- 27.12.2024 - Artık yılın son günlerine yaklaşmışken bu kitabı da 2024 yılına sığdırmak nasip oldu. Karel Çapek, 20. yüzyıla eserleriyle ses getirmiş Çek asıllı bir yazarmış. Bu tiyatrosunda Dünya tarihinde ilk defa “robot” kelimesini kullanmış ve bu kelimeyi sözlüklere…devamı- 27.12.2024 -
Artık yılın son günlerine yaklaşmışken bu kitabı da 2024 yılına sığdırmak nasip oldu.
Karel Çapek, 20. yüzyıla eserleriyle ses getirmiş Çek asıllı bir yazarmış. Bu tiyatrosunda Dünya tarihinde ilk defa “robot” kelimesini kullanmış ve bu kelimeyi sözlüklere kazandırmış. 1920’de yazılmış bu tiyatronun, bu kadar günümüze uygun yazılması bana çok şaşırtıcı geldi. Kitap 94 sayfa, oldukça ince, bir oturuşta bitirilebilecek bir kitap. Diyaloglar şeklinde yazıldığı için oldukça kolay okunuyor.
Konusu ise Rossum adında bir kişinin Robot üretmek istemesiyle başlıyor. Kitabın karakterleri olan Domin, Dr. Gall, Fabry, Dr. Hallemeier, Busman, Alquist adlı insanların bu yolun izini takip etmeleriyle devam ediyor. Sonra işin içine Helena adında bir kadın giriyor ki bu kadın da İnsanlık İttifakı’ndan gelmiş. Tabii ki Helena hariç diğerlerinin amacı, insan işçiliğini ortadan kaldırıp tamamen zevklere adanmış bir Dünya oluşturmak. Ama bu insanın ruhu için uygun mudur? Bu nelere yol açabilir? Bu soruların cevaplarını da alacağımız bir kitap.
Eğer Asimov tarzı kitapları seviyorsanız, bilim kurgu edebiyatının hayranıysanız bu kitabı da yüksek ihtimalle beğeneceksiniz. Ben de çok beğendim, sadece finalinde gerçekleşmesini beklediğim farklı şeyler vardı, bunların eksikliğinden ötürü 1 puan kırdım.
“Helena, insanlara daha yeryüzündeyken cenneti vermekten kötü bir şey olamaz.”
“İnsanlardan insanın kendisi kadar kimse nefret edemez. Taş at insanlara, sana taş atarlar, başka ne yapacaklar ki.”
“Bütün düşünceler, aşklar, planlar, kahramanlıklar, bütün o soyut şeyler yalnızca kişi Evren’in müzesine kaldırıldığında yanında bulunsun diye vardır; bir de not iliştirilir o standa: Ey insan.”
“Sevgi sayesinde gelecek kurtuluşumuz ve sevgi sayesinde hayat yok olmayacak!”
“Hallemeier: İrade olmadan tutku olmaz. Geçmiş olmaz, can, ruh olmadan olmuyor.
Helena: Aşk olmadan, başkaldırı olmadan da mı?
Hallemeier: Elbette. Robotlar, hiçbir şeyi sevmezler, kendilerini bile. Başkaldırmak mı? Bilmem. Nadiren, zaman zaman oluyor işte.
Helena: Ne?
Hallemeier: Önemli değil. Bazen kayboluyorlar. Cinnet gibi, Robotların kafalarının tası atıyor. Robot krampı deniyor buna. Ellerinde ne varsa ansızın bırakıveriyorlar, öylece duruyorlar, dişlerini gıcırdatıyorlar. E sonra tabii ki doğru pres makinesine. Mekanizmalarında bir bozukluk olmasa böyle yapmazlar elbette.
Domin: Fabrika üretim hatası, oluyor öyle.
Helena: Yoo, hayır, onların ruhları bu, can dediğimiz şey o işte!”
“Alquist: Robotların canı olmaz, hayatı olmaz. Onlar makinedir.
3. Robot: Makineydik evet efendim, ama dehşet, korku ve acı ile doldukça bir baktık ki… Can sahibi olduk.”
Puanım: 9/10