İstanbul Film Festivalinin 4.gününde yayınlanan Plaza, Anıl Gelberi'nin ilk uzun metraj deneyimini aktardığı bir film. Film genel itibari ile izlediğim diğer 3 filmde olduğu gibi kusurlari olsa da, genel olarak beni bir kaç açıdan tatmin etti diyebilirim. Bu tarz festivallerin…devamıİstanbul Film Festivalinin 4.gününde yayınlanan Plaza, Anıl Gelberi'nin ilk uzun metraj deneyimini aktardığı bir film. Film genel itibari ile izlediğim diğer 3 filmde olduğu gibi kusurlari olsa da, genel olarak beni bir kaç açıdan tatmin etti diyebilirim.
Bu tarz festivallerin artısı, Türkiyede yapılan işleri görme fırsatı veriyor. Bu durum Turkiye sinemasının gelecekte ne olabileceği hakkında biraz da olsa fikir sahibi olmamıza sebep oluyor. Dün yaşadığımız Șair filmi faciasından dolayı, bu filme başlamakta oldukça tereddüt yaşadık. Filmin açıklamasında aşk kelimesinin tekrarlı kullanımı, filmde 3. sınıf bir aşk göreceğimizi düşünmeme sebep oldu. Fakat, umduğumun tam tersi hatta gerçekçiliği ile oldukça tatmin edici bir film izlememi sağladı.
Filmin senaryosu oldukça güzel planlanmış bir senaryo olmuş. Atanamamış bir öğretmenin, boş bir plazada güvenlik görevlisi olarak çalışmasını anlatıyor. Zaman içinde kişisel doğrularının değiştiği filmde, aşkı bu kişisel doğruların içinde saklanarak anlatılması, kötü bir aşk filmi yerine bir vicdan savaşını izlememizi sağlıyor. Bu düşünce ve anlatım çok güzel olsa da, senaryonun sonlarına doğru karakter patlamasını tam olarak yapamaması ve film içinde bir kaç eksik detay, senaryonun güzelliğine bir küçük çirkinlik katıyor.
Daha önce, Körleșme için söylediğim gibi bu filmde de bütçesel engellerden dolayı kamera kullanımı oldukça basit ve tek düze. Bu yüzden, bu filmde de görsel anlamda bir şey söylemek mümkün değil. Filmin sonunda yapılan bir kaç küçük kamera hareketi, filme bir parça güzellik katmış olsa da, genel anlamda kameranın riske girmeden ilerlemesi hem olmuş hem de olmamış anlamında nötr bir görüntü sergiliyor.
Filmin oyuncu kadrosu, tek bir kişi üzerine yoğunlaşıyor. Emre (Onur Berk Aslanoğlu) 'ye filmin ilk başlarında pek alışamasak da, karakterin aslında herhangibir Türk gencini temsil etmesinden dolayı, ilerleyen zamanlarda ısınmamıza sebep oluyor. Filminde yer alan diğer oyuncuların gir-çık yapması, filmin tek kişi üzerine binmesine neden oluyor. Onur Berk'in ilk sinema deneyimi olmasına rağmen, bu işi başarılı sayılabilecek bir şekilde yönetiyor diyebiliriz.
Sonuç olarak, Anıl Gelberi'nin ilk uzun metraj deneyimi olan Plaza, umut vaad eden bir film. En azından kullandığı sinema dilinin gerçekçi olması ve abartıya girmeden bir olayı anlatması, benim gözümde yönetmenin ileride bir şeyler yapabileceği izlenimi vermektedir. Bir yerlerde denk gelirse, şans verilmesi gereken bir film.
Kısacası;
6/10