Dostoyevski'den 3. kitabım Kumarbaz oldu. Sırayla Dostoyevski’nin tüm kitaplarını okumayı hedeflemiştim. Merak ettiğim ve çok duyduğum eserlerinden biriydi. Baştan uyarayım, bu kitap sabrınızı zorlayabilir ama aynı zamanda elinizden bırakamayacağınız bir hikâye sunuyor. Kitabın akıcılığı ve kumarın bir insanın hayatını nasıl…devamıDostoyevski'den 3. kitabım Kumarbaz oldu. Sırayla Dostoyevski’nin tüm kitaplarını okumayı hedeflemiştim. Merak ettiğim ve çok duyduğum eserlerinden biriydi. Baştan uyarayım, bu kitap sabrınızı zorlayabilir ama aynı zamanda elinizden bırakamayacağınız bir hikâye sunuyor. Kitabın akıcılığı ve kumarın bir insanın hayatını nasıl etkilediğini yine Dostoyevski’nin kendine özgü anlatımıyla okuyoruz.
Özellikle kitabın sonunu çok beğendim, etkileyici bir şekilde bitti. Sayfa 171'de Bay Astley ile Aleksey'in sohbetinde geçen diyalog çok güzel işlenmişti.
"Katıyürekli olmuşsunuz, -dedi,- Sadece yaşamdan, şahsi ve sosyal çıkarlardan, insanlık ve vatandaşlık sorumluluklarınızdan, dostlarınızdan (her şeye rağmen dostlarınız vardı), kazanmak haricinde her tür amaçtan uzaklaşmakla kalmamış, hatıralarınızdan bile uzaklaşmışsınız...Ben sizi yaşamınızın en tutkulu, en güçlü olduğunuz zamanındayken hatırlıyorum, ama kendinize dair o zamanki en iyi izlenimleri unuttuğunuza eminim; hayalleriniz, en acil günlük arzularınız artık ortadaki on ikiden öteye gitmiyordur, bundan da eminim! "
Romanın başkahramanı Aleksey İvanoviç, bir generalin çocuklarına öğretmenlik yapan, genç ve tutkulu bir adam. General'in kumar borçları, Polina’nın gizemli halleri, aniden ortaya çıkan zengin büyükanne derken hikâye tam bir kaosa dönüşüyor! Kumar tutkusu, aşk ve para hırsı iç içe geçiyor. Karakterlerin nasıl kendilerini bu bataktan çıkaramadıklarını görmek hem sinir bozucu hem de sürükleyici.
Aleksey’in bazı kararları başlangıçta anlamsız veya sinir bozucu gelebilir, ancak zamanla içinde bulunduğu ruh halini ve motivasyonlarını daha iyi kavrıyorsunuz. Aslında onun içinde büyük bir özgürlük ve güç arzusu var. Polina’ya olan aşkı onu tutarsız ve dengesiz bir ruh haline sürüklüyor. Polina ise tam bir muamma; bir an sevimli ve kırılgan, bir an acımasız ve mesafeli. Aleksey, Polina’nın sevgisini kazanmak için her şeyi göze alıyor ve kumar oynamaya başlamasının en büyük sebeplerinden biri de bu. Kazanarak ona kendini kanıtlamak istiyor. Ancak zamanla kumar bir araç olmaktan çıkıyor ve onun için bir takıntıya dönüşüyor. Başta “Ben bağımlı değilim, sadece şansımı deniyorum” diye düşünse de bir kez kazandıktan sonra bunun verdiği hazzı tekrar yaşamak istiyor. Kaybettiğinde ise geri kazanma umuduyla oyunun içinde daha da kayboluyor.
General hırslarına yenik düşen biri, büyükanne ise sahneye girdiği anda ortalığı karıştıran, unutulmaz bir karakter.
Kitap tam anlamıyla kumarın psikolojisini anlatıyor. Kazanmanın kısa süreli zafer hissi ve kaybetmenin insanı nasıl dipsiz bir kuyunun içine çektiği çok iyi işlenmiş. Hele o kumar sahneleri… Sanki masada Aleksey’le birlikte siz de para yatırıyorsunuz. Heyecanı, kaygıyı, hırsı birebir hissediyorsunuz..👻
Dostoyevski, karakterlerin iç dünyasını müthiş anlatıyor. Bir insanın nasıl kendini mahvettiğine tanık oluyorsunuz. Karakterlerin kararsızlıkları, çelişkileri ve hataları çok doğal yazılmış. Hiçbir şey siyah-beyaz değil, herkesin farklı bir yönü var.
Kumarbaz, Dostoyevski’nin kendi kumar bağımlılığıyla yazdığı bir roman. O yüzden çok gerçek, çok sert ama bir o kadar da sürükleyici. Kumar tutkusu, aşkın karmaşıklığı ve insanın kendi zaaflarıyla savaşı üzerine güçlü bir hikâye. Eğer psikolojik derinliği olan, heyecanı yüksek ve etkileyici bir kitap arıyorsanız kesinlikle öneririm. Keyifli okumalar 📖✨️