Spoiler içeriyor
Hello boys. Dün The Office, bugünse Supernatural. Uzun yorumlarıma alışsanız iyi olur çünkü sevdiğim yapımlara tek tek veda ediyorum. Bittiğini kabullenmek zor aslında. 2 sene önce, bir arkadaşımın tavsiyesiyle başlamıştım diziye. Çok uzundu ve açıkcası işin buralara varacağını -favori dizilerimden…devamıHello boys. Dün The Office, bugünse Supernatural. Uzun yorumlarıma alışsanız iyi olur çünkü sevdiğim yapımlara tek tek veda ediyorum.
Bittiğini kabullenmek zor aslında. 2 sene önce, bir arkadaşımın tavsiyesiyle başlamıştım diziye. Çok uzundu ve açıkcası işin buralara varacağını -favori dizilerimden olacağını- tahmin etmiyordum. Öylesine başlamıştım, arkadaşımın hatırı için.
Başlarda korku filmine oldukça yakın bir diziydi gözümde. İlginç şehir efsanelerini gerçeğe yaklaştırdılar ve bunu izlememizi sağladılar. Üstelik Dean ve Sam gibi iki harika karakter ve tabii ki o muhteşem araba ile.
Sezonlar ilerledikçe bizim çocuklar büyüdü ve işler ilginçleşmeye başladı. İşin içine melekler, şeytanlar dahil oldu. Ve tabii ki Tanrı. Cass gibi mükemmel bir karakterle tanıştık. Başta oldukça mesafeli, o dünyaya ve insanlara yabancı, neredeyse yenilmez bir savaşçıydı. Angel of the god. Tabii sonra aileden biri oldu.
Kardeşleri ve Cass'i bir kenara bırakarak favorimin Crowley olduğunu söyleyebilirim. Tüm dizi boyunca en sevdiğim karakter oldu sanırım. Ne yapacağını asla tam kestiremiyorduk, bizi hep şaşırtabiliyordu -bu Lucifer için de geçerli sayılır aslında- ve gerçekten havalı bir karakterdi. Acele etmeden ve parça parça cümle kurması da benim çok hoşuma gidiyordu😂 Hele bir anda görünüp "Hello boys" deyişi? Harikaydı. Lucifer'e bile kafa tutuyor hatta kimi zaman ona karşı kazanıyordu. Ve cehennem için en uygun kraldı. Bir iblis olmasına rağmen merhametliydi de. Bunu da gidişiyle kanıtladı zaten.
Lucifer'den de ayrı olarak bahsetmek lazım. Mark Pellegrino kesinlikle rol için doğru seçim olmuş. Yani bir insan rolünü bu kadar mı iyi oynayabilir? Gerçek hayatında da Lucifer olabilir dikkat etmek lazım. Lucifer karakteri tüm kötülüğüne, attığı kazıklara rağmen diziye renk katan kötü adamımızdı (ya bu Crowley için de geçerli ama onu kötü adam olarak bile göremiyorum... Kalbimdesin Crowley💙). Final sezonunda onu görmek bu sezonda beni en heyecanlandıran şeydi muhtemelen. Onu gördüğümde o kadar heyecanlandım ve mutlu oldum ki sanki uzun zamandır görmediğim bir arkadaşımla karşılaşmış gibiydim. Kısa kalsa da yine o esprileriyle ve sempatik bakışlarıyla bölümün en iyisiydi. Crowley'i görmeyi de çok isterdim. Ve Gabriel'i. Ve Cass'in son iki bölümde olmasını tabii ki.
Aslında 19. bölüm bana göre daha çok final niteliği taşıyordu. Kısmi bir mutlu sondu. Ama senaristleri de anlıyorum, Dean'in isteği her zaman av sırasında ölmekti; Sam ise bir aile kurmak istiyordu. Ve ikisi de hayalini gerçekleştirmiş oldu bu şekilde. Belki de onlara veda etmek istemediğimiz için bu finali sindirememişizdir. Belki de dünyanın en iyi final bölümünü yazsalar bile kabullenmeyecektik.
Bu kadar konuşup Jack'ten bahsetmemek olmaz. Onun yeni Tanrı olması fikri beni çok heyecanlandırdı doğrusu. Onun hikayesinin de güzel bir yere bağlandığını düşünüyorum.
En büyük sıkıntı Cass'in bu sezon olaylara çok uzak kalmış olmasıydı bence. Neden tam olarak onu her şeye ve her şeyin sonuna dahil etmediler, anlamak güç.
Çok konuştum ve konuşmaya da devam ediyorum. Çünkü yazım bittiğinde ve paylaştığımda, veda etmiş olacağım. Winchester kardeşlere, Cass'e, Crowley'e, Lucifer'e, Jack'e, Rowena'ya, Gabriel'e, Chuck'a -evet ona bile-, Amara'ya ve ismini hatırlayamadığım birçok karaktere. O yüzden, biraz daha buralardayım anlayacağınız. İyi bir veda olsun.
Hazır Rowena demişken, o da mükemmel bir karakterdi. Dizinin en güçlü kadın karakteriydi. Kendini kurtarır, işine bakardı. Başlarda acımasız sayılırdı ama sonu oğlu gibi oldu. Winchesterlar için kendini feda ederek öldü. Ve Crowley'den sonra cehennem için en ideal hükümdardı. Özellikle Sam için çok önemli bir yere sahipti.
Bir de müzik var tabii. Carry on wayward son. Son bölümde mükemmel şekilde kullanıldı, herkes bunu bekliyordu zaten kullanmasalar izleyicilerin tepkisi pek hoş olmazdı. Çünkü diziyle ve karakterlerle özdeşleşen mükemmel bir şarkı. Hatta bu yazıyı yazarken onu dinliyorum.
Son olarak özel bölümden bahsetmeliyim. Gerçekten çok güzeldi. Eski bölümleri hatırlamak, onları o kadar genç görmek beni çok duygulandırdı -Dean'in ölümüne yeterince ağlamamışım gibi-. O sahneleri görmek diziye en baştan başlama isteği uyandırdı. Ama şimdilik kendimi tutuyorum, farklı yolculuklar gerekli :)
Bu kadar sanırım. Daha da uzatmak istiyorum ama veda zamanı geldi gibi görünüyor.
Bye boys. Sizi özleyeceğim çocuklar.