Yine bir DC Filmi, yine insanın ağzında yarım kalmışlık hisleri ve yine bir harcanmış film. Wonder Women hariç, DC'nin çektiği her film için istisnasız aynı şeyi söylerim. Adamların laneti midir nedir bilmem ama yok yani, yapamıyorlar. Güzel reklam yapıyorlar, klasmanina…devamıYine bir DC Filmi, yine insanın ağzında yarım kalmışlık hisleri ve yine bir harcanmış film. Wonder Women hariç, DC'nin çektiği her film için istisnasız aynı şeyi söylerim. Adamların laneti midir nedir bilmem ama yok yani, yapamıyorlar. Güzel reklam yapıyorlar, klasmanina yakışır oyuncularla çalışıyorlar ama çok gariptir ki folmografide batırıyorlar.
Birds of Prey uzun zamandır bir köşeye attığım, bugün-yarın izlerim dediğim bir filmdi benim için. Özellikle Suicide Squad faciasından sonra bu filme daha bir korku dolu yaklaştım. Çünkü sanki Suicide Squad'da biz tam olarak batıramadık, ama bakın şimdi iyi batıracağız hissiyatında bir film bekliyordum. Yanıldım mi? Yer yer. Tatmin oldum mu? Asla.
Film bir kere kadın dayanıșmasını, kadın gücünü o kadar fazla anlatıyor ki, yani bir süre sonra sıkılmaya başlıyor insan. Koskoca senaryo ciddi ciddi, kadınların erkek topluma olan tepkisini anlatır gibi, bağıra çağıra anlatıyor. Yani bu kadar duyar kasma, bu film için aşırı fazla gereksiz bir detaydı. Sırf bu yüzden yer yer senaryodan kopup gitmeler yaşandı, yer yer sahneleri birbirine bağlayamama sorunu yaşandı. Yani aşırı derecede kusurlu bir senaryo idi. Belki benim açımdan, senaryosal anlamda tek güzel hareket Harley'in aralarda girip flash back yapması olmuştur. En azından ölü filme dinamizm katmış. He bi de çok saçma sahneler vardı. Özel gücü ses patlaması olan abla mı dersin, polis karakolunu basma mi dersin of of... Gözler kanadı. Bir de dövüş sahneleri saçma gibiydi ama zaten film saf aksiyon güdüsü ile gitmediği için anlayış gösterilebilir.
Ve gelelim DC'nin ısrarla ve ısrarla yaptığı karanlık temalı filmler. Olmuyor DC, yani gerçekten zerre olmuyor. Bu kadar karanlık tonlarda film yapınca, gerçekten göz yoruyor. Ki Harley Quinn gibi renkli bi karakterin, böyle karanlık bir filmde oynaması gerçekten olmuyor. Yani DC'nin Marvel'e göre en büyük handikabı, karanlık film çekme ısrarı. Filmin her şeyini iki üç tık aşağı çekiyor.
Oyuncu kadrosunun çok kalabalık olması hikayeyi çeşitlendirse de, Margot Robbie'yi resmen harcamışlar. Yani bu kadını bu kadar duygusal göstermenin anlamı yoktu. Baya baya dengesiz bir karakter çizilse bence daha tatlı dururdu. Ama işte karakter planlaması da DC'nin halen yapamadığı bir şey.
Filmin belki de en beğendiğim kısmı müzikleri olmuş. Yani ciddi ciddi müziğe önem verilen bi ekipleri var ki Allah'tan filmlerini biraz olsun adam eden bir sürece sokuyor. Yoksa gerçekten 3. Sınıf Hollywood filmi olmaya aday olurlardı.
Özünde çok bir şey beklenmeden izlenmesi gereken bir film. Öyle zaman geçirmelik, bitince kapatıp hayata devam etmelik bir film. O yüzden pek de filmsel bakış mümkün olmuyor ki zaten kendi sinema evrenlerinin de böyle bir iddiası yok. Bu yüzden Scorsese gibi ben de Marvel, DC evrenlerinin sinemayı sömüren bir parazit gözü ile bakarım. Çünkü film elementlerini malesef ki karşılayamayacak kadar yoğunluktan yoksun filmler çıkıyor.
Margot'un güzel yüzü ve müziklerin olmuşluğundan dolayı...
6/10