- 27.03.2025 - Öncelikle size bir bilgiyi aktarmakla başlamak istiyorum. “Katil Balina” olarak adlandırılmış olan Orcinus Orca yunuslarının, doğal yaşamlarındayken, bir insana saldırdıkları hiçbir kayıtta yoktur. Sadece gösteri parklarındaki eğitmenlerine saldırdıkları yönünde kayıtlar mevcuttur. Orkalar, bilinenin aksine balina değil, yunuslardır.…devamı- 27.03.2025 -
Öncelikle size bir bilgiyi aktarmakla başlamak istiyorum. “Katil Balina” olarak adlandırılmış olan Orcinus Orca yunuslarının, doğal yaşamlarındayken, bir insana saldırdıkları hiçbir kayıtta yoktur. Sadece gösteri parklarındaki eğitmenlerine saldırdıkları yönünde kayıtlar mevcuttur.
Orkalar, bilinenin aksine balina değil, yunuslardır. Ve anaerkil bir aile yapısını benimsemişlerdir. Dişi orkaların, 90 yıla kadar yaşadığı tahmin edilmektedir. Oldukça sosyal hayvanlardır, birbirlerinden sadece yemek bulmak ya da çiftleşmek için uzaklaşırlar. Kendilerine özel olan iletişim dilleri sayesinde birbirleriyle hep iletişim halindedirler. Besin piramidinin tepelerinde yer alırlar, hatta insandan başka onları avlayabilen yok denebilir. Gebelik süreleri 15-18 aydır, dişiler genellikle ilk yavrularını 12-15 yaş arasındayken doğurur. Kısacası, Orca’lar kendi hallerinde yaşayan bir canlı topluluğu aslında. Hatta bazı Orca’ların teknelere alışkın oldukları için insanlardan hazır yemek talep ettikleri de oluyormuş.
Belgesele gelirsek, insanoğlunun kalbinin ve vicdanının bataklık gibi olduğunun kanıtlarından biridir bu belgesel. Aslında bu konuları daha profesyonel biçimde ele almış belgeseller var, mesela Seaspiracy’i izlemenizi tavsiye ederim, insanın deniz ve okyanus yaşamındaki canlılara ne denli kötülükler yaptığını oldukça geniş spektrumlu bir şekilde ele alır. Bu belgeselde sadece belli bir şirketin, yunus gösterisi yapmak uğruna hayvanlara yaşattıklarını izliyoruz. Ancak bunları izlerken yine asıl vurgu, insan canına yapılmış gibime geldi. Her ne kadar yunus göstericiliğine karşı olunsa da çoğu cümle, insanların şirketlerin ihmali yüzünden yunuslar tarafından öldürülmesineydi.
Bu tarz gösterilerdeki hayvanların gerçekten mutlu olduğuna inanan var mı sahiden? Reklamlarında söyledikleri gibi mutluluk ve sevgiyle eğitmiyorlar o hayvanları çünkü gözlerinin gördükleri tek şey para. Bir insan, neden okyanusta yaşaması gereken bir hayvanın, cam fanuslar ya da sığ havuzlara hapsedilmesinden keyif alır ki? Ki o hayvan koşullu cezalandırma yöntemleriyle yani şiddetle, aç bırakılarak hatta belki çiftleşmeye zorlanarak eğitilen hayvanlar. Belgeseldeki bir sahnede de şahit olduğumuz üzere Tilkium da sırf spermleri çok para ettiği için esaret altında tutulmaya devam edilen ve taciz eder gibi zorla spermlerinin alındığı bir Orca. Üstelik bu esaret yüzünden agresifleşiyorlar ve insanlara saldırdığında şirket bunu çeşitli şekillerde örtpas ediyor.
Dünyadaki çoğu canlı sırf insanlar yüzünden zarar görüyor, şiddete ve tacize maruz kalıyor. İnsanların, eğlence aktivitesi olarak nitelendirdiği hayvanat bahçesi gezileri, yapay akvaryum ziyaretleri, belgeseldeki gibi olan gösteriler, sirkler ve petshop gibi tüm yerler bu canlıların açlığa, hastalıklara ve şiddete maruz kaldığı yerler. Lütfen bu tarz şeyleri yaparken, arkaplanını da düşünün. Kendi doğal ortamında yaşaması gereken hayvanları doğalarından koparmanın hiçbir eğlencesi yok.
Belgesele 6 puan verdim çünkü her ne kadar değindiği konu oldukça önemli olsa da işleniş şeklini biraz yetersiz buldum. Daha profesyonel bir biçimde ele alınarak daha fazla farkındalık oluşturulabilirdi.
Puanım: 6/10