Philadelphia’nın Easttown isimli kasabasında geçen polisiye dizisi, kasabaya bayıldım. Tam bir Amerika kırsalı. Polisiyesever bir izleyici olarak bir çırpıda bitirdiğim yedi bölümlük mini dizi. Kate Winslet doğallığı yanında abartısız oyunculuğu ile Mare karakterinin hakkını fazlasıyla vermiş, adeta resmen döktürmüş ve…devamıPhiladelphia’nın Easttown isimli kasabasında geçen polisiye dizisi, kasabaya bayıldım. Tam bir Amerika kırsalı. Polisiyesever bir izleyici olarak bir çırpıda bitirdiğim yedi bölümlük mini dizi. Kate Winslet doğallığı yanında abartısız oyunculuğu ile Mare karakterinin hakkını fazlasıyla vermiş, adeta resmen döktürmüş ve diziyi çok güzel çekip çevirmiş. Yüzleşmek istemediği şeyleri bastıran hali, işindeki ve evdeki rolleri, cesur hali, giyinip süslenip date buluşmalarına gittiğindeki halleri hepsi çok başarılıydı. Zaten 73. Emmy Ödülleri'nde mini dizi dalında; en iyi kadın oyuncu ödülünü alması bu başarının da bir göstergesi adeta.
Genç bir annenin cinayetini araştırması üzerine kurulan dizi; ilk başta sıradan bir hikaye üzerine kurulmuş gibi görünse de; bölümler ilerledikçe şaşırtıcı hikayesi, katman katman ilerleyen gizemi, kasabada yaşayan insanların duygu yüklü hikayeleri, olmadık anlarda gözyaşı döktürecek kadar ağır dramı ve yine olmadık zamanlarda kahkaha attıracak kadar esprileri, tüm karakterilerin nerdeyse hem kurban, hem suçlu hem de suç ortağı olduğu fikrini kafaya sokup, her karakteri inceledikten sonra puzzle parçalarını yerleştirir gibi gerçeğe adım adım yaklaştıran ve finalde herkesi ters köşeye yatıran gerçeği balyoz gibi indiren, son zamanlarda izlediğim en iyi dizilerden biriydi. Yalnız, Birer saatten yedi bölüm çok fazla, çok fazla boş sahne var, biraz zorlasalar iki saatlik bir film olarak yapılabilirmiş. Örneğin Mare'nin yazar sevgilisi Richard'ın ve kızı Siobhan cinsel tercihinin hikayeye katkısını zerre anlamış değilim.
***** Bundan sonrası Spoiler İçerir *****
Mare, Bethy, Lori, Dawn geçmişten beri arkadaş olan 4 ana kadın karakter. Hepsinin hikayesi birbirinden trajik.
Mare; oğlunun ölümüyle başa çıkamayan, eşiyle ayrılmış, kızıyla diyaloğu sınırlı olan, sürekli kendini yetersiz hisseden ve bu hissi yenmek adına işkoliğe dönmüş bir dedektif.
Dawn: Kızı bir yıldan fazladır kayıp olan anne. Kızının geçmişte fuhuş ve uyuşturucu öyküsü var. Bir de üstüne küçük bir torunu var. Bu esnada kanser tedavisi de görüyor. Şerefsiz Freddie’nin Katie için fidye istediği ve Dawn’a saldırdığı sahnede kafayı yedim. İnsanların ne kadar adi ne kadar düzenbaz olduğunu, meta için neler yapabileceğini yüzünüze vuran bir sahne. Neyse freddie geberdi de Bethy kurtuldu.
Lori: Aldatılmış bir kadın, down sendromlu bir kız çocuğu ve sorunlu bir erkek çocuğu sahibi. Mare’in en yakın arkadaşı. Oğlunu korumak için kocasının yalanlarına ortak oluyor. Kocasının öldürülen 17 yaşındaki sevgilisinden olan oğlunu evlatlık ediniyor. İzlerken hep ikilemde kalıyorsunuz. Neticede salak kocası yüzünden oğlundan olduğu yetmedi bir de kocası ve sevgilisinin zavallı bebeğini büyütmek zorunda kaldı.