nutuk okuduktan sonra daha eski tarihler hakkında bilgim olması için 1916 yılına ait mustafa kemal'in kendi yazdığı notları olan bu kitaba yöneldim. kafkasya cephesi için doğu ordularının başına gönderildiği tarihteki anıları anlatıyor. kitabı okurken çok garip hissettim, çok üzüldüm. o…devamınutuk okuduktan sonra daha eski tarihler hakkında bilgim olması için 1916 yılına ait mustafa kemal'in kendi yazdığı notları olan bu kitaba yöneldim. kafkasya cephesi için doğu ordularının başına gönderildiği tarihteki anıları anlatıyor. kitabı okurken çok garip hissettim, çok üzüldüm. o zorlukları ben yaşadım resmen. kitapta sürekli öksürükten dert yandığını anlatıyor, çay içip uyumak gelmiş elinden sadece. her zorluğun üstesinden ustaca geldiğini anladım. genel olarak savaş, cephe ve kendi rutin işleri hakkında yazmış atam. sürekli kitap okumuş o tarihlerde bile. okuduğu kitapları yazayım:
1)alphonse daudet ~ sapho-moerus parisiennes
2)allah'ı inkar mümkün mü? hatta buna inceleme bile yazmış. burada ibn-i sina, ibn-i rüşd gibi bilim adamlarının fikirlerinin sıradan olmadığından bahsetmişti.
3)makalat'ı siyâsiyye ve edebiyye
4)kemal bey'in tarih'i osmanisi
ayrıca bir şeyden daha bahsetmek istiyorum. bugün dünya kadınlar günü. tüm kadınlarımızın kadınlar günü kutlu olsun. bununla ilgili yine kitaptan bir not yazacağım.
22 Kasım 1916
8/9 akşamı saat 9.00'a kadar kurmay başkanı ile sosyal hayatın düzeltilmesi hakkında sohbet:
1) güçlü ve hayata vâkıf anne yetiştirmek
2) kadınlara serbestisini vermek
3) kadınlarla genel ortamda bir arada çalışmak; erkeklerin ahlakı, düşüncesi ve hisleri üzerinde etkilidir.
savaş yıllarında, yoklukta bile tüm dünyanın aksine kadınlara değer veren ve onları yücelten bir lider.
bir de etkilendiğim bir not daha vardı.
16 Kasım 1916
şerefiye denilen camiiyi gezdim. hayvan leşleriyle ve atıklarla doluydu. yolda 12 yaşında ömer adında öksüz bir çocuk gördüm. onu yanıma aldım. o görülünce böyle anası babası ölmüş üç tane daha yetim getirdiler. onlara da para vermekle yetindim.
"saraylarda süremem, dağlarda sürdüğümü.
bin cihana değişmem şu öksüz türklüğümü."
atatürk'ün sevdiği birkaç ezgiyi yazmak istiyorum ayrıca
1)manastırın ortasında
2)fikrimin ince gülü
3)eklemedir koca konak
benim için o tarihlerde yaşananlar inanılmaz etkileyici ve unutulmayacak olaylar. balkanlarından tut suriye-filistin'den kafkasyasına kadar. yemen cephesinde yakalanıp mısıra götürülüp kör edilen askerler, doğuda erkeklerin cepheye gitmesinden dolayı yalnız kalan kadınlara ermeniler tarafından yapılan insanlık dışı muameleler. izmir'de kadınların, kendilerine tecavüz etmesinler diye yüzlerine başlarına tezek sürüp yunanlıların kendilerinden tiksinmesini sağlamak zorunda kalmaları. çanakkale'de 12 13 yaşında çocukların hayatını kaybetmesi. okulların mezun verememesi. medine'de açlıktan çekirge yemek helaldir fetvası veren fahrettin paşa. bu böyle çok uzun gider. herkesin aklının köşesinde olması gerekiyor.
ne demiş namık kemal,
ne efsunkâr imişsin ah ey didâr-ı hürriyet
esîr-i aşkın olduk gerçi kurtulduk esaretten.
(ey hürriyetin güzel yüzü, ne büyülüymüşsün ki
esaretten kurtulduysak aşkının esiri olduk)