Spoiler içeriyor
• Allah'ım çok iyi. • Farah Zeynep Abdullah'ın oyunculuğuna bayılıyorum zaten. Sesi de çok güzel, gerçekten peri kızı yaa. • Hatice'nin her şeye herkese kafa tutup hayalinde ne varsa onu gerçekleştirmesi her şeyiyle çok güzel anlatıldı. Tarık onu çok sevdi,…devamı• Allah'ım çok iyi.
• Farah Zeynep Abdullah'ın oyunculuğuna bayılıyorum zaten. Sesi de çok güzel, gerçekten peri kızı yaa.
• Hatice'nin her şeye herkese kafa tutup hayalinde ne varsa onu gerçekleştirmesi her şeyiyle çok güzel anlatıldı. Tarık onu çok sevdi, o Tarığı.
• Hatice deli dolu, akıllı, baya açık sözlü ama kendi hikayesine ablasını da katsaydı eminim ortaya daha muhteşem bir şey çıkardı ama bunun olmamasının sebebi tabii ki filmin ana fikri için.
• Filmin verdiği mesaj bu Dünya'nın başkalarının isteklerine göre yaşamak için çok kısa olduğuydu. Her anını o kadar dolu yaşayacaksın ki geriye dönüp baktığında hiç bi' eksiğin olmasın. Bu dünya yaşamaya değer ama insanlar yaşamaya değer mi? Şüpheli soru..
• Off, bu filmde canımı en çok o eski zamanın İstanbul'u çekti. Hani böyle insanlar fakir, yorgun falan ama çok mutlular. Sanki hayat orasıymış gibi geldi bi' an. Böyle şeyler, insanların bu kadar sıcakkanlığı, sokakların tozunun bile güzel olduğu bir dönem bana gerçekten yaşıyor muyum falan dedirtti.Hayat gerçekten bazı şeyler için çok kısa.
• Bizde isterdik böyle sevilmek, âşık olmak ama - felsefe hocamın değimiyle - matematikle sevişir olduk. Öğrenciler olarak hayata çok ders odaklı bakıyoruz ve bizi gerçekten mutlu yapan şeyleri şimdi çalışmalıyım sonra daha rahat olacağım diyerek erteliyoruz ama kimse sormuyor o çok rahat olduğumuz zaman gelecek mi ya da geldiğinde ruhumuz hâlâ özgür olmayı isteyecek mi? Coğrafya kaderdir!
• Hanife gibi olmamak lazım işte. Öyle kendi hayatını başkalarının hayatına adayarak geçmez ömür. Aldığın her nefesi, gözünüzü açtığınız her günü alıpta kendi ellerinizle başkasına vermek bir insanın yapabileceğini en büyük bencilliklerden. Kendini sevmemeleri ve yaşamaya izin vermemelerinden..
• Alıntılar;
Ne zaman dost olduk biz,
ne zaman düşman.
Sen unutan olucaksın,
ben hatırlayan.
Tam tersi olmalıyken,
en hakkaniyetli olan.
---
Ulu ağaçların tam ardında,
derin mi derin bi' sırrın içindesin şimdi.
Her şeyi gören bi' görünmeyensin,
kimselerin bilmediği ülkenin sahibi,
cadının ormanı dedikleri, ürktükleri,
ucundan dönüverdikleri,
Heyhat!
Onlar eteklerinde kalan,
bi' korkaklar sürüsü.
---
" Orası dünya, burası.. burası işte. "
---
" Ne görüyorsun? " dedi içim,
" Tutkuyu, " dedi daha içerim.
" Sende var mıydı? " dedi içim,
" Olmalıydı, " dedi daha içerim.
Ablasın sen, ilk doğansın.
Doğmamış bebene sahip çıkansın.
Sapla iğneyi damarına,
kanın onunkinr karışsın.
---
" Unutursam fısılda.. "