Türk dizi tarihinin abartısız en iyi dizisi..Belki bu diziyi bu kadar egzajere etmenin ne anlamı var ? Diyebilirsiniz.. Fakat sezonlarca sürüp izlerkitleye ulaşamamış o kadar çok boş dizi var ki.. İzlerkitleye ulaşabilen, izleyici tarafından benimsenen diziler ise bunu tek bir…devamıTürk dizi tarihinin abartısız en iyi dizisi..Belki bu diziyi bu kadar egzajere etmenin ne anlamı var ? Diyebilirsiniz.. Fakat sezonlarca sürüp izlerkitleye ulaşamamış o kadar çok boş dizi var ki.. İzlerkitleye ulaşabilen, izleyici tarafından benimsenen diziler ise bunu tek bir sezonla değil, birçok sezonla başarabilmiştir. Şahsiyet ise tüm bunları 1 sezon 12 bölümde başarmıştır. Haluk Bilginer'in olağanüstü performansı bunda çok etkili bir unsur olmuştur. Peki siz de bir gün alzheimer olacağınızı bilseydiniz, her şeyi birer birer unutsaydınız tek tek intikam alır mıydınız ? 21.YY'da belki de insanların dilediği psikolojik bir istek haline gelmeye başladı unutmak.. Çünkü son zamanlarda yaşadığımız sosyo-psikolojik olaylar bizi buna istemeye zorluyor desek yalan söylemiş olmayız sanırım.. Buradaki analimizimi, dizide, sosyolojik tespitin dibine vuran şu en çok sevdiğim üç replikle bitirmek istiyorum..
"Sen zannediyor musun ki bir tek alzheimer olan sensin? Herkes hasta, hepsi hasta. Yarın bugün bir milli maç olur, herkes her şeyi unutur. Bu millet neleri unuttu, seni mi unutmayacak, sen kimsin ki, alt tarafı bir katil, alt tarafı bir cinayet haberi."
"Kadınlara göre erkekler güvenilmez.Erkeklere göre kadınlara güvenilmez.Biri de çıkıp demiyor ki, cinsiyetle alakası yok, şahsiyet meselesi."
" Bir suç işliyorsan ve suçlanmak istemiyorsan, etrafına yeterince kalabalık toplaman yeterli."
Sevmenin en saf, en imkânsız hâli.. Bu filmi izlerken " Nerede kaldı böyle sevgiler ? " Diyesi geliyor insanın.. Peki bir insanın resmine gerçek mânâda aşık olunabilir mi ? Ya bir gün o resmin gerçeği ile yüz yüze gelirseniz ?…devamıSevmenin en saf, en imkânsız hâli.. Bu filmi izlerken " Nerede kaldı böyle sevgiler ? " Diyesi geliyor insanın.. Peki bir insanın resmine gerçek mânâda aşık olunabilir mi ? Ya bir gün o resmin gerçeği ile yüz yüze gelirseniz ? Halâ o resmi sevmeye, o resme aşık olmaya devam edebilir misiniz ? İnsanoğlunun belki de aşk konusunda en çok mustarip olduğu bir konuyu taa 1965'lerde ele almış bir film Sevmek Zamanı.. Ve film sizi şu acı ama gerçek ve hâlâ cevabı net olarak bilinemeyen bir soruyla karşı karşıya bırakıyor.. O gerçekten size mi aşık ? Yoksa sizin ona olan sevginize mi..?
Yalan söylemek çağımızın belki de amansız hastalıklarından biri. Mikro ve makro beden dilini en ufak ayrıntısına kadar sıkmadan anlatan bir dizi. Paul Ekman'ın "Yalan söylediğimi nasıl anladın ?" Kitabından uyarlananmış bir dizi.. Kitabı okunulması ve dizisi izlenilmesi gereken bir yapıt.