Spoiler içeriyor
Bol bol spoiler içermektedir filmi unutmamak adına karalanmış bir gönderidir Metallica'nın One şarkısının analizini dinliyordum trybal adlı ytb kanalında ve ilham aldığı kitabı ve yapımı öğrendim. (Çok geriden geliyorum, biliyorum.) Bu konuya azıcık daha değinmek istiyorum Müzik evrenselliği ve insanların…devamıBol bol spoiler içermektedir filmi unutmamak adına karalanmış bir gönderidir
Metallica'nın One şarkısının analizini dinliyordum trybal adlı ytb kanalında ve ilham aldığı kitabı ve yapımı öğrendim. (Çok geriden geliyorum, biliyorum.)
Bu konuya azıcık daha değinmek istiyorum Müzik evrenselliği ve insanların hayatlarında yaşadıklarına dikkat çekmesine. Bugünlerde yabancı kaldığımız bir şey eskisine kıyasla. Elalem espressoya yazsın şarkılarını hey gidi hey (bak bu yoktu bu yoktu içimden geldi)
Başım çatlayacak gibiydi izlediğim gün. İnat ederek 4 parçaya ayırarak izledim . Biraz hakkını veremediğimi düşünüyorum. Ne hikmetse buraya gelip yazarken baş ağrısı uçup gitti.
Johnny'ye bir silah verildi ve savaşa çağrıldı ondan sonra ona kalan şeyler zifiri bir karanlık ve yaralı olmasıydı.
Her şeyi kaybetti ve güneşi hissetmesine bile şükür edecek seviyeye geldi ve çoğumuzun önemsemeyecegi şeyler onun hayatına renk kattı bir süre boyunca biraz daha katlanabildi hayatta. Gerçeklik algısını yitirdi. Bir farenin gerçek olup olmadığı ona bir umut verdi.
- Ama uyanıkken ve uyuduğumuzu bile ayırt edemediğiniz durumda bir rüyanın rüya olduğunu ve gerçek olanın ne olduğunu nasıl anlayabilirsin?
Ya da belki fare gerçektir ve hemşire bir rüyadır.
Aman Tanrım, aradaki fark nasıl anlayabilirim?
- Yapılacak şey bağırmaktır.
Bazen, şimdi bile, birinin beni öldürmek istediği eski bir rüya görürüm ve annemle babam benimle birlikte Mısır'a kaçıyorlar. Geceleri at sırtında giderken askerlerin seslerini ve çığlıklarını duyuyorum ve bağırıyorum. Bu bağırış beni uyandırıyor ve sonra bunun bir rüya olduğunu biliyorum.
Bu yüzden yapılması gereken şey bağırmak.
- Ama görüyorsun ki ,bağıramıyorum.
Fısıldayamıyorum bile yani
fısıldamak her neyse işe yaramaz.
- Başka bir yol da kendine şunu söylemektir
Bir dakika bekle,
Bu bir kabus ve bunu durdurmak için uyanmam gerekiyor sonra sadece gözlerini aç ve rüya kaybolacak.
- Ah, gözlerimi açamıyorum.
Hiçbir gözüm yok.
- Bu işler karmaşıklaştırıyor.
Belki de yapılacak şey uykudan önce zihnini kontrol etmektir. Kendine şunu söyle
"Şimdi uyuyacağım ve kabus göreceğim."
Yapılabilir, biliyor musun? alıştırmayla
Kendini uykulu hissediyorsan
- Ben hiç uykulu hissetmiyorum.
Uykulu hissetmemi sağlayacak hiçbir şey yok.
- Hiçbir şey mi?
Belki de tamamen farklı bir taraftan ele
almalıyız.
Her şeyin bir rüya olduğunu varsayarak
başlayalım.
Uyanıkken, bir tür rüya görürüz.
Uykudayken, başka bir tür rüya görürüz.
Fark şu ki, gündüz düşlerimizi kontrol ediyoruz ve gece gelen rüya bizi kontrol ediyor.
Şimdi bunu düşün.
Fare oradayken, rüyayı sen mi kontrol ediyordun?
Yoksa rüya mı seni kontrol ediyor?
-Beni kontrol ediyor.
-Evet, tam olarak.
-Fare gerçekte orada olsaydı, onu yere sererdin değil mi?
-Elbette. Yani böyle düşünmek aslında gerçekten bir rüya olduğunu kanıtlıyor.
-Evet, evet.
-Bu işe yaramıyor.
Fare gerçek olsa bile,bunu deviremezdim
çünkü kollarım yok.
Hiçbir şeyim yok.
Ben sadece yaşamaya devam eden bir et parçasıyım.
- Gerçek hayatının rüyalarından daha büyük bir kabus olduğu, herhangi birinin sana yardım edebileceği iddia etmek
acımasızca olur. İhtiyacın olan şey bir mucize.
-Hayır, mucize değil. Sadece
bana farenin gerçek olduğunu söyle ve şu anki halim bir rüya.
- Belki de şimdi gitmen senin için daha iyi olur. Çok şanssız bir genç adamsın,
ve bazen aklındaki silinir.
- Gideceğim, ama önce bana sadece bir şey söyle. Sen ve ben gerçekten burada birlikteyiz? Yoksa bu da bir rüya mı?
- Bir rüya.
- Neredesiniz? Çünkü ben bir rüyayım. Sana inanmıyorum.
-Kimse inanmıyor. Bu yüzden bende gerçek olmayan diğer tüm rüyalar kadar gerçek dışıyım.
-Yaşıyor muyum ve rüya görüyor muyum yoksa ölü müyüm ve hatırlıyor muyum bilmiyorum..
Yaşlanıyor muyum?
Saçlarım mı ağarıyor?
Beni ziyarete birisi gelir mi?
Umarım gelmez.
Gerçekten kimsenin beni
böyle görmemesini istemezdim.
Yine de memleketimi özlüyorum.
Ah, Ama beni o kadar uzun bir yoldan eve göndermezlerdi.
İçimde bu kadar tüp ve şey varken
Eninde sonunda dışarıyla iletişim kurabildi...
-Eğer...
sen...
insanların beni görmesine...
izin vermezsen,
o zaman...
beni öldür.
-Üzgün.
-Anlaşılabilir bir şekilde öyle.
-Ona adını sor.
-Bu panjurlar her zaman
kapalı olacak.
-Ne diyor?
-"Beni öldür." diyor.
Tekrar tekrar.
"Beni öldür."
-Ona rahat etmesi için elimizden gelen her şeyi yapacağımızı söyle.
Şimdilik dinlenmeye ihtiyacı var.
Ona sakinleştirici vereceğimizi ve daha sonra geri döneceğimizi söyle.
Ve adını öğrenmeye çalış.
Burada olanlardan
kimseye bahsetmeyeceksin.
Herhangi bir ihlalden sizi topluca
sorumlu tutacağım.
Yeni durum geliştiği için yeni emirler alınırsa, size bildirilecektir.
Peki?
-Bir cevap
beklemiyor.
Tek söylediği
"Beni öldür, beni öldür, beni öldür."
-Ona bir mesajın
yok mu, Peder?
En azından ona Tanrı'ya inanmasını söyleyebilirsin, değil mi?
-Geri kalan günlerimde onun için dua edeceğim, ama senin aptallığına karşı inancını sınama riskini almayacağım.
Eh, sen harika bir rahipsin, değil mi?
O senin mesleğinin ürünü, benim değil.
Arada açıp bazı sahnelerini izleyeceğim bir yapım olarak kalacak