"Demokrasi, bir eğitim işidir. Eğitimsiz kitlelerle demokrasiye geçilirse oligarşi olur. Devam edilirse demagoglar türer. Demagoglardan da diktatörler çıkar." — Platon Demokrasi, halkın yönetime katıldığı bir sistem olarak görünse de Platon’a göre bu sistem ancak eğitimli ve erdemli yurttaşlar tarafından sürdürülebilir;…devamı"Demokrasi, bir eğitim işidir. Eğitimsiz kitlelerle demokrasiye geçilirse oligarşi olur. Devam edilirse demagoglar türer. Demagoglardan da diktatörler çıkar."
— Platon
Demokrasi, halkın yönetime katıldığı bir sistem olarak görünse de Platon’a göre bu sistem ancak eğitimli ve erdemli yurttaşlar tarafından sürdürülebilir; aksi takdirde kaçınılmaz olarak yozlaşır. Bu bağlamda Platon, devlet yönetiminin bir uzmanlık işi olduğunu ve toplumun yöneticilerinin en bilge kişiler arasından seçilmesi gerektiğini savunur. Bu düşünce onun, "filozof kral" kavramına dayanan, yönetim anlayışında önemli ve merkezi bir yer tutar. Fakat demokrasiye yönelik eleştirisi yalnızca yöneticilere değil, halkın kendisine de yöneliktir. Ona göre, eğitimden yoksun bir toplumda demokrasi, ideal bir yönetim biçimi olmaktan çıkar ve belirli aşamalardan geçerek yozlaşır.
— Eğitim Olmadan Demokrasi, Oligarşiye Dönüşür
Platon, "Devlet" adlı eserinde toplumları beş temel yönetim biçimi üzerinden inceler. 1. Aristokrasi (bilgelerin yönetimi), 2. Timokrasi (askerî değerler ve onurun yönetimi), 3. Oligarşi (zenginlerin yönetimi), 4. Demokrasi (halkın yönetimi) ve 5. Tiranlık (zorba bir yönetim). Ona göre ideal olan aristokrasidir, yani yalnızca en bilge ve erdemli insanların yönetimde olduğu sistemdir. Lakin eğitimli bireyler olmadan demokrasinin ayakta kalması mümkün değildir, çünkü halk karar alma mekanizmalarında rasyonel değil, duygusal hareket eder. Bu da halkın, kitleleri manipüle edebilen güçlü ve varlıklı azınlıklar tarafından yönlendirilmesine yol açar.
Bu noktada demokrasi, görünüşte halkın egemen olduğu bir sistem gibi görünse de gerçekte ekonomik ve politik gücü elinde tutan birkaç kişinin (oligarşi) yönettiği bir yapıya dönüşür. Platon’a göre, eğitimsiz halk, karmaşık politik süreçleri ve uzun vadeli sonuçları değerlendirme yetisine sahip DEĞİLDİR. Bu yüzden politik kararlar, bilinçli tercihler yerine popülist söylemler, ekonomik vaatler ve kısa vadeli çıkarlar doğrultusunda şekillenir. Bunun sonucunda, halkın kendi kendini yönettiği düşüncesi bir yanılsamadan ibarettir; esasında güç, perde arkasındaki elitlerin elinde toplanır.
— Oligarşiden Demagojiye Geçiş
Oligarşi uzun süre istikrarlı kalamaz, çünkü halk içindeki hoşnutsuzluk giderek büyür. Ekonomik eşitsizlik derinleşir, halk yoksullaşırken zenginler ziyadesiyle güçlenir. Bu durum toplumsal gerilimi artırır ve halk, değişim umuduyla yeni liderler arayışına girer. Fakat bu liderler genellikle toplumun entelektüel veya ahlaki gelişimine katkı sağlayan kişiler değildir; aksine, halkın duygularına hitap eden, umut ve korkularını sömüren DEMAGOGlardır.
Platon’a göre demagoglar, halkın hoşuna giden sözleri söyleyerek iktidarı yavaş yavaş ele geçirirler. Gerçek yönetim becerileri veya bilgileri olmasa da hitabet yetenekleriyle halkı etkilerler. Demokrasi, özgürlük ve eşitlik vaatleriyle halkın desteğini kazanan bu kişiler, perde arkasında devleti bir kaos ortamına sürüklerler. Kitlelerin sevgisini kazanmak adına sürekli olarak abartılı vaatlerde bulunur, toplumda kutuplaşmayı artırır ve gerçekleri sık sık çarpıtarak algı yönetimi yaparlar.
Demagoglar, halkın hoşnutsuzluğunu kullanarak bir tür "devrimci lider" rolüne bürünürler. Platon'un döneminde, özellikle Atina'da bu tür liderlerin ortaya çıktığına sıkça tanık olunmuştur. Misal, Peloponez Savaşı sırasında Atinalı siyasetçi Kleon, halkın duygularını manipüle eden bir demagog olarak bilinirdi. Halkı savaş çığırtkanlığı yaparak yönlendirmiş, mantıklı ve uzun vadeli politikalar yerine kısa vadeli, popülist söylemler ile destek kazanmıştı. Platon, bu tip liderlerin halkı yanlış yönlendirdiğini ve sonunda demokrasiyi çöküşe sürüklediğini şiddetle savunur.
— "Tiranlık"
Demagoglar güç kazandıkça yönetim anlayışları değişir. Başlangıçta halkın desteğini almak adına özgürlükçü ve eşitlikçi söylemler kullanırken, zamanla gücü merkezileştirmeye ve kendilerini devletin vazgeçilmez bir unsuru hâline getirmeye çalışırlar. Platon’a göre bu aşamada demokrasi sona yaklaşmıştır, çünkü halkın sevgisini kazanan lider, kendisini halkın mutlak temsilcisi olarak görmeye başlar.
Bunun sonucu, yasaları ve kurumları kendi otoritesine göre şekillendiren bir liderin ortaya çıkışıdır, yani bir DİKTATÖR. Başlangıçta halkın kurtarıcısı gibi görünen bu kişi, zamanla tüm muhalefeti bastırır, devletin kurumlarını zayıflatır ve tüm yetkileri kendi elinde toplar. Halk bu durumun farkına vardığında ise çoğu zaman iş işten geçmiş olur.
Platon, bu döngüyü tarihsel bir kaçınılmazlık olarak görür ve demokrasinin eninde sonunda kendi içinde bir tiran yaratacağını savunur. Ona göre halk, başlangıçta özgürlüğü için savaştığı bir sistemde, sonunda kendi elleri ile bir zorbanın iktidarını kurmuş olur.
— Günümüz siyasetinde de demagogların yükselişi, popülist liderlerin halkın duygularına hitap ederek güç kazanması ve zamanla otoriterleşmesi hemen başucumuzda deneyimleriğimiz bir olgu. Eğitim seviyesi düşük toplumlarda, bireylerin politik süreçleri analiz etme yeteneği sınırlı olduğu için halk manipülasyona açık bir hâle gelir. Bunun sonucunda demokrasi, özünde bir halk yönetimi olmaktan çıkar ve Platon’un tarif ettiği gibi bir döngü içine girer.
Milyonlarca yürek, akıllarda tek soru: Ne yapmalı?
Platon'un çözüm önerisi, halkın eğitim seviyesini yükseltmek ve yöneticilerin bilgeliğe ulaşmış kişiler arasından seçilmesini sağlamaktır. Ona göre ancak akılcı ve bilinçli yurttaşlar, demokrasinin istikrarlı bir şekilde işlemesini sağlayabilir.
Tabii önce şanlı atalarımızın kanlarıyla kazandıkları haklarımızı geri almalı ve adaleti sağlamalıyız.
Platon demokrasiyi doğrudan reddetmez lakin eğitimsiz kitlelerin yönetime katılımının tehlikelerine de dikkat çeker. Ona göre bir toplum, siyaset konusunda yeterince eğitimli değilse, özgürlük adına kurduğu sistem, eninde sonunda bir tiran doğurmak zorundadır.