Tüm dünya öğrenecek ! O sahne ne kadar güzeldi.. Aklım, kalbim zorlanıyor gördüklerini kabul etmekte; yaradılışım bunu mümkün kılmıyor. İnsan olmak.. bu kavramı hiç anlayamadım, şimdi onu tekrar tekrar sorgulayacağım. Traji komik bir yandan ağlayasım bir yandan da gözümün önüne…devamıTüm dünya öğrenecek ! O sahne ne kadar güzeldi.. Aklım, kalbim zorlanıyor gördüklerini kabul etmekte; yaradılışım bunu mümkün kılmıyor. İnsan olmak.. bu kavramı hiç anlayamadım, şimdi onu tekrar tekrar sorgulayacağım. Traji komik bir yandan ağlayasım bir yandan da gözümün önüne gelenler karşısında gülesim geliyor. Bu hangi İslamiyet ! Allah'ın adını ağızlarına alıp nasıl bir insana bunu yapabiliyorlar ?! Allah'ın bundan razı olabileceğini nasıl düşünüyorlar ! Komik olan neydi biliyor musunuz O insanların ağzından " Allahuekbâr, La ilahe illallah " lafızlarını duymak. Ne aklım ne kalbim ne ruhum bunu hiçbir zaman anlamayacak. Filmden bahsetmek istiyorum birazda duygularımdan bahsettim daha çok :) İran yapımı bir film. Ortadoğu'da kadın olmak, zaten hepimiz biliyoruz bunun zor bir şey olduğunu hem tarihten hem günümüzden de, dillendirilen bir şey. Bunun dışında kadın olmak dünyada zor bir şey Avrupa ülkelerinde de öyle. İslamiyet'in ve siyasetin birlikte harmanlandığı bir coğrafyadan bahsediyorum. Kadın bu bölgelerde daha çok mağdur, haksızlığa uğramış, ezilen olarak görülse de dünyanın hiçbir yeri suçsuz değil. Kadına karşı tavır hoşgörüsüzlük, aşağlama, altta görme, aciz, güçsüz görme, ne isterlerse onu yapabilecekleri bir varlık olarak görmeleri, haksal olarak eşitsizlikler dünyanın her yerinde vardı. Eski yunanlarda, kadın insan olarak görülmüyordu. Yurttaş olan, insan olan yalnızca erkeklerdir. Avrupa'da da öyleydi. Bu konuda dünyanın her yeri suçlu. Çok şükür ki insan yerine konuyoruz, varlığımız kabul ediliyor artık :) Yaratılışımızla mücadele etmiyoruz biz, bizi güçsüz düşüren, aciz bırakan toplumla mücadele ediyoruz. Biliyoruz kendimizi, içimizdekini, kim olduğumuzu, neler yapabileceğimizi, eksik olmadığımızı, çok daha iyi biliyoruz. Güçlüyüz, hep de öyle olalım. Biz kolay bir yoldan gelmedik belki hala kolay bir yolda değiliz. Ama kendimizden eminiz, ayaklarımızın üzerine basıyoruz; biz olarak, hakkımız olarak, eşit olarak herkesle. Feminizm iyi ki var kadın hareketleri iyi ki başladı o günlerde. Biz gerçeği ve hakkımız olanı arıyoruz. Güçlü olalım hep. Güçlü olmak zorunda olan insanlar her zaman daha güçlüdür. Bizim gücümüz kendimizden geliyor, bir lafza sığınmıyor 'erkek' gibi. Kadın konusuna girdim yine filmi anlatamadım :) Soraya'yı taşlamak, soraya derken kadının ismi Süreyya o kastediliyor. Bu film gerçek bir hikayeden esinlenmiş. Kadın erkek eşitsizliğini güzel bir şekilde görüyoruz. ' Dünya erkeklerindir ' filmde geçen bu replik kırılma noktam oldu, birçok şeyi de anlatıyor. Kadının kocası şehirdeki 14 yaşında başka bir kadınla evlenmek ister oğullarınıda alıp gitmek istemektedir. Kız çocuklarını anneleriyle bırakacaktır. Bakmakla yükümlüsün bize diye kadın boşanmak istemez. Mollayı da işin içine alıp, muhtarı kandırıp, zina yaptıkları gerekçesiyle Haşim'e yalancı şahitlik yaptırıp, kadına iftira atarlar. Bunun cezasıda hala bir yerlerde uygulanıyor sanırım recmdir. Yani taşlanarak öldürme kadını kollarından bağlayıp yarısını toprağa gömüyorlar. Sonra taşlayarak öldürüyorlar. İzlerken nasıl bu kadar acımasız olabiliyorlar, kalpleri nasıl bu kadar karanlık olabilir diye düşünmeden edilmiyor. Yüzsüzlüklerini göreceksiniz iftiralarıyla daha da nasıl yüzsüzleştiklerini, çocukların eline taş verip insan öldürmeyi öğrettiklerini göreceksiniz. Çok şeyi gözler önüne seriyor. İçim acıyor, bilmezdim diyeceğim çok şeyle yüzleştim. Dünyam yeni bir olası çirkinlikle tanıştı, yeniden sorgulamaya başlıyorum, içimde tüm insanlığı göremem, neden bir insanın içinde tüm insanlık yatar o zaman ?