"Zen Budizm, buradaya duyulan temel bir güvenle, özgün bir 'dünyaya güven' ile doludur. " Zen Budizm'i resmen sıradanlığın felsefesi. Herhangi bir olağanüstülük aramaz. Bir kutsallık yoktur. Sadece varolmak vardır. Dünya ile, nesneler ile ilişkinin geçirgenliğinden yani manzaranın bakana bakanın da…devamı"Zen Budizm, buradaya duyulan temel bir güvenle, özgün bir 'dünyaya güven' ile doludur. "
Zen Budizm'i resmen sıradanlığın felsefesi. Herhangi bir olağanüstülük aramaz. Bir kutsallık yoktur. Sadece varolmak vardır. Dünya ile, nesneler ile ilişkinin geçirgenliğinden yani manzaranın bakana bakanın da manzaraya akmasından bahsetmesi bana ılık rüzgar eşliğinde bahçede oturduğum anları hatırlattı. Özne olarak kendini ayırmadan o anda sadece bir sinek gibi bir toz tanesi gibi var olmaktan bahseder. Ölümü yaşayabilmek için ölümü yaşamın karşısına koymadan yaşamak gerektiğini savunur. Herhangi bir şeye bağlı kalmadan öylece yaşamın içinde akıp gitmek önemlidir. Bir yaşam bir yol vardır ancak ulaşılacak bir şey (yer, amaç vb) yoktur çünkü zaten her anda varoldukça o şeye ulaşılmıştır.
Yolculuktan bitkin ...
Kalacak bir yer aramak yerine
İşte bak: mor salkımlar!
Bashô
Zen Budizm'inde Tanrı'da güç kavramı yoktur. İrade veya öznellik gibi kavramlar da yoktur. Tanrı'ya yakarış yoktur. Tanrının temeli "hiçbir şeyi dışlamayan, gücün herhangi bir taşıyıcısı tarafından işgal edilmeyen boş bir merkezdir." İnsanın tanrıda kendisini görmekten hoşlanmasının getirdiği narsist yapı yoktur. Boşluktur. Boşluk çıplaklık da değildir. Boşluk hiçliktir. Hiç (Substantia) olan bir şey ne bir şeyin nesnesi olabilir ne de bir şeyin öznesi olabilir. Bu bakımdan Töz'e benzemez. "Töz 'Hipotesis'ten de gelmektedir. 'dayanıklılık', 'kararlılık' anlamına gelir. Yani 'Töz' kendine dayanmaktadır. Sûnyata 'boşluk' ise Töz'ün zıttıdır. Töz kendisi ile doludur. 'Boşluk alanı tanım zorlamasından bağımsızdır.'" Bir merkezi yoktur çünkü merkez her yerdedir. Bir toz tanesinde bütün evren görülmelidir der. Ancak bu İslam'daki bir toz tanesindeki yüceliği görerek tüm evrendeki mükemmeliği görmek gibi bir şey değildir. Budizm'de sınırlar yoktur. Her şey birbirine akmaktadır.Zen Budizmi bir içkinlik dinidir. Zen Budizm'deki hiçlik ya da boşluk hiçbir ilahi oradalığa yönelik değildir. Buradalığa dönüktür. Barışçıl olan, iktidar sahibi güç sahibi olan kutsallık değildir. İktidar ve güç varsa orada şiddet de olacağından bir iktidar yoktur. Tutunulabilecek neden sunmaz. Dünya nedensizdir. Yol herhangi bir aşkınlığa da ulaştırmamaktadır.
"Aydınlanmış insan suda yansıyan ay gibidir."
Metafizikteki nedenselliğin yerine sebepsizliği getirir. Zen Budizmi bilinen ile bilinmeyen ayrımından uzaktır. Gökyüzü ile yeryüzü arasında kalan her şey zaten yeterlidir zen için. Bu yüzden haiku dedikleri şiirler yeterince edebidir. Çünkü olan her şey zaten yeterlidir. Zen Budizm'i batı felsefesindeki (tanrı anlayışı dahil) bir olma, sürekli hareket olma anlayışının yanında yerini durağanlığa, yavanlığa bırakır.
"Bir insan
ve bir sinek
aynı odada. "
Issa
Kitap hakkında: Yazarı anlamak benim için biraz zordu. Yavaş yavaş okudum. Batı felsefesi ile karşılaştırmalı anlatması Budizm'in Töz inancı ile karıştırılmaması için iyi olmuş, ben karıştırırdım çünkü. Son dostluk ile ilgili bölümü okumadım. Felsefesi inançsız bir insan için nasıl varolunurun da cevabı gibiydi bence. Bir olağanüstülük aşkınlık aranmadan varolmanın tanımı.
Budizmle ilgili önereceğiniz kitap varsa okumak isterim🙏🏻