- 18.03.2025 - 19.03.2025 - Geçenlerde yine aynı yayınevinden çıkmış olan Hayır Diyebilme Sanatı kitabını yeniden okumuştum. Bugün de bunu yeniden okudum, okuyalı baya seneler olmuştu. Öncelikle, profesyonel anlamda bir psikoloji kitabı diyemem. Profesyonel olmaktan ziyade, alanındaki kitaplardan kesitlerin alındığı,…devamı- 18.03.2025 - 19.03.2025 -
Geçenlerde yine aynı yayınevinden çıkmış olan Hayır Diyebilme Sanatı kitabını yeniden okumuştum. Bugün de bunu yeniden okudum, okuyalı baya seneler olmuştu. Öncelikle, profesyonel anlamda bir psikoloji kitabı diyemem. Profesyonel olmaktan ziyade, alanındaki kitaplardan kesitlerin alındığı, bazı bilgilerin paylaşıldığı bir kitap gibi. Düşünce akışı olarak sorunu tespit edebiliyor ve yerine olumlu düşünceler koyabiliyorsunuz ancak sorununuza profesyonel bir müdahale gerekiyorsa o zaman yetersiz kalacaktır.
Konusu, isminden de anlayacağımız üzere severken yaptığımız kusurlar, sevgi sandığımız şeyler. Şuan toplumda, özellikle de yeni nesilde toksik aşklar almış başını gidiyor. Kıskançlığı ben mağaramda mutluyum diyerek, toksikliği de ben böyleyim diyerek normalleştiriyor insanlar. İşte bu kitapta da yanlış bildiğimiz sevgilerden bahsediyor. Kıskançlığın sevgiyle bir alakası olmadığından, fazla fedakarlığın aşkı pekiştirmeyeceğinden bahsediyor. Gerçekten de öyle, unutmayın ki bir insanı kendisinden başka kimse değiştiremez. Elbette değişeceğini söyleyenler olacaktır, Dünya istediğini elde etmek için hiçbir tuzaktan ve cümleden çekinmeyecek insanlarla dolu. Yine de eğer bu gönderim toksik ilişki yaşayan/yaşamış birilerinin önüne düşerse; lütfen bilin ki yalnız değilsiniz ve kimseye ihtiyacınız yok, özellikle de size zarar veren insanlara hiç ihtiyacınız yok. Bu kitabı gençlik yıllarımda okuduğum için mutluyum çünkü çok faydasını gördüm, özellikle de kadınlar olarak ne yazık ki daha sık manipülasyona uğruyoruz, o yüzden bilinçlenmekte fayda var.
“Sevginin olduğu yerde korku yoktur. Bir yerde sevgi olup olmadığını sınayabileceğiniz en güçlü kıstas korkudur.”
“Başkasına şuursuzca emek vermek, saçını süpürge etmek, hayatını gözden çıkarmak, seviyor görünüp birini yok etmek, fedakarlıkta sınır tanımamak sevgi değildir, korku, kaygı ve bağımlılıktır.”
“Başkalarının sizin hakkınızdaki fikirlerini yönetemezsiniz. Başkalarının hakkınızda olumlu düşüncelere sahip olması için kendinizden ödün vermeyi de göze alamazsınız ki bu da ileride ele alacağımız sevme kusurlarından biridir.”
“Tutsaklığın ve bağımlılığın olduğu hiçbir yerde sevgiden söz edilemez. Birbirinden koparmıyormuş gibi görünen, sözde birbirlerine çok düşkün oldukları için romantik bile sayılabilecek bu çift arasında, esaretten ve ıstıraptan başka bir şey yok aslında.”
“Seven insan kıskanır, az kıskanmak normaldir, her ilişkide kıskançlık vardır ama çok kıskanmak iyi değildir, aşırı kıskançlık bir hastalıktır denemez. Az kıskançlık, çok kıskançlık yoktur. Azı karar çoğu zarar da olmaz. Az kıskançlıkta da çok kıskançlıkta da farklı dozlarda seyreden bir kaygı bozukluğu söz konusudur. Hiçbir kıskançlığı özellikle de takıntılı kıskançlığı ‘seven kıskanır’ genellemesiyle meşrulaştırmayın.”
“Başkalarının zihninin yanına boş bir konuşma balonu yerleştirmek ve içini alabildiğine doldurup, bütün bunlar sanki o başkasına aitmiş gibi düşünceler, hisler ve tepkiler geliştirmek hiçbir açıdan gerçekçi kabul edilemez.”
Puanım: 7/10