama kim olduğu hakkında o ana kadar bir tahminim olmadı .) Tekrar normal zamana dönersek dedektif Marta'nın sorgusunu bitirdikten sonra Marta kusuyor.Dedektif karşısında kendini tutsa da yalan söylediğini anlıyoruz .Daha sonra aile vasiyetin okunması için bir araya geliyor.Bu arada cenazeye katılmayan torun Ransom da bunun için dahil oluyor.Aile üyeleri Ransom'a tepkili olsa da Ransom bunu umursamıyor.Hatta sanki tüm olacaklardan haberi varmış gibi aşırı rahat tavırlar sergiliyor.Aile üyeleri bunu onun her zamanki hali gibi gördüğünden pek dikkate almıyorlar.(Burda her ne olursa olsun dedesinin cenazesine gelirdi diye düşündüm. O yüzden ilk şüphelendiğim ilk kişi oldu o dakikaya kadar .Martayı zaten elemiştim.Sırrı ortaya çıkmasın diye ne Joni ne de Richard'ın böyle bir şey yapacağını düşünmedim.Çünkü tek başlarına yapabilecek potansiyelleri yoktu Beraber yapmış olsaydılar da hata payları yüksekti Kanıt ,iz bırakma gibi.Böyle bir şey de olmadı .Walt'a gelince her ne kadar babası yazarlık hayallerini mahvetmiş gibi olsa da sadece kzıgınlık olduğu açıkça belliydi ve şüpheli profilinden çıktı benim için.Vasiyette Harlan'ın tüm mal varlığını Marta 'ya bıraktığını öğrenen aile üyeleri tam anlamıyla çıldırdı.Burda çok güldüm.Ramson Marta'yı o kaosun içinden kaçırdığında Marta 'ya aşık olduğunu veya hoşlandığını düşünmüştüm ama işin aslı sadece itirafını dinlemekmiş.Burda Marta'nın Ramson'a bir anda güvenip her şeyi anlatması bana saçma geldi çünkü Ramson o evde bile yaşamıyordu.Aralarında güvenmesini sağlayacak hiçbir bağ yok.Anlatmayabilirdi.Marta'yı dinleyince Ramson'ın büyük bir tepki vermeyip normal karşılamasını da tuhaf buldum.Harlan'a karşı öfkeli olabilir ama karşısında cinayet itirafı yapan biri var sonuçta.Tek derdinin para olduğunu düşündüm çünkü en son zaten bu olay sonunda mirastan pay alması karşılığında yardım edeceğini söyledi.
Ramson şüpheli görünse de başka biri olabilir mi diye düşündüm Dedektifin olabileceği geldi aklıma Ters köşe yapmaya çalışılmış diye düşünmüştüm çünkü bu davaya atanmış bir dedektif değil ve zarf ve para alıp dahil olduğunu söylemişti.Ramsonun Martayı iyice kaosun içine çekmeye çalışmasından sonra Dedektif hakkındaki düşüncem değişti Çünkü Dedektif zaten Marta'nın bir şeyler yaptığını anlamıştı.Hatta Marta 'ya sürekli Sherlock Holmes 'daki karakter olan Watson 'ın adıyla gönderme yapıyordu.İçten iyi olduğunu ve ona yardım edeceğini vurguluyordu ara ara bu şekilde hitap ederek .Sonrasında olaylar Ramson'ın evin hizmetlisini Martaya şantaj yapıyor gibi gösterip tuzağına düşürmesinden Marta'nın dedektife itiarfına uzanıyor.Marta bu cinayeti aile üyelerine itiraf edeceği anda dedektifin olayları çözmesi ve Marta'yı durdurması ile tüm parçaların birleştirilip çözümlenme sürecini dedketiften dinliyoruz Ramson tüm bunları aynı psikopat tavrı ile dinleyip itirafını yapıyor.(Bu arada polisin gizlice ses kaydı aldığından habersiz.) Sonrasında hizmetli Franın ölüm haberi üzerine Ramson aklandığını ve kanıt olmadığını öne sürüyor.Ta ki ses kaydını görene dek.
Salondaki o büyük bıçak çarkının üzerindeki bir bıçağı alıp Marta'nın üzerine yürüyor ve ona bıçağı saplıyor.Burda Marta öldü sanmıştım yani bıçağı sapladığını ama plastik bıçakmış :).Olay bu şekilde çözülmüş oluyor bu arada Linda da Harlon 'ın yazdığı şifreli mektup ile eşinin onu aldattığını öğreniyor.
Filmin sonu belirsiz bitiyor Yani cinayetin çözülmesi dışında diğer şeyler ucu açık.Marta o serveti naptı?Aldı mı yoksa aile üyelerine mi paylaştırdı?Ramson'ın tutuklanıp götürülürken herkes sanki hiçbir şey yok gibi çok sakindi.Linda eşinden boşandı mı ? (Çünkü eşine çok bağlı hatta babasını bile bu konuda dinlemiyordu).Walt bir anda sonradan figüran rolüne girmiş gibi oldu.Meg annesinin dedesinden para çaldığını öğrenmedi.(Marta'nın ailesinin göçmenlik olaylarını ifşaladığını da unutmadım masum rolü oynayan Meg).Donna ve Jacob çok boş rollerdi mesela.Jacob'un film boyunca tek vasfı iki kelime duymuş olması ve sonrasında sadece ırkçılık yapmasıydı.Sürekli Irkçılıkle ilgili şeyler söyleyip durdu.
Filmde özellikle göze sokulmaya çalışan şeylerden de biri buydu zaten Harlan'ın partisinde o siyaset konuştukları sahnede "Amerika,Amerikalılarındır." diyerek göçmenlere gönderme yapılmıştı. Ayrıca Amerikan vatandaşı olmadan kimsenin burda yaşamaya hakkı yok falan diyorlardı.Suriyelerle de dalga geçilmiş .(Sanki çok var ya Amerika'da). Ne olursa olsun bana çok saçma geldi bu sahne. Yani siyaset değil de ırkçılık üzerineydi sadece. Baş karakter Marta'ya bile bunun üzerinden iğrenç ithamlarda bulundular.
Onun dışında Sherlock hayranı olarak Watson göndermeleri çok güzeldi.Bir de dedektifin "Deliğin içindeki deliğin içindeki delik" metaforu güzeldi ."Ayrıntının içindeki ayrıntının içindeki ayrıntı "gibi.Başından beri ayrıntının içindeki ayrıntıyı bilip daha derindekini bulmaya çalıştı .Harlon ise amacına ulaşbildi mi bilinmez Bazı gerçeklerin ortaya çıkmasını sağladı evet ama bu çocuklarının paragöz olmasını engelleyemedi.Sonuçta Mirası güvendiği ve hakeden kişiye kalmış oldu.Çocuklarının en sonda pişman oldukları ve mirastan vazgeçtikleri bir sahne olmasını isterdim.Hala Martadan almaya çalışıyor gibi bakıyorlardı.Ters Köşe değildi benim için Eğer Ramson baştan filme dahil olan bir karakter olsa ters köşe olabilirdi.Sonradan dahil olması bile büyük şüphe oldu.Filmin akıcı olması izlettirdi en çok da.Genel olarak başarılı buldum.