Yine tekrardan izlediğim bir dizinin yorumuyla geldim. Şu aralar o kadar çok çıktı ki karşıma dayanamayıp izledim. Bunun sebeplerinden biri de bu diziyi yayımlandığı sıra izlememdi. Yani güncel izledim bu yüzden hepsini bir anda izleme isteği duydum. Dizinin konusu ünlü…devamıYine tekrardan izlediğim bir dizinin yorumuyla geldim. Şu aralar o kadar çok çıktı ki karşıma dayanamayıp izledim. Bunun sebeplerinden biri de bu diziyi yayımlandığı sıra izlememdi. Yani güncel izledim bu yüzden hepsini bir anda izleme isteği duydum.
Dizinin konusu ünlü bir fotoğrafçının iftira sonucu kariyerinin bir anda yerle bir olmasıyla memleketi Samdal-ri'ye dönmesi ve eski arkadaşlıklarının ve aşkının tekrar gün yüzğne çıkmasını anlatıyor. Bu süreçte başrol kadın karakter Samdal'ın kendisini bulma sürecini ve yaşadığı zorlukları atlatmasını görüyoruz.
Şimdi öncelikle başrollerin klişe olan ama bir yandan da ilgi çekici hikayesi beni hem duygulandıran hem de gülümseten şeylerden. Çok ilginç bir hikayeleri var. Aynı doğum gününü paylaşmaları, annelerinin aynı isme sahip olması ve daha da ötesinde annelerinin arkadaşlığından doğan iki anneye sahip olma duygusu gibi ilginç bir yerden başlayan sonrasında gözyaşlarıyla izlediğimiz sahnelere ev sahipliği yapan tatlı bir hikayeleri var. Benim sevdiğim çocukluktan tanışma hikayelerinden biri bu dizidekiler. Friends to lovers to exes to lovers var. Şimdi düşününce biraz the good bad mother'ı andırdı. İlk izlediğim sıra TGBM'ı henüz izlememiştim şu an yorum yazarken fark ettim bunu. Neyse zaten dediğim gibi klişeye kaçan bir yönü var.
Bunun dışında estetik olarak iyi bir diziydi. Çekimler olsun mekanlar olsun çok güzeldi. Yan karakterler çok renkliydi ve diziyi neşelendirdi. Hanyeo grubu efsaneydi, güzel bir eklemeydi. Özellikle bu tarz kasaba dizilerinde yaşça büyük dedikoducu kasabalar olmazsa olmaz gibi. Bu dizide de hanyeo takımı bu görevi üstleniyordu. Ayrıca Samdal'ın arkadaş grubunu onların desteğini ve birliğini görmek duygusaldı. İzlerken kendimi Samdal'ın yerine koyarak izledim. Tek başına kalmış gibi hissettiği Seul'den memleketi Samdal-ri'ye dönünce aslında yalnız olmadığını anladı. Bütün destekçileri oradaydı ve hep yanında oldular. Bir sahne var en sevdiğim sahnelerden biri. Ona iftira atan asistanı Samdal-ri'ye geldiğinde Samdal ona 'Utanmadan nasıl buraya geldin?' diye sorduğunda asitanı 'Burası senin bölgen falan mı?' diyor ve Samdal da anında 'Evet, öyle' diye cevap veriyor. Beni en çok etkileyen sahnelerden biriydi. Seul'deki kurtlar sofrasından sonra memleketini kendi bölgesi olarak görmesi ve kendini orada çok daha güvende hissetmesi çok güzeldi. İlk döndüğünde dönmüş olmasından dolayı utanmasına rağmen dizi ilerledikçe memleketini benimsedi ve güvenli alanı olduğunu anladı. Bu yönden karakter gelişimini izlemek keyifli ve ilham vericiydi. Benim kalbime dokunan dizilerden sanırım. Tekrar izleme sebeplerimden biri de bu.
Sevdiğim tarzda bir temaya sahip sevdiğim oyuncuların oynadığı güzel estetikli bir diziydi diye özetleyebilirim.