söylence 3 yıl 1939 savaş ya da barış olacağı artık tanrılara kalmıştı ama kendini tanrı gibi gören adam kararını vermişti. alman hava kuvvetleri hazırlıklarını tamamlayıp insanlık tarihinin en ölümcül 6 yılına başlangıç vermek üzere varşova semalarına havalandı. 3 hafta sonra…devamısöylence 3
yıl 1939
savaş ya da barış olacağı artık tanrılara kalmıştı ama kendini tanrı gibi gören adam kararını vermişti. alman hava kuvvetleri hazırlıklarını tamamlayıp insanlık tarihinin en ölümcül 6 yılına başlangıç vermek üzere varşova semalarına havalandı. 3 hafta sonra varşova tamamen ele geçirildi. bunun üzerine ingiltere ve fransa almanlara karşı savaş ilan ettiğini açıkladı. norveç, isveç, finlandiya, polonya ve daha nice avrupa ülkesi işgal edilmişti bile çoktan. gözünü fransaya diken almanlar, çoğu birliğini belçika sınırına yığıp oradan fransaya girecekti. fransızlar ise almanya sınırında gelmeyecek bir alman ordusunu bekliyordu. çok geçmeden belçikadan giren almanlar fransaya da girip ingiliz ve fransızları geri püskürtmeyi basarmıştı. ingilizler dunkirk'ten tahliye olmaya çalışıyordu. bunlar yaşanırken savaşmayı bilmeyen italyanlar da almanların yanında savaşa girip kuzey afrika'ya giriş yapmıştı. mısır'da ki ingiliz kuvvetlerine savaş açan italyanlar, ingilizleri oldukça çaresiz bırakıyordu. italyan ve almanların savaş açtığı tüm ülkeler teker teker düşüyordu. bu hırsla sovyetlere savaş açıp barbarosa harekatını başlatan hitler, soğuk iklimde savaşmak üzere milyonlarca ss askerine tek bir amaçla sovyetler birliğine saldırma emrini verdi. hitler soğuk iklimi de düşünerek ss askerlerine pervitin hapını kullandırtıyordu. üşümüyorsun, cesaretli oluyorsun ve odak noktan artıyor. açlıktan ölmek üzere olan bir aslanın başıboş bir antilopu görmesi gibi naziler sovyet askeri görmek istiyordu. ss taburları;
"nereye gidersek gidelim, her zaman ileri gideriz ve şeytan bizimle güler. HA HA HA HA." diyerek moskova'ya doğru yola koyulmuşlardı. lenin'den sonra daha baskıcı ve diktatör bir görüntü veren joseph stalin ise kızıl orduya savunma emrini verdi. bir aslanla bir ayıyı hayatta kalmaları için aynı kafese koyan bu iki devlet adamı olacakları az çok tahmin ediyordu. almanlar moskova'ya doğru ilerlerken önlerine çıkan her şeyi işgal ediyordu.
leningrad kuşatması, kiev muharabeleri. odak noktaları sadece moskovaydı. ama soğuğu bilen almanlar soğuğu yaşayan sovyetler tarafından moskova'ya 30 km kala durduruldu. aynı aralıkta pasifik açıklarında demirleyen amerikan donanması biraz sonra gökyüzünü karartacak japon uçaklarından habersizdi. japonlar amerikanları gafil avlamıştı. donanma denen bir şey bırakmamışlardı. amerika'da kendini 2.dünya savaşı denen savaşın ortasında bulmuştu. almanlar doğuda sovyetler ile çarpışırken erwin rommel komutasındaki almanlar kuzey afrikada teker teker her cephede ingilizlerle çarpışıyordu. el alamein cephesinde çölde panzer tanklarıyla sherman tankları ölümüne kapışırken ingilizler almanları püskürtmeyi başarmıştı. denizin kıyısındaki ingiliz subay denize bakarak içkisini içerek bir daha dünyanın eski haline gelmeyeceğini biliyordu. son kez yudumunu alıp denize baktıktan sonra 5 dk önce kaldığı yere geri döndü. doğuda ise stalingrad kuşatılmıştı. kızıl ordu stalingrad'da canları pahasına savunma oluşturup almanları geri püskürtmüştü. yağan karın altında terk edilmiş eski binada oturan sovyet askerinin dilinden şu sözler mırıldanıyordu: gece karanlıktır, bozkırın üzerinde yalnızca mermiler uçuşuyor, yıldızlar soluk bir şekilde titriyor.
almanlar stalingrad'ın ardından taarruz yerine savunmaya geçmişlerdi. kızıl ordu teker teker almanları püskürtüyor ve işgal edilen yerleri geri ele geçiriyordu. bunların biride kursk savaşıydı. dünya tarihinin gördüğü en büyük tank muharebesi. sovyetlere göre 1.3 milyon toplam ölü almanlara göre ise 100 binden biraz fazla. panzer,leopard, tiger tanklarıyla t34, t3485, is tankları kapışıyordu. almanların taktik hataları ve başarısızlıkları sonucu sovyetler bu savaştan galip çıkmıştı. alman birlikleri bölgeleri tahliye ediyordu.
yıl 1944.
6 haziran~ d day
normandiya
private jackson
çıkartma teknelerinden inmelerine dakikalar kalmıştı, gökyüzünden yağan yağmur miğferinin üzerine düşüp pıt pıt ses çıkarıyordu aynı zamanda alman makinelerinin sesi yağmurun sesiyle birlikte denizle buluşuyordu. kıyıdakı tekneler saniyeler içerisinde kan gölüne dönüyordu. jackson'ın teknesi az sonra kıyıda olacaktı, kalp atışları hızlanmıştı. kapı açıldı ve direkt denize atladı. deniz kıpkırmızı olmuştu. çıkartma umurumda değildi, en ilkel duygularıyla hayatta kalmaya çalışıyordu. kıyıya çıktığı için ölen arkadaşlarından çok şanslıydı. normandiya kıyılarına varan amerikan askerleri ise almanları sovyetler gibi batıda geri çekilmeye zorlamıştı. fransa içlerinde ilerleyerek buradaki alman kuvvetlerini imha ediyorlardı. fransız köylerinin her birinde küçük çaplı muharebeler oluyordu. doğuda ise kızıl ordu taarruzlarına devam ediyordu. erwin rommel daha fazla dayanamayıp alman ordularının başıyken intihar etti. her şey almanlar için berbat devam ederken makedonya, girit gibi yerlerden çekiliyordu. kızıl ordu dillerinde şu sözler ile berlin'e ilerliyordu: sovyetler birliği tüm dünyayı buyunduruğu altına alıyor
tıpkı doğunun dev ayısı gibi
dünya üzerinde her yerde söyleyecekler
kapital, vodka ve bizim sovyet ayımızı."
taarruzdaki kızıl ordu, stalin'den gelen emirle önlerine çıkan 8-64 yaş arası tüm kadınlara tecavüz ediyordu. 2 milyon alman kadını ile 150.000 macar kadın bunlardan etkilenmişti. varşova, budapeşte batıda ise köln işgal edilmişti. kızıl ordu berlin'e doğru gidiyordu. köln'de kalan son tiger, mürettabatı ile kendi çapında savunma yapıyordu. terk edilmiş köln sokaklarında yıllar önce milyonlarca alman savaş narası atarken şimdi hayatta kalma mücadelesi veriyorlardı. kızıl ordu berline'e ilerlerken 28 nisan'da mussolini partizanlar tarafından ele geçirildi ve idam edildi. birkaç gün sonra ise hitler olacakları tahmin edip stalin'in eline düşmemek için intihar etti ve cesedi yok edildi. berlin ise işgal edilmiş, almanlar 6 yılın sonunda yenilmiş ve orduları terhis edilmişti. 80 milyon insan bu savaşta ölmüş ve dünya bir daha eski hale gelmemek üzere değişmişti.