Bilim kurgu klasikleri bana hep geleceğe mektup gibi gelmiştir. Öyle öngörüler olabiliyor ki bazen yüz yıl önce yazılan kitabın yaşadığın günün aynası olduğunu anlıyorsun. Muazzam bir his ve aynı zamanda ürkütücü. Kitap boyunca devam eden bu ürperme hissini ise fazlasıyla…devamıBilim kurgu klasikleri bana hep geleceğe mektup gibi gelmiştir. Öyle öngörüler olabiliyor ki bazen yüz yıl önce yazılan kitabın yaşadığın günün aynası olduğunu anlıyorsun.
Muazzam bir his ve aynı zamanda ürkütücü. Kitap boyunca devam eden bu ürperme hissini ise fazlasıyla seviyorum.
Eserin dili beklediğimden çok sadeydi. Bir şeyi anlamak için çaba harcamanız gerekmiyor çünkü açıkça anlatılmış olanlar. Bu durum da kitabın yüzeysel kalmasına sebebiyet vermiş biraz.
Ama bu kadar hızlı akıp gitmesi de okuyucuyu tutmak ve ilgiyi devamlı kılmak için idealdi, zaten 200 sayfa kitaplar çerez oluyor bu da öyleydi.
Elbet alt metinlerine de inmek gerek.
İnsanların zihninin boşaltıldığı, düşünmeyi engelleyici faktörlerin kasıtlı biçimde insan hayatına entegre edildiği bir gelecekte geçiyor kitabımız. Günümüzün evrildiği, çağımızın distopyası bir nevi.
İnsanlar sorgulamamalı ki güdülen bir sürü gibi istenilen şekilde davransınlar, onları yönetebil ve olası bir başkaldırıyı daha olmadan engellemiş ol.
Bunu da insan zihnini sürekli dolduran ve yoran devasa ekranlarla, hiç susmayan sesler ve bunun için kullanılan kulaklıklarla, etrafını görmeni engelleyecek hızda araçlarla ve sıkılmana, düşünmene izin vermeyecek bir yaşam tarzıyla sağla.
Size de tanıdık geldi mi?
Günümüzde insanı esir eden ekranlar (kitabın dönemindeki televizyonun aksine telefona evrildiğimiz şu süreç) kişiyi içten içe mallaştırırken, bir yerden bir yere sürekli müzik dinleyerek giden toplumun düşünmek için vakti yok.
Çünkü düşünmesini engelleyecek onca etken var; televizyonun arkada dönen sesi, kişinin telefonda sürekli kaydırması, sokağa çıkıldığında reklam panoları (Türkiye olmasa bile Amerika ve Japonya gibi ülkeleri düşünün) veya hiç sorgulamadan taktığımız kulaklıklar...
Düşünmeyi engellemenin yanında hayatı da basitleştiriyor. Alınan tat ve anlam her saniye yok olurken bilgi bilmek bir suç, entelektüel kelimesi hakaret hâline geliyor. Tek önemli olanın mutluluk olduğu ve bunun için bilinçten yoksun hedonist bir toplum yaratmak, o toplumun çöküşü için en güzel yoldur esasında. (Cesur Yeni Dünya da böyleydi mesela)
Aynı zamanda eğitimdeki öğretme adı altında bildiğini unutturan sisteme de güzel eleştiriler var.
Velhasılı vermek istediği mesaj net ve akıcıydı. Sondaki konuşmalar çoğu şeyin özeti niteliğinde gayet güzel ve yerinde, yazarımızın düşüncelerini açıkça gördüğümüz kısımlardı.
Kitap âşığı biri olarak bayıldım, favori olası bir eser kesinlikle tavsiye ederim.
Şu İthaki'nin bilim kurgu klasikleri için yaptığı minimal tasarımlar da her seferinde beni mest ediyor.