Merhaba, Gösterilebilecek her detayı vermişler, kalanlar da konunun uzmanlarına kalsın lütfen ;) Fazlaca kurcalamamakta yüksek menfaatleriniz var emin olun.. Sevgiyle kalın 😘
Merhaba, Lütfen bu notu izledikten sonra okuyun ! Leigh Ann o gece bir kanepe sunmadı, sonunda görmüş olacaksınız zaten. Kankanızı ya da sevgilinizi yanınıza alıp Huzur Evi'ne, Çocuk Esirgeme'ye veya MS Derneği'ne ya da dezavantajlı insanların olduğu herhangi bir yere…devamıMerhaba,
Lütfen bu notu izledikten sonra okuyun !
Leigh Ann o gece bir kanepe sunmadı, sonunda görmüş olacaksınız zaten.
Kankanızı ya da sevgilinizi yanınıza alıp Huzur Evi'ne, Çocuk Esirgeme'ye veya MS Derneği'ne ya da dezavantajlı insanların olduğu herhangi bir yere gelmeye ne dersiniz. 15 günde bir de olsa sürekli bunu yaparak ve devamlı aynı insanla iletişimi sürdürerek siz de Leigh Ann gibi yüreğinizi sunmaya ne dersiniz.
Hangi konuda iyisiniz, matematik veya resim mi öğretebilirsiniz ya da voleybol ahh satranç ta olur. En önemlisi dinlemektir, kimsenin seslerini duymadığı o insanları. Azıcık empati yapın, ne fena değil mi..
Hepimiz duyulmak isteriz, bazen kimse yoktur. Aslında kurabiye beklemez onlar veyahut hediye falan, önemsenmek isterler. Ben gibi, sen gibi önemsenmek sadece..
Önceleri alaycı, içine kapanık hatta sorun yumağı gözükürler genci yaşlısı; alıştırıp ta terk edersin diye, sonra bir gün bakmışsın omuzunda dertleşip ağlıyor ya da sadece seninle olduğu için gözlerinin içi gülüyor.
Birinin sahip olamadığı abla, anne, oğul, dost, sırdaş, dayanak oluverirsin. Artık aileden olursunuz. İşte o günden itibaren yüreğin engelli değildir artık, okyanus ta sen olursun, feza da..
Bu pazar ne yapıyorsun, hadi planlarına ekle, alarm kur ama unutma iki haftada bir pazar bir-iki saatlik randevun olacak gönül dostunla.
Ondan ziyade kendine iyi gelecek ve bunu çook sonra fark edeceksin, belki de tebessüm ederek beni de anarsınız. Belki de karşılaşırız kim bilir ;)
Sevgiyle kalın 😘
Selaaammm.. İnsanların arasındaki dolaysız ve çıkarsız o masum o safiyane sevgi günümüzde pek kalmadığı için pedofili vs zannedilmesi normal sanırım. Keşke benim Akuzi-san'ın yaşında olduğum zamanları tecrübe edebilseydiniz. :( her şey o kadar güzel ve inanılmaz zevkliydi ki.. Birisinde hayat…devamıSelaaammm..
İnsanların arasındaki dolaysız ve çıkarsız o masum o safiyane sevgi günümüzde pek kalmadığı için pedofili vs zannedilmesi normal sanırım.
Keşke benim Akuzi-san'ın yaşında olduğum zamanları tecrübe edebilseydiniz. :( her şey o kadar güzel ve inanılmaz zevkliydi ki..
Birisinde hayat bulmak ve ona hayat olmak ve sonra.. onun için ondan vazgeçip gitmeler kendine getirirdi insanları.. karakter ve prensip sahibi "gerçek kişilikler" bulurdu yerli yerini.. umarım tükenmemiştir bu hasletler tamamiyle..
Sevgiyle kalın 😘
Selam millet, Venom fikrini nereden arakladıkları belli oldu :)) Ama bence bu daha güzeldi, evet düşük bütçeli, n'apsınlar o kadar para varmış, Rus kafasıyla yapılmış falan ama sıcacıktı, gerilimi bile şefkatli, romantizmi bile namusluydu, güzzelldii abim bee.. Sonunu becerip bağlayamamışlar…devamıSelam millet,
Venom fikrini nereden arakladıkları belli oldu :))
Ama bence bu daha güzeldi, evet düşük bütçeli, n'apsınlar o kadar para varmış, Rus kafasıyla yapılmış falan ama sıcacıktı, gerilimi bile şefkatli, romantizmi bile namusluydu, güzzelldii abim bee..
Sonunu becerip bağlayamamışlar gibi duruyor diyen çok çıkar, bence devam senaryosu olsa rahatça hallolur gibi..
Öö-ööhhhöömm.. teklif gelirse yazarım, neden olmasın ;) bi ara yaparım bak hakkaten..
Şşşttt!.. Bu arada Alper sağlamdır di mi? ;) bi hocaya falan mı kurşun dökünse miydi ne :)) mazallah o gavurlar suyuna muyuna domuz yağı falan koymuştur sonra yok mutasyon yok yaratık yok bilmem ne uğraşmayalım hhhh!!
Sevgiyle kalın 😘
Üff aman yine ben, Sıklıkla denk geldiğim bir durum bildirimi var bu civarlarda "ters köşe olmak".. :)) O vaziyet aslında "ters" değil bilakis "olmanız planlanan" köşe. Sezgilerinizi, algınızı manipüle ederek o şekilde hissetmeniz, normal şartlar altında düşünmeniz beklenenden farklı olacak…devamıÜff aman yine ben,
Sıklıkla denk geldiğim bir durum bildirimi var bu civarlarda "ters köşe olmak".. :))
O vaziyet aslında "ters" değil bilakis "olmanız planlanan" köşe. Sezgilerinizi, algınızı manipüle ederek o şekilde hissetmeniz, normal şartlar altında düşünmeniz beklenenden farklı olacak şekilde tasarlanarak sizi sürmek istedikleri alandır o "ters köşe".
Yeterince karşılaştığınız, tecrübe ettiğiniz ve uzmanlaştığınız konularda ters köşe olma ihtimaliniz istatistiksel olarak daha da nadir olacaktır. Bunu zevk için yapanda kendisi kendi köşesinde havlusuyla oynasın :))
Hayat bu, o kadar da şaşırmamak lazım ;) kek pişirirken bile içi hamur kalınca kek tarafından keklenmektir, çöpe atıp yenisini yapmak sizi istatistiksel yoğunluk olmaktan koruyacaktır :) daha fazla kitap okumak, deneyimler izlemek vb gibi hayata farklı bakış açılarından yaklaşmak yaşam kekinizi mükemmelleştirecektir.
Hele bir de üzerine eklenecek şantiyi deneyin o daha zor ama daha eğlenceli ve lezzetli. Satranç, go, sudoku iyi şanti yapmanın püf noktalarındandır. Bir sonraki hamle hakkında birden fazla fikrinizin olması çilekli mi muzlu mu sorusuna daha kolay cevap bulmanıza ve doğru köşede olmanıza pek yardımcı olacaktır.
Sevgiyle kalın 😘
Merhaba, Yıllar önce bunu tersinden yaşadım ve izlediğimde o gün ki duygularım canlandı, hüzün yoğun buruk mutlu daha ziyade kelimelere sığmayacak diğer duygular ele geçirdi kalbimi ve zihnimi.. Çok yaşlı bir beyefendinin bakım ve temizliği yapılması gerekiyordu. Gerek bilgisizlikten gerekse…devamıMerhaba,
Yıllar önce bunu tersinden yaşadım ve izlediğimde o gün ki duygularım canlandı, hüzün yoğun buruk mutlu daha ziyade kelimelere sığmayacak diğer duygular ele geçirdi kalbimi ve zihnimi..
Çok yaşlı bir beyefendinin bakım ve temizliği yapılması gerekiyordu. Gerek bilgisizlikten gerekse tahammül seviyesinden kimse bunu yapmaya yanaşamıyordu bile.. oysa fazla bir zamanı kalmadığı da aşikardı.
Malzemeleri temin edip, hastane odasında yanına gittim. Önce biraz bilgilendirip yavaş yavaş işlemlere başladığımda, bana büyük oğlunun ismiyle hitap etti. Beni oğlu zannediyordu.
Halbuki küçük oğlu, oda kapısında bekliyor ve belki son mantıklı konuşmalarını yapmayı umuyordu. Ona yönlendirmek istediğimde, hatırlayamadı. Benim (oğlunun) arkadaşı olduğu konusunda ısrarkardı.
Hepimiz garip duygular içerisinde, gözlerimiz dolu doluydu. Olabildiğince şefkat ve merhamet hissediyordum, küçük bir bebek gibiydi ruhsal olarak.
Oğlu sevinsin mi üzülsün mü bilemiyordu, sadece rahat ve huzurlu olması için herşeye razı bir hali vardı.
Beyefendi ise son anlarını bir kaç sene önce rahmetli olmuş oğluyla sohbet ederek ve onun sevecen vefakar ellerinde geçirmenin duyguları içersinde mutluydu.
İşlemler tamamlanıp, yine pırıl pırıl olduğunda doğal olarak uykuya teslim oldu yorgun, yıpranmış vücudu.. sabaha karşı kendisini sonsuzluğa bırakmış. Umarım aynı mutlu, huzurlu haliyle gitmiştir aramızdan.
İnsanları, sadece bi insan olduğu için, her haliyle sevebilmek.. ne olursa olsun elinden tutabilmek, mümkün olduğunca yüreğine dokunabilmek..
Bunlar yetenek değil biliyorum, sadece bir lütuf herkese kısmet olmayan. Belki de bu hayatta pek nadide olan, en özel şeylerden biri.
Yine de denemek, bu yönde adım atmak gerek, hani.. "aramakla bulunmaz ama bulanlar arayanlardır.."
Aahh ahh.. Bülent Bey, meğer o zamanlar ne toymuşum ve siz ne kadar haklıymışsınız, iyi ki siz de benim hayatıma dokundunuz.
Sevgiyle kalın 😘
Selam, Nedense bu tip mental sıkıntıları olanlar Katolik dinini seçmeye meyyaller. Pedofiller, tecavüzcüler, sadist tipler. Çok ilginç.. Zorlama eşcinseller, soy kırım yapanlar, ve hırsızların genelinin Yahudiler'den olması gibi.. Tuhaf ama bir tespit sadece. Ayrıca bu tiplemelerin aslında ne Hristiyan ne…devamıSelam,
Nedense bu tip mental sıkıntıları olanlar Katolik dinini seçmeye meyyaller. Pedofiller, tecavüzcüler, sadist tipler. Çok ilginç..
Zorlama eşcinseller, soy kırım yapanlar, ve hırsızların genelinin Yahudiler'den olması gibi..
Tuhaf ama bir tespit sadece. Ayrıca bu tiplemelerin aslında ne Hristiyan ne de Yahudi olmadıklarını bilince, sadece bir maske, yine de ilginç.
Cezaların caydırıcı olmadığında herhalde tüm dünya hem fikir mamafih kimseden de medet yok. Dünya genelinde daha fazla ses getirici eylemler yapmak gerekiyor sanırım. Şahsen ortaçağda cadılığa verilen ceza özellikle pedofiller için gayret münasip.
Neyse, iyi ki bana soran yok. Çok canım sıkıldı, hele ki binlerce kızılderili çocuğun maruz kaldıkları film boyunca aklıma takılınca şekerim (diyabet) oynadı düzeltemedim hala.
Yine de izlemek ve izlettirmek lazım bunlar birer toplumsal ders niteliğinde artık maalesef :((
Sevgiyle kalın 😘
Selam, Valla sarhoştum, zorla izlettiler :))) Hala başım ağrıyor ve acayip mide bulantısı var.. soda-limon, aspirin falan yok işe yaramadı ;) Film mi? Haa.. ondan bahsediyorduk. Fena sayılmaz, benim kadar sarhoşken izleyin o zaman çok güzel gözüküyor. Sevgiyle kalın 😘
Kendi hayatına son verecek kadar haklı vefakat gerçekleştiremeyecek kadar aciz olmak.. Ve bununla birlikte yaşamdan zevk almayı istemek vefakat nasıl yapılacağını bilememek.. Güvenmeye, sevmeye ve mutlu olmaya özenmek fakat hiç tatmadığı bu duyguları deneyimlediğinden emin olamamak.. Şimdi gözlerinizi kapatarak bu…devamıKendi hayatına son verecek kadar haklı vefakat gerçekleştiremeyecek kadar aciz olmak..
Ve bununla birlikte yaşamdan zevk almayı istemek vefakat nasıl yapılacağını bilememek..
Güvenmeye, sevmeye ve mutlu olmaya özenmek fakat hiç tatmadığı bu duyguları deneyimlediğinden emin olamamak..
Şimdi gözlerinizi kapatarak bu cümlelerde bahsedilenlerin hepsini aynı anda yaşayan bir kişiye empati kurmaya çalışın lütfen, lütfen.
Ve şimdi de, ona nasıl yardımcı olabilirsiniz?
Etrafınızdaki insanlara bu gözlükle bakın, ara sıra da olsa..
Gün gelecek, birçok kişi için "O" olacaksınız.
Hızır..
Filozof..
İnsan-ı kamil..
Rehber..
Dost..
Daha bir çok farklı isimler takabilirler size, artık onun da bir önemi olmayacak. Zira gönül de siz, aşkta siz olduktan sonra..
Sevgiyle kalın 😘
Harika bir pazar sabahıydı bana göre, en azından öyle başlamıştı. Tatlı bir esintisi olan bahar sabahlarından birinde, beni mutlu eden insanla deniz kenarında güzel bir kahvaltı, ardından orman gezintisi planlamıştık. İstanbul'da yaşamanın fevkaladeliklerine bayılıyordum her zamanki gibi. Sohbeti de harikaydı,…devamıHarika bir pazar sabahıydı bana göre, en azından öyle başlamıştı. Tatlı bir esintisi olan bahar sabahlarından birinde, beni mutlu eden insanla deniz kenarında güzel bir kahvaltı, ardından orman gezintisi planlamıştık. İstanbul'da yaşamanın fevkaladeliklerine bayılıyordum her zamanki gibi. Sohbeti de harikaydı, kim bilir yine ne ilginç yaşanmışlıklar anlatacaktı.
Hızlı ve küçük adımlarla araca yaklaştığımda arkada oturan genç kızı farkettim, bir zamanlar evli olduğunu söylemişti fakat henüz çocuklarından birisi ile tanışacak kadar ilerlemiş miydi bu ilişki..
Bu tip sürprizleri hiç sevmem, gel gör ki mızıkçılığı da sevmem. Ön kapıyı açıp yerleşirken "günaydın" dedim ortaya, sanki hep tanışıyorduk. Gerçi gözlerim kelimelerin dile getiremediğini ifade etmiş olacak ki "kızım ..." dedi. Memnun oldum güzelim derken sadece yüzümün yarısı arkaya dönüktü. Aynı bakışları görsün istememiştim. Hazırlıksızdım, nedense çırılçıplakmışım gibi hissediyordum, savunmasız, gerekiyormuş gibi. "Onun sizden ayrı geçirdiği zamanların müsebbibi bendim" mi diyecektim utanmadan. Ya o laf sokarsa ne yapmalıydım. Konuşmadık yol boyunca, bir okulun önünde durana dek, hmm üniversite sınavı vardı bugün yaa..
Ağzına sıçmak istiyordum, hırsımı çıkarmak. Hangi çocuk istikbalini belirleyecek bir sınava giderken, ilk kez gördüğü, ebeveynlerinin yuvasını dağıtan sevgilinin kendisine şans dilemesinin psikolojisiyle başa çıkabilirdiki..
Kapıya kadar bile uğurlamak niyetinde değildi benimki anlaşılan, usulca üzerinden eğilip kapısını açtım, kaçmıyorum git onu öp, başarı dile bekliyorum dedim hafifçe iteklerken.
Kapalı dar alanlarda sigara içmeyi sevmem zaten bunaltıcı gelir o tip yerler. Lakin bu defa beynimin ortasından alnıma doğru birşey tık tık atıyordu, koşmak veya soğuk suyun altına girmek ihtiyacı hissettiriyordu. Çakmağımı bulamıyordum, aradıkça sanki bir araç değil, o çakmağı bulmak hayati bir amaç, bir çözüm, bir kurtuluş vesilesine dönüşüyordu. Kutsal çakmak aşkına, lanet olsundu..
Torpidoda hep bir kaç tane olurdu, neden bilmiyorum, sigara falan da içmezdi hiç, ama çeşit çeşit çakmaklar olurdu torpidoda. Açtım..
Üç tarafı kapalı poşet dosya içinde bir sayfa kağıt yere düştü aniden ve işte çakmaklar da oradaydı. Sigaramı yakarken eğilip kağıdı aldım, gayri ihtiyari gözüm ilişti. Üzerinde yarının, pazartesinin tarihi olan bir boşanma dilekçesiydi bu.
Satırlar arasında gözlerim dolaşırken sanki ruhum da kaybolmuş ve çıkışı bulamıyordu. Aniden ter bastı, nefes alamıyordum. Tekrar tekrar okudukça çocukların, üçünün de velayetini istemediğini.. nefes alamıyordum sanki her yer kararmaya başlamıştı, sesler uzaktan ve uğultulu geliyordu..
Allah'ım ne yaptım ben!! Ben.. ne yaptım.. keşke bir şey olsa, mesela hiç bir iz bırakmadan toprak apansız yutsaydı beni.. kendimden tiksiniyor, utanıyordum.
Daha önce hiç tanışmadığım diğer iki çocuğun simaları gözlerimin önüne gelip duruyordu ve hiç konuşmadan küçücük parmakları ile beni işaret ediyorlardı yarı ağlamaklı..
Kapıyı zor açıp eğildim ve içimde ne varsa çıkardım, esas önemli olanlar hariç. O derin kötülük, bencillik, düşüncesizlik hala içimdeydi. Neden se geri geldiğinde beni teselli etmesini arzuluyordum bi yandan. Yaa olamaz, lan nasıl bi hayvandım ben, kendime inanamıyordum. Ve biliyordum, o yatağa girdiğimizde bunların hiç bir önemi kalmayacaktı. Öyle aşk şarhoşu, ölesiye mutlu olacaktım ki kimse bunu bozamazdı.. öyle mi olmalıydı, ya o kızcağız ne olacaktı.
Yüzümüze bile tükürmemişti ya !..
Geri geldi, istersen başka bir yere gidelim dedi elimdeki dilekçeyi yavaşça alırken. Nasıl bir hışımdı, aslında kendime, hızla çekip parçalarken dosyayı.. gözlerimden dökülenleri bırak sesim gitmiş konuşamıyor, nefes almakta bile zorlanıyordum. Sadece usulca "sktr" diyebildim..
"Ne diyosun, abartma o kadar" dedi.. "bak konuşalım bunu düzgünce.." ve daha bissürü şeyler söylüyordu fakat o "sktr" kendimeydi, sktr ol çık bu insanların hayatından, sktr ol git bu dünyadan, o çocuğun bakışlarına bu şekilde muhatap olmaktansa, mutluluk anlayışın birilerinin hayatını mahvetmeye dayalıysa "sktr aq" neren insan olum senin diyorum kendime..
"Bak! Beni dinle!" Derken sesim tahmin ettiğimden de fazla çıkmıştı. "Ben babasızlığın ne olduğunu biliyorum, sana anlatmıştım biraz. Seni ne kadar sevdiğimi de biliyorsun. Köpekler gibi aşığım sana.." derken daha normaldi sesim. Sol ayağımı biraz yukarı çekip üzerine abandım ve dudaklarımızın son kez buluşmasına izin verdim. Şaşırmıştı fakat karşılık veriyordu. Onu hiç öpmediğim kadar aşkla öptüm aynı anda da kalbim bir sürü hançer darbesiyle parçalanıyordu sanki, inanılmaz bir acı ve inanılmaz bir haz aynı anda nasıl olabilirdi..
Geriye ayrıldığımızda bir tek kelime dökülüverdi dudaklarımdan.. bunun anlamını biliyordu, ilk tanıştığımız zaman söylemiştim ona, beni senden ayırabilecek tek şey var, yalan demiştim ona. Şimdi ise "yalancısın" demiştim.
Sustuk..
"Asla aramayacaksın, azıcık saygın, azıcık sevgin vardıysa bana çocuklara iyi bakacaksın ve ben bir şekilde bunu bileceğim hep.." dedim araçtan inerken..
"Ama.. bak.." diyecek olsa da, o da biliyordu, bu dakikadan sonra artık mümkün değildi..
Aniden çiselemeye başlayan yağmur panik atağıma olmasa da gözlerimden çağlayan şelaleye maske oluyordu hiç olmazsa..
O gün doğru olanı yaptığımı bilmiyorum ve üzerinden onbeş yıl geçti ama hala neden bu kadar acıyor abi diyordu danışanım.. hala neden?..
Normalde huyum değildir ama sarıldım sımsıkı, omzumda dermansız kalana kadar o ağladı ben ağladım.
Gönül kimi sever, ne zaman belli olmaz.. kime neden değer verir, neleri feda ederiz ya da nelere feda ederiz.. fakat sevgiden aşktan azıcık tatmış olanlar ancak bu olup bitenlere saygı duyar, merhamet eder..
Sevgiyle kalın 😘