Mantarlar dünyayı kurtarabilir mi? Mantarlar üzerine izlediğim ilk belgesel oldu. Mantarların ne olduğundan çok "mantarlarla ne yapabiliriz? "sorusuna farklı alanlarda cevapların verildiği bir belgesel. Aslında tam olarak cevap verildiği söylenemez çünkü verilen yanıtlar bilim insanlarının düşüncelerine ve daha deney aşamasında…devamıMantarlar dünyayı kurtarabilir mi?
Mantarlar üzerine izlediğim ilk belgesel oldu. Mantarların ne olduğundan çok "mantarlarla ne yapabiliriz? "sorusuna farklı alanlarda cevapların verildiği bir belgesel. Aslında tam olarak cevap verildiği söylenemez çünkü verilen yanıtlar bilim insanlarının düşüncelerine ve daha deney aşamasında olan tezlerine dayanıyor. Mantarlar hakkında net bilinen bilgilerle netliği belli olmayan bilgilerin harmanlanması güvenilirliği düşürüyor. Yine de gösterilen şeyler çok ilginç. Eğer ki yapılan deneyler ve ileri sürülen fikirler netlik kazanırsa insanlık için birçok alanda dönüm noktası oluşturacak.
Pestisit kullanımı sebebiyle gıda güvenliğinin azaldığı şu günlerde tarımda mantarlarla barışma ve mantarların verimli kullanımını sağlama fikri en çok dikkatimi çeken konu oldu. Denk geldiğim haberde arpanın içinde yetişen mantarların hastalıkları önlediğinin keşfedilmesi konu alınmış. Haberin devamında bitkilerin aynı anda kuraklık, stres ve hastalığa maruz bırakıldığı sonuçtaysa bitkilerin hayatta kaldığı eklenmiş. Kaynaksız ve verilen bilginin yetersizliği haberi güvenilir kılmıyor.
Belgeseli izledikten sonra mantarlar üzerine daha fazla düşülmesi ve araştırılması gerektiği düşünceleri belirdi kafamda. Ne yazık ki pek bir şeye rastlayamadım. Sadece yukarıda bahsetmiş olduğum tipte bilgilere ulaşabildim.
Bizlere sağlayacağı yararlara odaklanmazsak elimizde koskocaman ve halen keşfedilmeyi bekleyen büyüleyici bir mantar dünyası kalıyor.
Aldığım notlar:
- En uzun koşullara uyum sağlamalarını sağlayan benzersiz bir zekâ biçimi geliştirerek ilk insanların ortaya çıkışı...
- Penisilinin bulunmasıyla insanlığın mantarlara bakış açısı değişmiş. Habitatların insanlar gibi bağışıklık sistemine sahip olması, mantarların, habitat üzerinde iyileştirici ve sürdürülebilir yaşam alanı yaratacağı fikrini ortaya çıkarmış.
- Miselyumla aşılanmış yalnızca bir römork dolusu ağaç talaşı kendi hacminin beş katı kirli araziyi temizleyebilir.
- Zarif küçük bir şeyi toksik durumdan daha az toksik duruma geçirmemizi sağlayan süreç...
- Ve belki plastik yerine daha iyi bir çözüm bulabiliriz. Enzimlere dayanan. Her çeşitten uygulamalar değiştirilebilir. Her çeşitten kimyasal, toksik kimyasal uygulamalar mantarlardan elde edilen enzimlerle değiştirilebilir.
- Doğada bitki köklerinin içinde çıplak gözle görülemeyen milyonlarca mikroskopik mantar yaşamaktadır. Ve mikorizal simbiyoz olarak bilinen bu ilişki olmadan, bitkilerin büyük çoğunluğu hayatta kalamayacaktı.
- Mantarımız bir tahta bloktan büyüyor. Herhangi bir şey bilmiyor. Etrafındaki dünya hakkında yapabileceği tek şey büyümek. Yani büyüdükçe ağ kuruyor, alanı keşfediyor ve daha fazla kaynak bulmaya çalışıyor. Verdiği kararları anlamıyoruz. Bir yapı inşa etmeyi nasıl biliyor? Tamamen kör. Sadece boşlukta keşfediyor. Aynı zamanda bunu da yapıyor; kaynakların hepsi merkezde, büyüme tamamen kenarda olduğundan kaynakları merkezden kenara taşıyabilmeli.
- Mantarın mimari yetenekleri hayranlık uyandırıyor. Peki ağda neler oluyor? Organizma, dar borulardan akan besinleri mümkün olduğunca ergonomik olarak dağıtmayı nasıl başarıyor. Mark Fricker miselyum ağına radyoaktif bir işaretleyici enjekte etti ve garip bir keşifte bulundu: Mantarlar kendi özel mantığını takip ediyor ve bazen ağının yalnızca bir kısmını kullanmayı tercih ediyor.
- Şu anda tüm mantar türlerinin yüzde on beşinden azını tanımlıyoruz.
2010 yılında yayınlanan bir belgesel. Bu sebeple notlardaki bazı bilgiler netleşmiş bazıları da eski kalmış olabilir.