📍“Bak anne,” demiş, “Ne kadar merhametli bir adam, gözleri yaş içinde.” Anne yavrusunu ses çıkarmaması için uyarmış, “Sen onun gözündeki yaşa değil, elindeki kana bak!” demiş. 📍“Zaten bir yerde kötülük varsa, oradaki herkes biraz suçludur. ” 📍"Bence her insan bir…devamı📍“Bak anne,” demiş, “Ne kadar merhametli bir adam, gözleri yaş içinde.” Anne yavrusunu ses çıkarmaması için uyarmış, “Sen onun gözündeki yaşa değil, elindeki kana bak!” demiş.
📍“Zaten bir yerde kötülük varsa, oradaki herkes biraz suçludur. ”
📍"Bence her insan bir hayvana benzer. Kiminin yüzü bir kuşu andırır, kimininki bir koyunu; bazı insanlar ata benzer, suratları aynen at gibi uzundur; bazıları kurt yüzüne sahiptir. İnsanların, benzedikleri hayvanların karakterini aldığını düşünürüm. Ne bileyim, belki de öyle geliyordur içlerinden, öyle hissediyorlardır. Bir koyuna, niye böyle uysal davranıyorsun ya da bir kurda, niye böyle yırtıcısın diye sorulur mu!"
📍" Peygamberi dağa doğru koşarken görenler, “Ey İsa, aslandan mı kaçıyorsun?” diye sormuşlar. O, “Hayır!” demiş. “Kaplandan, ejderhadan mı kaçıyorsun?” diye sormuşlar. O yine, “Hayır,” demiş ve eklemiş, “ben peygamberim, aslandan kaplandan korkmam.” “Peki o zaman neden kaçıyorsun?” diye sormuşlar. “Ahmaklardan kaçıyorum,” demiş İsa, “çünkü onlarla baş edemem.”
📍"Korku akıllarını öylesine başlarından almıştı ki laf anlatmak mümkün değildi."
📍“Bırak psikoloji, karakter, insan ilişkileri, eylemlerden çıksın” demiştin. “Kelimeleri güzelleştirerek ya da şiddetlendirerek, güzel tasvirlerle insan hallerini anlatmaya kalkma. Sen eylemi anlat, gerisini okur kafasında tamamlasın. "
Selamlar raf ailesi uzun zaman sonra gelebildim ve geldiğim için çok mutluyum. 😅
Okul, sınavlar, canlı dersler ve tekrarlar derken ne film ne dizi izleyebildim ne de kitap okuyabildim. Kitabı okurken bunları ne kadar özlediğimi fark ettim. Bu kitabı okumama vesile olan @emre.demir çok teşekkür ederim. Senin gibi arkadaşı bulmak benim için bir fırsat gibi bir şey. Her şeyimiz çok benziyor ve bana böyle güzel arkadaşlık ettiğin için sana minnettarım. Neyse fazla övmeye gerek yok bazı düşünceler bana kalsın.😅
Arkadaşlar zaten Livaneli'yi hepiniz biliyorsunuz. Okumayanlar vardır belki size söylüyorum. Büyük kaybınız var bence. Anlatımı farklı ve özgün birisi haberiniz olsun. Kitaba gelirsem kitap yorumlamak benim için biraz zor açıkçası. Ne söylesem az gelecek ya da okuyan biri benden farklı bir şeyler görebilecek. Dediklerim ona az gelir alakasız gelir ama ben yine de başlayacağım. Kitapta ülkeden uzakta bir ada var adam orayı alıyor ve yorucu, hızlı hayatından ayrılıp gelip oraya yerleşiyor. Orada sakince yaşamaya başlıyor. Sonra çok yalnız hissedince oraya insan getirmeye başlıyor onlara arazi veriyor para almıyor. Tek istedikleri kendilerine ev yapıp oturmaları ve ona arkadaşlık etmeleri. Adanın nüfusu artmaya başlayınca alımları durduruyor. 40 ev var herkes birbirine ev numarasıyla sesleniyor. Sonra bir gün adadaki birisi ölüyor oğlu cenazeyi almaya bile gelmiyor ve evi satılığa çıkarıyor. Herkes bu adaya gelmeye çalışıyor çünkü cennet gibi bir yer. En son gelecek kişi belli oluyor eskiden ülkeye başkanlık yapan kişi. Adam zaten otoriter birisi ve herkes onu sevgiyle saygıyla karşılıyor. 1 kişi hariç. Okursanız onun tutumunu bilirsiniz şuan anlatmasam daha iyi. Onun bu otoriter tutumu adaya hükmetme isteğini arttırıyor aslında. Herkese bu adaya bir yönetim gerekli buraya başkan seçmeliyiz diyor. İnsanlarda zaten siz bu işi iyi biliyorsunuz siz yapın diyor ve adam da konsey kuruyor. İnsanoğlunun olduğu yere hükmetme isteği gibi buradaki yönetim de başlıyor. Anlatıma devam etmesem daha iyi çünkü spoiler verebilirim gerek yok. 😅 Sonu düşündüğümden farklı bitti bu da beni kitaba çeken yönlerden biri oldu. Kitaptaki en temel 2 düşünce: İnsanoğlunun olduğu yere hükmetme isteği ve yaşadığınız çevrenin ekolojik dengesini bozarsanız başınıza gelebilecekler. Bu konular çok güzel anlatılmış, her cümle insanı düşünmeye sevk ediyor.
Neyse çok konuştum zamanınız varsa okuyun arkadaşlar pişman olmazsınız. ✨✨
9/10📚📚📚