2019 yılı sinema tarihi açısından muazzam bir yıl oldu desek, pek de yanlış bir önerme olmaz. Özellikle sinemanin Hollywood'dan kayıp Avrupa ve Doğu sinemasına doğru kayması, birbirinden muazzam filmlerin, gösterime girmesine neden oldu. Bunlardan biri de And Then We Danced…devamı2019 yılı sinema tarihi açısından muazzam bir yıl oldu desek, pek de yanlış bir önerme olmaz. Özellikle sinemanin Hollywood'dan kayıp Avrupa ve Doğu sinemasına doğru kayması, birbirinden muazzam filmlerin, gösterime girmesine neden oldu. Bunlardan biri de And Then We Danced diyebiliriz. Özellikle kendi ülkesinin sinema elementlerin çok başarılı bir şekilde kullanıp, kendi ülkesi sınırlarını aşan bir yapıt bizleri bekliyor. Aslında baş yapıt olabilecek potansiyele sahip film, orta bölümlerde hafif kaymalar yaşaması, yapıt olarak kalmasını sağlıyor.
Filmin senaryo kurgusu tam bir 3 başlı kurgulama aslında. Filmin ilk bir saati (ki bana göre en iyi bölümü) baş karakterin kendini bulma, kendini keşfetme hikayesini izliyoruz. Özellikle aralara serpiştirilen dans sahneleri ve arkasında yatan psikolojik çıkmaz, bu bölümlerde çık iyi veriliyor. Filmin bana göre ikinci bölümü ise, filmin en olmamış kısmı diyebiliriz. Yine ana karakterin cinsiyet karmaşası verilmeye çalışsa da, 20-25 dakikalik bölümde sürekli cinselliği göze sokması, olmamış oğlu olmamış bölümüne giriyor. Neyse ki yönetmen yaptığı hatayı mi fark etti ne oldu bilmem son yarım saati muhteşem bir şekilde toparlayarak, filmin ana konusu olan dans-kendini bulma-kendini kanıtlama üçlemesine girmesini sağlıyor.
Tabi bütün bunların yanında film bize daha büyük bir pencereden de bakış imkanı sunuyor. Özellikle Gürcü dansları, toplumun cinselliğe bakışını, hayata tutunma çabasını, gözümüze çok sokmadan ara ara vermesi, filmin senaryo anlamında düşünülmüş olduğu izlenimine kapilmamiza sebep oluyor.
Filmin oyuncu kadrosu ise, ilginç bir şekilde puzzle parçaları gibi birbirine tam oturur bir halde. Filmde yer alan 4-5 ana karakteri, filmden çıkarsak sanki bir şeyler eksik kalacak gibi. Özellikle Merab (Levan Gelbakhiani) 'in oyunculuk performansı gayet doyurucu ve hisli bir izlenim bırakıyor. Onun dışında filmin gerçekten yakışıklı kontejanini dolduran Irakli (Bachi Valishvili) ile güzel kontejanini dolduran Mary (Ana Javakishvili) baş role fazlasıyla katkı veriyor.
Filmin kamerası ise riske girilmeden, sıradan bir görünüm sunuyor. Ki bu durum filmin yükünü senaryo ve oyunculara vermiş olsa da, şanslı bir şekilde paçasını kurtarıyor. Ama yine de bir kaç güzel öğe atılsa, hiç fena olmazdı deniyor.
Filmin müzikleri ile gerçekten kulak pası sildiren cinsten. Yer yer Çingeneler Zamanına kaymalar gösterse de yerel müziklerin ve yerel dansları yerinde kullanımı, filmin fonetik alt yapısını oldukça güçlü gösteriyor.
Levan Akin'in yönetmenlik anlamda küçük kusurları olsa da And Then We Danced benim gözümde olmuş bir film. Hatta bir çoğunun aksine Portreit Of A Lady On Fire'a göre kat be kat olmuş bir filmdir.
Bir Mandariid olmasa da Gürcistan sinemasını son model gözde filmi And Then We Danced, ülkesini hafif eleştiren agresif ve bir o kadar da naif bir film olarak listemizde yerini alıyor.
8/10