İşte o büyülü havası olan filmlerden biri daha. Gerçi bu havaya sebep olan Audrey Tautou'nun varlığı da olabilir aslında. Keyifle izleyebileceğiniz, kendi içinde bir ritmi olan, gününüzü güzelleştirebilecek, sevilesi bir film. Ben bayıldım. :) "İsterdim ki, isterim ki..."
#kitapalıntıları "Matematikte her sayının bir değeri olur genelde; x=3, a=4 mesela. Ama toplumda: Bir, sahip olduğumuz değer vardır; iki, karşımızdakinin zannettiği; üç, bizim zannettiğimiz değer vardır. O yüzden insan çok değerli bir değişken ve çok değişkenli bir denklemdir." "Bozkırda, çölde…devamı#kitapalıntıları
"Matematikte her sayının bir değeri olur genelde; x=3, a=4 mesela. Ama toplumda: Bir, sahip olduğumuz değer vardır; iki, karşımızdakinin zannettiği; üç, bizim zannettiğimiz değer vardır. O yüzden insan çok değerli bir değişken ve çok değişkenli bir denklemdir."
"Bozkırda, çölde içinize dönersiniz; zenginlik sizdedir. Ama şehirde zenginlik çevrenizdedir."
"Akıl ve duygu, çocukluğumdan beri, bir değirmen gibi ince ince öğütür beni."
"Bir yanı kurttur insanın bir yanı kuzu; artık nasıl eğitilirse..."
"Ne kurt, ne kuzu, insan olmak, ezmemek, ezilmemek güzeldi ama pahalıya mal oluyordu insana."
"Çocukların kuzu, annelerin çoban olduğu ülkelerde, sürünün sahibi, çobanın patronu erkeklerdir genelde; yani feodal düzende. Güdülmeye alışık olanlar, annelerini, patronlarını kaybettiklerinde, büyüseler bile, yeni çobanlar, yeni patronlar bulurlar kendilerine; patronluk değişse bile kuzuluk baki kalır bu evrende Pir değişebilir, pirzola hep aynıdır sofralarda."
#kitapalıntıları "Şairlerin dediği gibi ‘Paris güzel bir salon, Londra güzel bir park, Berlin güzel bir kışla ama İstanbul güzel bir şehir' idi." "Madem ki insanlar birbirine acı veriyordu, o zaman en güzel şey hayata meydan okumak ve mutlak bir yalnızlığı…devamı#kitapalıntıları
"Şairlerin dediği gibi ‘Paris güzel bir salon, Londra güzel bir park, Berlin güzel bir kışla ama İstanbul güzel bir şehir' idi."
"Madem ki insanlar birbirine acı veriyordu, o zaman en güzel şey hayata meydan okumak ve mutlak bir yalnızlığı seçmekti."
"Ortada üzülecek hiçbir şey yokken bile, içini sınırsız bir üzüntü kaplıyor."
"Vapurda, trende, tramvayda, tünelde hülasa bütün nakil vasıtalarında yanınıza rastlayan kadını öyle yiyecek gibi süzmeyiniz. O bir moda mankeni değildir ki üstünü başını seyredesiniz."
"Biraz erken ya da geç ölmenin bir anlamı olmadığına göre, yaşamanın amacı neydi? Zaten yok olacak kumdan şatolar yapmak neye yarıyordu?"
"Hayat planlara göre ilerlemiyordu işte."
"Para mühimdir ama her şey demek değildir."
"İnsan bir şeyi yitirmeye görsün, o zaman gerçek değeri ortaya çıkıyordu demek ki."
"Bu hayatta iki tip insan vardı: Ezenler ve ezilenler!"
"Mücadelelerin, savaşların çoğunun altında mülk kavgası var."
"Yapayalnız bir hayat mümkün müydü?"
#kitapalıntıları "25 yaşında, iyi eğitimli, iki yabancı dil bilen sağlıklı genç, geri kalanını temin edebilmek amacıyla hayatının bir bölümünü satıyor. İlgilenenler aşağıdaki telefon numarasına başvurarak randevu alabilir." "Seni öyle bir analiz edeceğim ki benimle karşılaştığın güne lanet edeceksin!" "Öncelikle şunu…devamı#kitapalıntıları
"25 yaşında, iyi eğitimli, iki yabancı dil bilen sağlıklı genç, geri kalanını temin edebilmek amacıyla hayatının bir bölümünü satıyor.
İlgilenenler aşağıdaki telefon numarasına başvurarak randevu alabilir."
"Seni öyle bir analiz edeceğim ki benimle karşılaştığın güne lanet edeceksin!"
"Öncelikle şunu bilmelisiniz ki, düşleriniz ancak ve ancak onlara İnanacak kadar güçlüyseniz gerçektir."
"Bir insan kendini Napolyon sanıp bundan da mutluluk duyabiliyorsa, onu sözde tedavi edip mutsuz kılmak doğru mu?
"Sırf çoğunluğun normallik anlayışına ters düşüyor diye birine deli yaftası yapıştırıp onu bir tımarhaneye kilitlemek insanlık dışı değil mi?"
"Neden insanları değiştirmektense insanlara dünyayı değiştirecek gücü vermeyi denemiyorsunuz?"
"Ya deliler haklıysa!" "Delilere özgürlük!"
"Herkeste sevilmeye değer bir şeyler vardır..."
"Siz dalga mı geçiyorsunuz benimle?"
#kitapalıntıları "Unutmayasın ki, her karanlığın sonunda bir ışık mutlaka vardır. Sabahı olmayan gece gördün mü sen hiç?" "Hasret mi, ölüm mü diye sorsalar... Kesinlikle ölümü seçerdi ama ona soran olmamıştı ki..." "Aralarında hiçbir bağ olmayan iki yabancının dertleşmesi, karşısındakine içini…devamı#kitapalıntıları
"Unutmayasın ki, her karanlığın sonunda bir ışık mutlaka vardır. Sabahı olmayan gece gördün mü sen hiç?"
"Hasret mi, ölüm mü diye sorsalar... Kesinlikle ölümü seçerdi ama ona soran olmamıştı ki..."
"Aralarında hiçbir bağ olmayan iki yabancının dertleşmesi, karşısındakine içini dökmesi çok daha kolaydır aslında. Kimse kimseye karışmaz bu geçici beraberlikte, şunu neden yaptın diye hesap sormaz. Suçlama, aşağılama, kınama, sorgulama yoktur aralarında. Biri derdini anlatır, diğeri dinler. Anlatan hafifler, ferahlar, dinleyen karşısındakinin ferahından pay alır."
"Sabaha güvenme! Güneşin kimler için doğacağını bugünden kestiremezsin."
"Yanlış bir inanış vardır . Acı çekmenin analara mahsus olduğunu düşünülür nedense. Babalar dertlerini, tasalarını ,onulmaz acılarını yüreklerine gömüp dillendiremedikleri için belki de..."
"Ölümden başka her şeyin çaresi vardır bu dünyada."
"Ama ayrılık kaçınılmaz. Yüreğinde sürdüreceksin sevgini. O olmadan da onu sevmeyi öğreneceksin. Ateşten gömlektir ayrılık. Üzerine geçirdiklerinde, sımsıkı sarınmaktan başka çaren yoktur."
Bukowski'nin ilk okuduğum kitabı. Çocukluk ve ilk gençlik yıllarını anlattığı otobiyografik roman. Ailesi ve çevresiyle olan ilişkileri etkileyici idi. Tavsiye ederim, hoşuma giden birkaç cümleyi aşağıya bırakıyorum. *Ne yıpratıcı yıllardı onlar - yaşama isteği ve gereksinimi ile dolu olup, yapamamak."…devamıBukowski'nin ilk okuduğum kitabı. Çocukluk ve ilk gençlik yıllarını anlattığı otobiyografik roman. Ailesi ve çevresiyle olan ilişkileri etkileyici idi. Tavsiye ederim, hoşuma giden birkaç cümleyi aşağıya bırakıyorum.
*Ne yıpratıcı yıllardı onlar - yaşama isteği ve gereksinimi ile dolu olup, yapamamak."
"Gece okuyordum kitaplarımı, battaniyenin altında, ısınmış lambayla. O güzelim satırları boğularak okumak. Sihirliydi..."
"Ne korkunç şey! Neden gizli yaptıkları anlaşılıyordu. Bir de herkesin yaptığını düşünmek! Öğretmenler, müdür, herkes! Çok aptalcaydı. Sonra Lilla Jane ile yaptığımı düşündüm, o kadar da aptalca gelmedi bana."
"Çok şey istemiyordum hayattan, sadece yalnız bırakılmak."
"Neden hep kötü ile daha kötü arasındaydı seçimlerimiz?"
"Üniversite yaşamı yumuşak ve gerçeklerden uzaktı. Dışarıda, gerçek dünyada seni nelerin beklediğinden
söz etmiyorlardı."
#kitapalıntıları *Aşk mesafe yüzünden ölmez. Şüphe yüzünden ölür. *İki büklüm oldum acıdan. Gene gülümsedim... *Senin gönlün değişirse, dünya değişir. *Aşk şeriatı bütün dinlerden ayrıdır. *Belki de aşk sevgiliyi kazanmayı değil de, Onda kendini kaybetmeyi gerektirir. *Kader yolun tamamını değil, sadece…devamı#kitapalıntıları
*Aşk mesafe yüzünden ölmez. Şüphe yüzünden ölür.
*İki büklüm oldum acıdan. Gene gülümsedim...
*Senin gönlün değişirse, dünya değişir.
*Aşk şeriatı bütün dinlerden ayrıdır.
*Belki de aşk sevgiliyi kazanmayı değil de,
Onda kendini kaybetmeyi gerektirir.
*Kader yolun tamamını değil, sadece yol ayrımlarını verir. Güzergah bellidir ama tüm dönemeç ve sapaklar yolcuya aittir. Öyleyse ne hayatının hakimisin, ne de hayat karşısında çaresizsin...
*İnanç aşk gibidir. İspat istemez. Mantıksal bir açıklama beklemez. Ya vardır ya da yok.
*Kör bir kuyunun dibine vardıktan sonra, yitirilecek hiçbir şeyin kalmadığı bilinci, umulmadık bir güç veriyor insana.
*En uzak mesafe birbirini anlamayan iki kafa arasındadır.
*Aşk diye bir şey yaşıyorum.
Ne tek taraflı demeye dilim var, ne de karşılıklı olduğuna ispatım…
#kitapalıntıları *Şayet bir işi başarmak istiyorsan, onu neden bir başkasının değil, senin yapman gerektiğine kainatı ikna etmen lazım. Bunun da tek yolu çalışmaktır. *Belki de insan bir şeye ne kadar yakınsa o kadar az görebiliyordu. Yıldızlar gibi hayatın hakikatlerini keşfedebilmek…devamı#kitapalıntıları
*Şayet bir işi başarmak istiyorsan, onu neden bir başkasının değil, senin yapman gerektiğine kainatı ikna etmen lazım. Bunun da tek yolu çalışmaktır.
*Belki de insan bir şeye ne kadar yakınsa o kadar az görebiliyordu. Yıldızlar gibi hayatın hakikatlerini keşfedebilmek için de mesafe gerekiyordu.
*Etrafını her dediklerine 'evet' diyen dalkavuklarla dolduranlar, fikrini dürüstçe söyleyen adamı hain zanneder.
*Aşk gerekli değildi. Hatta yokluğu daha iyiydi. Aşk sadece ıstırap getirirdi. Sevgi yeterliydi.
*İnsanın bir kütüphanesi varsa bin öğretmeni var demektir. Aslolan öğrenmek. Cühela takımı zanneder ki bu aleme yiyip içmeye yahut kavga çıkarmaya geldik. Veya çoluk çocuğa karışmaya. Halbuki esas işimiz bilgimizi ilerletmek. Bu sebepten buradayız.
*Hayatta hiçbir şey, dışa vurulamayan kızgınlık kadar zarar vermez insan ruhuna.
*Ustam der ki yaptığımız iş bize geri döner: Katip isen kağıdın, çiftçiysen toprağın, mimar isen taşın dilini konuşursun. İyi işler yapalım ki, şu aleme bir hayrımız olsun.
#kitaplıntıları *Unut, çünkü bunları çok düşünürsen insanlara kızmak ve belki, sonunda onlardan nefret etmek zorunda kalacaksın. Yalnız unutmak onları yeniden sevmene ve aralarında yaşamana olanak verir... *Hayat boyu gömülmenin arifesindeyim. *İster Fransız ol, ister Kolombiyalı, bütün katiller aynıdır. *Yeniden hayata…devamı#kitaplıntıları
*Unut, çünkü bunları çok düşünürsen insanlara kızmak ve belki, sonunda onlardan nefret etmek zorunda kalacaksın. Yalnız unutmak onları yeniden sevmene ve aralarında yaşamana olanak verir...
*Hayat boyu gömülmenin arifesindeyim.
*İster Fransız ol, ister Kolombiyalı, bütün katiller aynıdır.
*Yeniden hayata dönecek cesaretiniz yoksa, hiç olmazsa bu cesareti gösteren kişilere saygı duyun.
*Korku, bir çok şeylerin yanlış görülmesine yol açabilir.
*Kaçmak! Bu tılsımlı sözle kendimden geçiyorum.
*Çürümeye, bozulmaya giden yirmi beş yaşındaki bir çocukla alay edip kahkahalarla gülünüyordu.
*Uygarlığa dönmekle kendi felâketimi hazırlamış olur muyum?
*Geçmişin görüntüleri beni öylesine büyük bir güçle hücremden söküp alıyor ki, içerde geçirdiğim saatlerin çoğunda özgürüm.
*Acı çeken her insanın yüreği soylulaşır.