Spoiler içeriyor
Film kendi içinde kendini zaten çok güzel bir şekilde özetlediği için yorumlaması benim için zor bir film. Ölü Ozanlar Derneği harika bir film ve hayatı farklı perspektiflerden görmeyi ve kendi yolumuzu çizmeyi öğretiyor. Filmi özetlemem gerekirse belki de en iyi…devamıFilm kendi içinde kendini zaten çok güzel bir şekilde özetlediği için yorumlaması benim için zor bir film. Ölü Ozanlar Derneği harika bir film ve hayatı farklı perspektiflerden görmeyi ve kendi yolumuzu çizmeyi öğretiyor. Filmi özetlemem gerekirse belki de en iyi filmle özdeşleşen "Carpe Diem" (Anı Yaşa) ifadesi Keating’in sürekli kullandığı bir ifade olarak tüm filmi özetler. Bunun dışında Bay Keating’in öğrencilere söylediği "Bir şey bildiğinizi düşündüğünüzde ona farklı bir açıdan bakın" sözünde olduğu gibi bazen gerçeği görebilmek için perspektifimizi değiştirmemiz gerekir. Örneğin, bir dağı sadece bir noktadan görürsek, onun tam şekli, büyüklüğü ya da farklı yönlerini göremeyiz. Ancak Keating gibi bizi farklı açılardan bakmaya yönlendiren rehber figürlere sahip olduğumuzda ve pozisyonumuzu değiştirip farklı açılardan bakarsak, dağı ilk düşündüğümüzden çok daha büyük ve farklı olduğunu fark ederiz. Benzer şekilde, bir şeyi ya da bir fikri yalnızca bir açıdan değerlendirirsek, onu farklı açılardan incelediğimizde gerçek anlamını anlayabiliriz.
Kitap yırtma sahnesinde anlık bir şoka uğradım ama sonradan film o an kitabı yırtmanın amacını çok güzel bir şekilde gösterdi. Bilmediğimiz bir şeyi kabul etmememiz gerektiğini. Bir şeyi anlamak ezbere bilmenden çok daha önemlidir. İşte burada da filmin ana temalarından biri olan şiirin gücü ortaya çıkıyor. Film şiirin her şeyden farklı olduğunu çünkü şiirin sadece yaşam için değil hayatımıza anlam katmak için var olduğunu söylüyor. Keating’in dediği gibi: "Tıp, hukuk, bankacılık - bunlar hayatı sürdürmek için gereklidir. Peki ya şiir, güzellik, romantizm, aşk? Bunlar ise uğruna hayatta kaldığımız şeylerdir."
Keating sadece bir öğretmen değil öğrencileri için bir ilham kaynağı, bir idoldür. Ama hayallerin peşinden gitmek maalesef her zaman kolay değildir, Neil’in hikayesinde olduğu gibi. Ailesinin baskısına rağmen oyuncu olmak isteyen Neil yolunda birçok engelle karşılaşır. Yine de film bu duyguları izleyiciye çok güçlü bir şekilde aktarıyor. Gerçekten de bize yaşamanın ve sadece var olmanın farkını hatırlatıyor. Ve son sahnede, öğrencilerin hayatlarına daha derin bir anlam katan şiiri öğreten figür olan Keating’e ne yazık ki veda ettiğini görüyoruz. İşte tam o anda öğrenciler ayağa kalkıp bu duruma kendilerince tepki veriyor çünkü onlara gerçek anlamları öğreten kişiye veda etmek istemiyorlar. Onlara öğretilen doğruların aksine kendi doğrularının peşinden gitmenin önemini anlatan kişiye akıl hocalarına veda etmek istemiyorlar ve unutulmaz bir finale imza atıyorlar.