Yaşlı bir adam, kendisi kadar yaşlı bir ağacın gölgesinde dinlenmeye karar verir. Ağacın dalında çok üzgün bir karga görür. Kargaya sorar "neden üzgünsün karga?" Karga cevap verir. "Kimse beni sevmiyor. İnsanlar beni gördükleri yerde kovalıyor. Kovalamakla kalmadıkları gibi, bir de…devamıYaşlı bir adam, kendisi kadar yaşlı bir ağacın gölgesinde dinlenmeye karar verir. Ağacın dalında çok üzgün bir karga görür. Kargaya sorar "neden üzgünsün karga?" Karga cevap verir. "Kimse beni sevmiyor. İnsanlar beni gördükleri yerde kovalıyor. Kovalamakla kalmadıkları gibi, bir de beni çirkin görünüşümden ötürü uğursuzluk getirdiğimle suçluyorlar. Çöpte bulduğum artıklarıyla besleniyorum. Keşke hiç var olmasaydım." der. Adam sorar "peki tüm bunlardan kurtulmak için ne olmak isterdin?" Karga hiç düşünmeden "kuğu!! Zarifliğiyle insanları büyüleyen, herkesin sevebileceği bir kuğu olmak isterdim." Adam bunun üzerine kargaya bir kuğu bulmasını ve tüm fikirlerini ona açmasını söyler. Karga havalanır ve yakın bir gölette bir kuğu bulur. Hemen yanına yaklaşıp onla konuşur. Yaşlı adama bahsettiği şeyleri kuğuya da anlatır. Kuğu kargaya döner ve "Zarifliğimi temsil eden şu beyaz tüylerime bak. Onlara bakıyorum beyaz, başımı havaya kaldırıyorum bulutlar beyaz... Tek gördüğüm şey beyaz. Ama papağanlar öyle mi? Onların o rengarenk tüylerini çok kıskanıyorum. Keşke bir papağan olsaydım." der. Karga bunun üzerine tekrar havalanır ve bir papağan bulur. Yanına konup, ona şimdiye kadar ki konuşmaları anlatır. Papağan kargaya döner ve "Rengarenk tüylerimiz yüzünden insanlar bizleri kafeslere tıkıyor. Ömrümüz ormandaki avcıların kurduğu tuzaklardan kaçmakla geçiyor. Bütün bir ömür tedirginlikle geçiyor. Ama tavus kuşları öyle mi? Onlar sadece kendi istedikleri zaman güzelliklerini ortaya çıkarıyor. Keşke bir tavus kuşu olsaydım." der. Karga papağanın yanından da ayrılır ve bir tapınağa gider. Tapınakta gördüğü tavus kuşunun insanlarla dans edip eğlendiğini görür. Hava karardıktan sonra tavus kuşunun yanına gider ve yaşlı adamla, kuğuyla, papağanla olan konuşmalarını anlatır. Tavus kuşu kargaya döner ve "Herkes benim tüylerime bayılır. Dans ettiğimde ortaya çıkan tüylerim karşısında hayranlıkla bana bakarlar. Benimle birlikte dans ederler." der ve kanatlarını iki yanına açarak dans etmeye başlar. Herkesin hayranlıkla baktığı tüyleri tekrar ortaya çıkar. Dansının ortasında durur ve bileklerindeki prangalara bakar. Kargaya tekrar dönüp "Tüm bu güzel tüylerin, tüm o hayranlıkla izlenen dansların sonucu işte bu prangalar. İnsanlar güzelliğime karşılık beni burda hapsedip zorla dans ettiriyorlar. Ama sen? Senin bu tapınağın üzerinden her geçtiğini gördüğümde sana o kadar özeniyorum ki, seni her gördüğümde senin gibi özgür olmayı diliyorum." der. Karga tavus kuşunun yanından ayrılır ve bir su birikintisinden kendi yansımasına bakar. Simsiyah tüylerine, çirkin olduğunu düşündüğü gagasına bakar. Gözlerinden süzülen bir damla yaşla yüzündeki tebessümü görür. Karga artık doğası gereği değiştiremeyeceği şeyleri kabullenmiş ve görüntüsünün bir lanet değil, bir lütuf olduğunu anlamıştır.