☀️ “Daily Dose of Sunshine” dizinin ismini şu sahnenin diyaloglarından sonra iyice anladım: - Herkes hastalanabilir ve tedavisi uzun sürebilir. Ama “Gecenin en karanlık anı şafağın hemen öncesidir" derler. Kesin olan bir şey var. Kimse hasta olarak doğmaz ve kimse…devamı☀️ “Daily Dose of Sunshine” dizinin ismini şu sahnenin diyaloglarından sonra iyice anladım:
- Herkes hastalanabilir ve tedavisi uzun sürebilir. Ama “Gecenin en karanlık anı şafağın hemen öncesidir" derler. Kesin olan bir şey var. Kimse hasta olarak doğmaz ve kimse sonsuza dek hasta olarak kalmaz. Gecenin en karanlık anı sonsuza dek süremez. Yakında güneş doğacak.
~ Sizce güneş benim için de doğacak mı?
- Sabahla yüzleşmeye hazırsanız evet. Biz yaptıklarımızla hastalarımızın kalbinde dalga yaratmaya çalışıyoruz. Bu dalgalarn getireceği değişiklikler ve gideceği yer hastalarımıza bağlı.
✨İşte diziyi benim için böyle özel yapan da bu konuşmalardı. Hastalar ve doktorlar/hemşireler arasında geçen, kendimden bi şeyler bulduğum, kendimle ve hayatımla yüzleşmemi sağlayan bu anlamlı cümleler… O kadar çok şey anlattı ki bana usul usul dinledim, özümsedim, sorguladım ve düşündüm. Bu diziyi izlerken kendinden ve hayatından bir şeyler bulmamak mümkün değil doğrusu.✨
💛 Diziye başlamadan önce bu kadar seveceğimi, beni böyle bir hikayenin beklediğini hiç bilmiyordum o yüzden beklentimin çok üstünde çıktı. Sadece psikiyatrideki hastalara değil doktorların ve hemşirelerin hayatlarına, yaşadıklarına ve hastalarla vakit geçirdikçe onlarla kurdukları bağlara değinmeleri beni en çok içine çeken detay oldu. Benim için unutulmaz, özel dizilerin arasına ışık hızıyla girdi. Hoş geldin hayatıma, favorilerilerime ‘daily dose of sunshine’ 💛
☀️ “Duygularımızı irdelemek son derece önemli. Duygularımızın kasları olduğunu düşünelim. Örneğin sağlıklı olmak için egzersiz yapıyoruz, işte zihnimizi de aynı şekilde eğitmeliyiz.”
✨Dizide böyle bir kısım geçti ve bu çok dikkatimi çekti. Duygularımıza, hissettiklerimize ne kadar değer veriyoruz? Yeteri kadar önemsiyor muyuz? Kendimizi sevmek, değer vermek.. Bunları yapabildiğimiz zaman işte bir şeyleri değiştirebiliriz hem kendimizde hem de hayatımızda.✨
💛 Son olarak alıntılarımı da bırakıp bu diziyi en özel ve güzel rafımda saklamak üzere gidiyorum. Mutlu kalın. 🫶🏻
—————————————————————————
☀️ “Kendimi takdir etmenin başkalarının beni takdir etmesinden daha değerli olduğunu öğrendim. Her günün doğuşunu iple çekmeye başladım.”
☀️ ”Hastalara nasıl hissettiklerini sor ve sözlerinin ardındaki duygulara odaklan.”
☀️ ”Mutluluk çok basit bir şey. İstediğini yapmakta özgür olmak mutluluktur.”
☀️ ”Ben de annem ne derse onu yapmanın daha kolay olduğunu düşünürdüm. Ama annemi en çok ne zaman seviyorum, biliyor musunuz? Ne yaparsam yapayım bana inandığı ve beni desteklediği zaman.”
☀️ ”İnsanlar birbirlerini farklı şekillerde etkiler. Bazen üzücü, bazen acı verici, bazen de rahatsız edici şekilde. Ancak bazen kendimizi değiştirmek için attığımız bir taş, bizi durdurmayan ama karşı tarafa da ulaşan bir dalga yaratabilir.”
☀️ ”Sevilmeye ve başkalarının onayına duydugumuz ihtiyaç kendimizi en iyi versiyonumuza dönüşmeye zorluyor. İşte bu yüzden hep mutsuzuz ve acı çekiyoruz.”
☀️ ”Kaygıdan kurtulmanın tek bir yolu var kendi güvenli limanını bulmak. Acını dile getirip yardım isteyebileceğin biri, istediğinde yanında olabilecek biri, insanı boğan çalışma rutininde nefes alacak bir delik bulmak.”
☀️ “Önlüğümde leke olması
artık kullanılamayacağı anlamına gelmez.
Ön yargı ve damgalama denilen lekeler...
Varlığından bile habersiz olduğunuz
büyük ve küçük lekeler... Tek başına bir mağarada çok uzun süre acı çekmeye benziyordu. Üzerime su döktüğüm için oluşan lekeleri bile...Hepsini yıkayıp arkamızda bırakalım. Yarın her şeyin güzelce kurumasını ve lekesiz sabahların gelmesini istiyorum.”
☀️ “Psikiyatri ruhsal bağışıklığı zayıflayanlara bakar. Kırık kemik için ortopediye, grip için dahiliyeye gitmek gibi. Hepimiz zayıf bir ruh hâline girebiliriz.”
☀️ “Tüm hastalıklar kayıptan doğar. En çok değer verdiğimiz şeyi ya da kendimizi kaybedebiliriz. Belki de mutlu anlarımızı kaybetmişizdir. Böyle zamanlarda çok klişe bir şeye güvenmek zorundayız. Umut denen bir şeye. Hepimiz o umut ışığının peşindeyiz.”